MİLLETİN BAŞI SAĞ OLSUN!
Cuma, 11 Eylül 2015 00:00

MİLLETİN BAŞI SAĞ OLSUN!

Son zamanlarda terör olayları tırmanış gösteriyor. Vicdansızlar milletin güvenliğini korumaya çalışan polislerimize, askerlerimize pusu kuruyor, şehid ediyorlar. Türk'ü Kürt'ü birbirine düşman etmeğe çalışıyorlar. Milletin başı sağ olsun. Allah bu vatanın hainlerin tuzağına düşürmesin ve millet birliğini bozmasın. Biz hepimiz Müslümanız. Müslümanlık üst kimliğimizdir. Her Müslüman da birbirinin kardeşidir. İslâm'da ırkçılık yoktur. Irkçılık geri kafalılıktır. Bütün insanlar aynı kökene dayanır. Önemli olan inanç ve mefkûre birliğidir. İslam bizi birleştirmiş, kardeş yapmıştır. Cenabı Hak: "Ey inananlar, Allah’tan, O’na yaraşır bi­çimde korkun ve ancak Müslüman­lar olarak ölün. Ve topluca Allah’ın ipine yapışın, ayrılmayın; Allah’ın size olan ni‘metini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman idiniz, (Allah) kalblerinizi uzlaştırdı. O’nun ni‘metiyle kardeşler haline geldiniz. Siz ateşten bir çu­kurun kenarında bulu­nuyordunuz, (Allah) sizi ondan kurtardı. Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki, yola gelesiniz." (Âli İmran Suresi: 102-103) buyurmaktadır. Birlikten kuvvet doğar. İnce teller birleştirilince gemileri zapteden halatlar olur. Ama tek tel hemen kopar.

İstemiyorlar Türkiye'nin güçlenmesini, Avrupa'nın karşısında bir süper güç haline gelmesini. Onun için ırkçılık hareketini körükleyerek bizi bölmek, zayıflatmak, çökertmek istiyorlar. Bu tuzağa düşmek, şeytana yem olmak demektir.

Ey askere, polise pusu kurup parçalayanlar, sizde hiç vicdan yok mu? Ne istiyorsunuz? Bölerseniz elinize ne geçecek? Herhalde birkaç kişinin herhalde düşledikleri o devlette bakan, başbakan gibi mevkilere gelmesi. Bunun asıl halka faydası ne?

Şimdi bu memlekette Kürt ile Türk arasında ne fark var? İsteyen herkes vali oluyor, milletvekili oluyor, bakan oluyor, cumhurbaşkanı oluyor. Doğuya ve güneydoğuya dünya kadar yol yapıldı, baraj yapıldı, ve yapılıyor. Ama bu terör hareketleri doğu bölgelerine yatırım yapılmasını önlüyorlar. Şimdi bu davranışlar kimin yararına? Bundan oralarda yaşayan Kürt vatandaşlar zarar görüyorlar. Öyle ise bu eylemlerin Kürt halkı lehine olduğu söylenebilir mi? Hiç kuşkusuz bu olaylarda Türkiye'nin kalkınmasını istemeyen dış güçlerin parmağı vardır.

Çözüm süreci olayını teröristler silahlanma ve toparlanma için fırsat saydılar. Silahsızlanacakları yerde iyice silahlandılar. Sözde ateş kes ilan edenler, büyük şehirlerde sokakları kana bulamak için kilolarca patlayıcı maddeleri şuraya buraya sevk ediyorlar. Bu nasıl iştir, kardeş kardeşi öldürmek için ellerinden gelen her türlü hainliği yapmaktan çekinmiyorlar. Kim kaybediyor, kim kazanıyor? Bütün millet, Kürt’ü de Türk’ü de kaybediyor. Kazanan, Türkiye’nin ilerlemesini, gelişmesini istemeyen yüzde dost özde düşman uluslar. Yüz milyarlarca dolar terör yüzünden havaya, kavgaya harcandı. Bu paralarla nice fabrikalar kurulur, iş arayan nice insana iş aş kapısı açılırdı. Eğer bu terör belası olmasaydı şimdi Türkiye gelişmiş Batı ülkelerinin düzeyine çoktan ulaşmıştı. Ekmek parası için vatandaşımız Avrupa’ya gitmenin yolunu ara­mayacaktı. Belki Avrupalı buraya gelmeye çalışacaktı. Ama olmuyor, bir türlü bu belâdan kurtulamıyoruz.

Bu terörü kendi halinde doğulu Müslüman kardeşler mi istiyor? Hayır, onlar ekmek parasını temin etmenin peşinde. Ayda sekiz yüz lira kazanabilmek için Adıyaman’dan Rize’ye gelip çay toplayan gencin derdi bölücülük, değil, kendisini ve ailesini geçin­dirmek. Günde 30 lira kazanma uğrunda iğreti iskeleden düşüp canını veren gencin amacı sırtına bir gömlek alabilmektir, bölücülük değil. Bu kavmiyetçilik bir asırdan fazla bir zamandan beri bizi yiyip tüketiyor. İşte Mehmet Akif “Fikr-i kavmiyeti şeytan mı soktu aranıza” dizesiyle bu belâdan yakınıyor.

Aklımızı başımıza alalım, Türk’ü, Kürt’ü 75 milyon hep kardeşiz. İslâm’da ırkçılık yoktur. Gönül birliğiyle bu gece Allah’a yönelilm ve Allah'ın yücelerden yeryüzüne sarkıttığı sağlam kulpa, metin ipe tutunalım. O bize huzura, refaha ve en sonunda da huzurların en büyüğü olan cennete çekecektir.

Allah'ın rahmet denizinde yatmasını niyaz ettiğimiz şehitlerimize merhum Âkifimizin diliyle seslenerek diyorum ki:

"Ey Şehid oğlu şehîd isteme benden makber

Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber!"