HÜRMET-İ MÜSAHARE SORUNU
Cumartesi, 13 Haziran 2015 00:00

HÜRMET-İ MÜSAHARE SORUNU

Geçen gün biz geç saate kadar oturunca babam eşime yani gelinine, gel ben seni yatırayım dedi. Babam öyle söyleyince, aklıma birden kötü dü­şünceler geldi ve eşime otur, yirmi dakika sonra beraber çıkarız odaya, dedim.

1) Böyle bir düşünce aklıma geldiği için çok pişmanım. Bunu düşünüp karıma "otur, yirmi dakika sonra beraber çıkarız odaya" diyerek babam ve eşim hakkında böyle kötü bir kıskançlığa kapılmak nikâhıma zarar verir mi?

2) İkincisi bunun cevabını ararken internette değişik yazılar okudum. Bu yazılardan birinde "kayınbaba gelinini şehvetle öpse, oğlu ile gelininin nikâhı düşer ve ebediyyen haram olurlar" diyor. Bunu açıklar mısınız? Bir okur

Cevap: Şunun bunun görüşüyle din sabit olmaz. Nikâhın düşmesi için erkeğin, karısını üç ay içinde ve her ay bir talak vermek suretiyle boşaması gerekir. Bir söz ile nikâh bozulmayacağı gibi bir ay içinde birkaç kez boşama sözüyle de nikâh düşmez. Ancak her ay bir talak vermek suretiyle nikâh bozulur.

Sizin içinizden geçen kötü düşünce ile de nikâh düşmez. Sadece içinizden kötü zan geçirmekle hata etmişsinz. Bunun için Allah'tan af dilemeniz gerekir. Ama babanızın "Gel kızım seni yatırayım" ifadesi de herhalde bilinçsiz olarak söylenen bir sözdür. Fakat kuşku uyandıracak bir söz. Eğer bu söz ile, babanız içinden geliniyle yatmayı kastetmiş ise hatalıdır, hatta edepsizliktir. Bu düşüncelerden İslâm hukukunda hürmet-i müsahere diye bir konu geliştirilmiştir.

HÜRMET-İ MUSÂHERE NEDİR?

Hürmet-i musâhere, hısımlık yoluyla doğan nikâh yasağıdır. Kişinin evlendiği veya cinsellik anlamında ilişki kurduğu kadının, annesinin veya çocuklarının o kişiye haram olması, onlarla evlenme yasağıdır. Zayıf bir rivayetle haram sabit olmaz. Kadının cinsel organına bakmakla böyle bir yasağın doğacağı düşüncesi, sadece bazı fıkıhçıların görüşüdür. Bir kadının cinsel organına bakmakla o kadının kızının, bakana haram olacağına dair Kur'ân'da bir hüküm olmadığı gibi bu husus, bütün İslâm bilginlerinin oybirliğiyle kabullendikleri bir görüş de değildir.

Bu konu, Hanefilerle Medineliler arasında tartışma konusudur. Ebu Hanife'ye gör evlendiği kadınla henüz birleşmeden o kadının annesiyle evlenirse anne ile olan nikâhı geçersizdir, adamın, kayınvalidesinin kızıyla olan nikâhı sürer. Ama anne ile birleştiği takdirde anne de kız da adama haram olur. Keza zina ettiği kızın annesi ile de birleşirse hem kız, hem anne adama haram olur.

Fakat Medinelilere göre zina etmiş olduğu kadının kızıyla evlenmek caizdir. Fakat kızla evlendikten sonra annesiyle de evlenmek haramdır; bu takdirde anne de, kız da adama haram olur. Evlendiği kızın annesiyle zina etmesi, kızla olan nikâhı da düşürür.

Fıkıhçıların bu konuda görüşleri değişiktir. Hanefîler şehvetle bak­manın da hürmet-i musâhere (evlenme dolayısıyla haramlık) doğuracağını söylerken Hanbelîler, sadece bakmakla böyle bir yasak doğmaz. Fi'len birleşmek gerekir. Bir yerde halvet olmakla, fercin dışında bir organa şehvetle dokunmak veya bakmakla veya öpmekle, cima' dışında bir yöntemle tatmin olmakla musâheret yasağı doğmaz. Bu yasağı doğuran, tam cinsel birleşmedir (el-Cezîrî, el-Fıkh alâ'l-mezâhibi'l-arba'a, 4/68)