HZ. ALİ'YE DAİR... (1)
Salı, 12 Mayıs 2015 00:00

HZ. ALİ'YE DAİR... (1)

Değerli hocam, selamünaleyküm.

Efendim bir şey sormak istiyorum izniniz olursa. Bir kaynakta, Yasin Sûresi'nde geçen “Ve külle şey’in ahsaynâhu fi İmâmin mubîn”(Yâsîn: 12) . ayetini aynen şöyle meal etmişler: “Biz her şeyi apaçık bir İmam'da saymışız.”

Buna dair şöyle bir rivayet kaynak gösterilmiş (aynen alıntı yapıyorum) : İbn-i Abbas dedi ki: “Biz her şeyi apaçık bir imamda saymışız” ayeti indiğinde iki kişi gelip Resulullah (sav)’a sordular ki: Ey Resullullah, Kur'ân’da geçen bu imam Tevrat, İncil, Zebur veya Kur'ân mıdır? Resulullah (sav): Hayır, dedi. O anda babam (Hz. Ali) Resulullah (sav)’in huzuruna gelir. Bunun üzerine Resulullah (sav) şöyle buyurdu: İşte, Allah'ın her şeyin ilmini içinde saydığı imam şudur. Mutlu o insandır ki Ali’yi hayatında ve ölümünden sonra sever, mutsuz o kişidir ki hayatında ve ölümünden sonra ona kin duyar.

Başka bir mealde ise aynı ayet için şöyle meal edilmiş: "Zaten biz her şeyi açık bir kütükte, bir "imam-ı mübin"de (ana kitapta, yani Levh-i mahfuzda) sayıp tesbit etmişizdir."

Burada meal edilen Kur'ân-ı Kerim'in anlamının farklılaşması hakkında aydınlatıcı bilginizden faydalanmak isterim. Ellerinizden öper, saygılarımı iletirim...

Cevap: Böyle saçma sapan uydurma yoruma nasıl değer veriyorsunuz anlamadım. Bu akıl mantık işi midir? Allah bütün insanların yaptıkları işleri, amelleri niçin bir insanda tesbit etmiş olsun? Âyette Allah'ın, insanların eylemlerinin bir imamda yani kütükte tesbit ettiği buyurulmaktadır. Aynı şey İsra Suresinde de bir başka üslûb ile ifade edilmiştir: "Her insanın tâir(kuş)ini boynuna bağladık, kıyâmet günü onun için, açılmış olarak bulacağı bir Kitâp çıkarırız: 'Kitabını oku, bugün nefsin sana hesapçı olarak yeter!' (deriz)." (İsra: 13)

Şimdi siz işaret ettiğiniz âyeti bulunduğu bağlam içinde okuyun bakalım, orada bir insandan söz edilir mi? Ama insanın kafası bir şeye şartlanınca artık ne kadar mantıksız olursa olsun, âyetlere istediği gibi anlam yüklüyor, Kur'ân'ı kafasındaki düşünceye uyduruyor. Günahtır, bu sözler şirkin ta kendisidir. Niçin Ali'ye tanrısal bir sıfat verelim, niçin Kur'ân'ın, tek tapılacak tanrının Allah olduğu tevhid inancını bırakıp insanları tanrılaştıralım? Şimdi Yüce Kur'ân'ın Çağdaş Tefsirinden o âyetin açıklamasını verelim bakın, bu tür savlar orada var mı?

“Biziz, biz ki, ölüleri diriltiriz ve öne sürdükleri işleri ve bıraktıkları eserleri yazarız. Zaten biz, her şeyi apaçık bir kütüğe ayrıntılı olarak kaydetmişizdir.” (Yâsîn: 12)

Bu âyet, kâfirlerin mânevî durumlarını tasvir eden bir bağlam içinde bulunmaktadır. İnsanın kötü düşüncelerinden oluşan, basiretini bağlayan, hareketlerini engelleyen ma'nevî halleri, Allah'ın yasaları çerçevesinde oluştuğu için yüce Allah: "Biz önlerine sed koyduk, arkalarına sed koyduk, üstlerini kapattık" buyurmuştur.

Aslında kendileri öyle istedikleri için öyle olmuştur. Yoksa Allah, onların önlerini, arkalarını kapatıp üstlerini örterek onları karanlık içinde bırakmış değildir. Kendi olumsuz tutumları, cahillikleri, inat ve inkârları, kendilerini öyle engellemekte, basiretlerini kapatıp karanlıklar içinde bırakmakta, gerçeği görmez duruma getirmektedir.

(devamı yarın..)