KORUNANLARA VAADEDİLEN İKİ CENNETİN ANLAMI
Salı, 16 Haziran 2015 00:00

KORUNANLARA VAADEDİLEN İKİ CENNETİN ANLAMI*

Süleyman Bey merhaba, Rahman Suresi,46. Âyette: ''Rabbinin makamından korkan kimseye iki cennet var.'' buyurulduktan sonra, 62. Âyette: ''İkisinden başka, iki cennet daha var'' denmektedir. Ben bu âyetleri tam olarak anlayamadım. İki cennet var demekle ne kastediliyor? Bu konuda beni aydınlatırsanız sevinirim. Yardım ve ilginiz için şimdiden teşekkür ederim...

Cevap: Rahman Suresi’nin 46-78’nci âyetlerinde hitap hep tesniye (ikil) şeklinde cinlere ve insanlara yapıldığından, Rablerinden korkanlara iki cennet verileceği buyurulmaktadır. Bunlardan birinin cinlere, birinin de insanlara özgü cennet olması olasıdır. Sözün akışından bu anlaşılıyor. Râzî'nin işaret ettiği bir ihtimale göre de bu cennetlerden birisi maddî, diğeri de ruhsal cennettir. Bir ihtimâle göre de bunlardan biri yapılan güzel işlerin karşılığı, öteki de fazlasıdır. Yukarıda suçluların iki azap arasında: Ateş ile kaynar su arasında dolaştıkları buyurulmuştu. Onunla uyumlu olarak korunanlara da iki cennet verilmekte, onlar da iki cennet arasında dolaşmaktadırlar.

Daha önce iki cennet canlandırıldıktan sonra onlardan ayrı olarak hemen aynı nimetlerin bulunduğu iki cennetin daha canlandırılması, birkaç biçimde açıklanmıştır:

1) Dünyada mü'minlerin amelleri değişiktir. Herkes amelinin derecesine göre bir cennete girer. Bu cennetler, cennetin dereceleridir. Nitekim Vâkıa Suresinin 7-39’ncu âyetlerinde, Hadid suresinin 7-10’ncu âyetlerinde mü'minlerin derecelerinin farklılığına işaret edilmiştir.

2) Zemahşerî'ye göre birinci cennet mü'minlerin kendilerine, ikinci cennet de kendilerinden sonra gelecek zürriyetlerine ve kendilerine tabi olanlara verilecektir.

3) Başka bir tefsire göre ilk âyetlerde tasvir edilen iki cennet, dünyada mü'minlerin ellerine geçirecekleri güzel topraklar, ikinci grup âyetlerde tasvir edilen iki cennet ise âhirette girecekleri cennetlerdir.

Son iki cennetin mudhâmmetân, naddâhatân, refrefin hud-rin, abkariyyin hisân (yemyeşil, püsküren iki pınar, yeşil sergiler, yastıklar, güzel abkarî kumaşlar) gibi daha çarpıcı vasıflarla nitelendirilmiş olması, bunların, birinci iki cennetin ötesinde, daha yüksek vasıfta cennetler olduğunu ve bu cennetlerin, birinci iki cennetten daha sonra verileceğini hatıra getirir. Bundan ötürü birinci iki cennet ile mü'minlere dünyada verilecek cennet topraklar, bunların ötesindeki iki cennet ile de dünyadan sonra onlara verilecek âhiret cennetleri kastedilmiş olduğu kanısını benimsiyoruz.

Çünkü bu ikinci iki cennetin yeşilliği mudhâmmetân (yem-yeşil), suları naddâhatân (püsküren, fışkıran) gibi önceki cennet-lerden daha güçlü vasıflarla nitelendirildiği gibi meyveleri daha detaylandırılmış (meyve, hurma ve nar); içlerinde çok güzel hayırlar (iyilikler, nimetler, mal ve refah) bulunduğu; mü'minlerin yaslanarak oturdukları sergilerin yüksek, yeşil ve Abkarî (harika); kendilerine verilen dilberlerin de çadırlarda kapalı, saklı olduğu belirtilmiştir... Bu vasıflar, son iki cennetin, ilk iki cennetin altında değil, onların ötesinde yani âhirette olduğunu gösterir. Gerçeği Allah bilir.

 

*yazı arşivden alınmıştır