NAMAZDAN SONRA OKUNACAK TESBÎHLER (1)
Pazar, 17 Mayıs 2015 00:00

NAMAZDAN SONRA OKUNACAK TESBÎHLER (1)

Sayın Hocam Es-Selamu Aleyküm.

Hocam, namaz bitince Allahümme entes selamu minkesselam tebarekte Ya Zel Celali Vel ikram diyoruz. Bundan sonra 3 kez Estağfirullah Estağfirullah ve Estağfirullah El Azim diyoruz Bundan sonra Peygamber Efendimize Salavat getiriyoruz ve akabinde, Sübhanallahi Velhamdülillahi Ve La İlahe İllallahü Vallahü Ekber, Ve La Havle Ve La Kuvvete İlla Bilahil Aliyyl Azim diyoruz ve Ayet ül Kürsi yi okuyoruz. Bu sıra doğru mu acaba hocam?

Bazı kaynaklarda Hanefi mezhebi namaz sonrası tesbihatta  salavat okunmaz diye bir yazı okumuştum.

Saygılarımla Hocam Allah razı olsun. ...

Cevap: Evet bazı hadislerle tesbit edilmiş olan bu sıra doğrudur. Yalnız sünnet olan sadece 33 er kere subhanellah, elhamdu lillah Allahu ekber demektir. Ardından da dua etmektir. Duaya "Subhane rabbiyel aliyyil a'lâl-Vahhab diyerek başlanır. Şimdi ben size "Yeni İslâm İlmihali" adlı eserimden namazdan sonra okunacak dua ve tesbihleri yazıyorum.

NAMAZDAN SONRA OKUNACAK TESBÎHLER

Selâmdan sonra "Allahumme ente's-selâmu ve minke's-selâmu tebârakte yâze'l-celâli ve'l-ikrâm" demek sünnettir. Farz namazlar camide cemaatle kılınır. Sünnet namazlar için en uygun olan, evde veya kimsenin göremeyeceği bir yerde kılmaktır. Şayet sünnet camide kılınacaksa farza durulan yerden biraz ayrılmak müstehabdır. İmam sünneti kılmak için mihrabın sağına veya soluna geçer. Namaz bittikten sonra da önünde namaz kılan kimse yoksa cemaate döner. Farz bitince gitmek isteyen gidebilir.

Namazın sonundaki dua ve tesbihler, namazın kendisine dâhil değildir. Bunları okumayanın da namazı tamamdır. Ancak bu duaları okumak sevaptır.

Selâmdan sonra imam ve cemaatin üç kere:

"اسْتَغْفِرُ اللَّهَ الَّذِي لا إلهَ إلاَّ هُوَ الحَيَّ الْقَيُّومَ وَأتُوبُ إليْه Estağfirullâhellezî lâilâhe illâ huve'l-hayye'l-kayyûme ve etûbu ileyh" demeleri sünnettir.

Gerek yalnız gerek cemaatle kılarken istiğfarı müteâkib: "سُبْحَانَ اللهِ وَالْحَمْدُ للهِ وَلا إلَهَ إلاَّ اللهُ وَاللهُ أكْبَرُ وَلا حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إلاَّ بِاللهِ الْعَلِىِّ الْعَظِيمِSubhânellâhi ve'l-hamdu lillâhi velâ ilahe illâllâhu vallâhu ekber velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyi'l-azîm" denir. Herkes Eûzu Besmele çekip âyete'l-kursî'yi okur.

اللّهُ لاَ إِلَـهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ لَّهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ مَن ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلاَّ بِإِذْنِهِ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلاَ يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِّنْ عِلْمِهِ إِلاَّ بِمَاشَاء وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَلاَ يَؤُودُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ "Allâhu lâilâhe illâ huve'l-hayyu'l-kayyûm. Lâ-te'huzuhu sinetun velâ nevm. Lehû mâ fi's-semâvâti vemâ fî'l-ard. Men-zâllezî yesfe'u indehû illâ bi-iznih. Ya'lemu mâ-beyne eydîhim vemâ halfehum velâ yuhftune bi-şey'in min-ilmihî illâ bi-mâ şâ'. Vesi'a kursiyyuhu's-semâvâti va'l-arda velâ ye'ûduhû hifzuhumâ ve huve'l-aliyyu'l-azîm. (Allah ki O'ndan başka tanrı yoktur. Diri ve her şeyi yönetendir. O'nu ne bir uyuklama, ne de uyku tutar. Göktekilerin ve yerdekilerin hepsi O'nundur. O'nun izni olmadan huzurunda kim şefaat edebilir? Onların önlerinde ve arkalarında olanı bilir. O'nun ilminden ancak O'nun dilediği kadar bir şey kavrayabilirler. O'nun tahtı gökleri ve yeri kaplamıştır. Gökleri ve yeri korumak O'nu yormaz. O yüce ve uludur.)"

Muavvizâtı yani kul-huvallah, kul-eûzu bi-rab-bi'l-felak ve kul-eûzu bi-rabbi'n-nâs sûrelerini okumak da sünnettir. Bundan sonra otuz üç defa "subhânellah", otuz üç defa "elhamdü lillâh", otuz üç defa "Allahu ekber" denilir .

Tesbîhleri el ile saymak sünnettir. Peygamberimiz parmaklarıyla tesbîh ederlerdi. Hz. Ebû Hüreyre'nin düğümlü bir ip ile tesbîh ettiği, sahâbîlerden ufak taşlar ile tesbîh edenlerin bulunduğu rivayet edilir. Tesbîhleri el ile saymak, tesbîh ile saymaktan efdaldir. İbâdet yapmak için âlete ihtiyaç yoktur. Son zamanlarda camilerde âdet haline gelen birbirine tesbîh atma âdeti, sünnete aykırı, çirkin bir bid'attir. Cami görevlilerinin bunu halka anlatmaları gerekir. Peygamberimiz: "İşlerin en kötüsü sonradan dine sokulan şeylerdir." buyurmuştur.

(devamı yarın..)