UYDURUK DUALARI BIRAK, PEYGAMBER DUASINA BAK (2)

(...dünden devam)

Peygamber (s.a.v.), sıkıntı zamanlarında şöyle duâ ederdi:

"لاَ إلٰهَ إلاَّ الله الْعَظِيمُ الْحلِيمُ لاَ إلٰهَ إلاَّ الله رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ. لاَ إلٰهَ إلاَّ اللهُ رَبُّ السَّمٰوَاتِ وَاْلأَرْضِ وَرَبُّ الْعَرْشِ الْكرِيمِ. Lâ ilâhe illallâ­hu’l-azîmu’l-halîm, lâ ilâhe illallahu rabbu’l-arşi’l-azîm, lâ ilâhe illallahu rabbu’s-semâvâti ve’l-ardı ve rabbu’l-arşi­’l-kerîm (Büyük, halîm Allah’tan başka tanrı yoktur. Büyük Arş’ın sahibi Allah’tan başka tanrı yoktur. Göklerin, yerin ve Kerîm Arş’ın Rabbi Allah’tan başka tanrı yoktur)."

Yine meşrû dilek için çok tecrübe edilmiş bir duâ vardır ki Kasîde-i Bürde’nin bir beytidir. Bir kimse abdest alıp iki rekât namaz kıldıktan sonra kıbleye karşı oturup bin bir defa:

هُوَالْحَبِيبُ الَّذِى تُرْجٰى شَفَاعَتُهُ لِكُلِّ هَوْلٍ مِنَ اْلأَهْوَالِ مُقْتَحِمِ

"Huve’l-habîbullezî turcâ şefâ’atuhû likulli hevlin mine’l-ehvâli muktehim." (Ma‘nâsı: O öyle bir sevgilidir ki insanı sıkıntıya boğan her güçlük ve şiddet ânında onun şefaati umulur.) okur.

Her yüz başında bir defa:

مَوْلاَىَ صَلِّ وَسَلِّمْ دَائِمًا أَبَدًا عَلٰى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقِ كُلِّهِمِ

"Mevlâye salli ve sellim dâimen ebeden alâ habîbike hayri’l-halkı kullihimi." demeli, bin bir kere okunduktan sonra dileğini dilemelidir. Cenâb-ı Hakk’ın reddetmeyeceği, kuvvetle muhtemeldir. Tabiî hulûs-i kalb ile yal­varmak lâzımdır.

Sıkıntı zamanlarında okunacak bir duâ da şudur:

"يَا مُونِسَ الْمُسْتَوْحِشِينَ، يَا أَنِيسَ الْمُتَفَرِّدِينَ يَا ظَهِيرَ الْمُنْقَطِعِينَ، يَا مَالَ الْمُقِلِّينَ، يَا قُوَّةَ الْمُسْتَضْعَفِينَ، يَا كَنْزَ الْفُقَرَاءِ، يَا مَوْضِعَ شَكْوَى الْغُرَبَاءِ، يَا مُتَفَرِّدًا بِالْجَلاَلِ، يَا مَعْرُوفًا بِالنَّوَالِ، يَا كَثِيرَ اْلإفْضَالِ أَغْثِنِى عِنْدَ كُرْبَتِى بِحَقِّ مُحَمَّدٍ وَآلِهِ Yâ mûnise’l-mustevhişîn yâ enîse’l-muteferridîn, yâ zahîra’l­munkatıîn, yâ mâle’l-mukıllîn, yâ kuvvetel­mus­tad'afîn, yâ kenze’l-fukarâ, yâ mevdıa şekvâl­ğurabâ, yâ muteferriden bi’l-celâl, yâ ma’rûfen bi’n-nevâl, yâ kesîra’l-ifdâl, ağsinî inde kurbetî bihakkı Muhammedin ve âlihi (Ey yalnızların, kendi başına kalmışların arkadaşı, ey mutsuzluğa düşmüşlerin yardımcısı, ey yoksulların varlığı, ey zayıfların gücü, ey fakirlerin hazînesi, ey gariplerin sığınağı, ey kudretin yalnız kendine özgü olduğu, ey ihsâniyle tanınmış, keremi sonsuz Rabbim! Muhammed'in ve Âl'inin yüzüsuyu hürmetine sıkıntımı gider)."

Özlem’in cevabı

Muhterem Hocam, ricamı en kısa sürede yanıtlama hassasiyetini gösterdiniz. Üstelik Allah'tan benim için huzur ve şifa dilediniz. Bunun benim için anlamını bilemezsiniz. Allah sizden binlerce kez razı olsun, her iki cihanda afiyet ihsan etsin. Sizden yanıt geldiğini gördüğüm anda içimi heyecan kapladı ve bu yazıyı gözyaşları içinde yazıyorum. Çünkü sizden gelecek olan tavsiyelere bilgilere güvenim sonsuz. Duaları okumaya bugün­den başlayacağım, Yüce Rabbimin izni ile şifa bulacağıma gönülden inanıyorum. Saygı ve hürmetle ellerinizden öperim.

***