ALLAH’A NEDEN İNANIYORSUN
Cuma, 02 Ocak 2015 00:00

ALLAH’A NEDEN İNANIYORSUN

Değerli hocam öncelikle yazılarınızı ve kitaplarınızı büyük bir beğeniyle okuduğumu belirtmek isterim. Bizlere yol gösterdiğiniz için Allah sizden razı olsun. Size kafama takılan bir durumu danışmak istiyorum; çünkü ben çıkamadım işin içinden. Geçen gün arkadaşlarla otururken inanmayan bir arkadaşım bana "Allah'a neden inandığını açıkla" dedi. Kendimce ifade etmeye çalıştım ancak tam istediğim gibi olmadı ve ortamda sanki onun dedikleri daha mantıklıymışçasına bir hava oluştu ve ben de çok mahcup oldum. Açıkçası utandım. Sonra bu konu hakkında araştırma yapmak istedim. Neden inandığımı çok sağlam bir şekilde açıklayabilmeliyim diye düşündüm. yaptığım araştırmalar, konuştuğum insanlar, okuduğum yazılar derken artık konuya çok hâkim olduğumu düşünüyorum. Ben tıp fakültesinde bir öğrenciyim ve özellikle bu fakülteden sonra Allah'ın varlığına inancım kat kat arttı. Çünkü bu kadar kusursuz bir vücut mekanizması doğal seleksiyon gibi yasalarla açıklanamayacak kadar karmaşık. Arkasında muazzam bir gücün olduğu, bu düzeni sağlayan bir varlığın olduğu kesin. Ancak bu konuyla zihnimin meşgul olduğu dönemlerde yanlış şeyler yapmış olabilirim. Allah'ı bir an için reddetmiş ya da varlığını kabul etmekle ilgili sıkıntılar yaşamış olabilirim. Yanlış düşünceler iddia etmiş olabilirim. Hocam bu durum beni tedirgin etti ve biraz da korkuttu açıkçası. Ben şirk mi koşmuş oluyorum? Ben yine de çokça tövbe ettim ama bu süreçte bazı yanılgılara düşmüş olmam, bazı yanlış fikirleri bir an için benimsemiş olmam şirk koşmak kadar büyük bir günahın içine sürüklemiş olur mu beni? Vakit ayırıp cevaplarsanız eğer minnettar kalırım size hocam…

Cevap: Değerli genç doktor adayı, insanın içinden zaman zaman küfür, şirk ve büyük günaha dair düşünceler geçebilir. Bunlar sabit, kararlı bir şekilde kalbe yerleşmedikçe günah sayılmaz. Böyle düşünceler geldikçe hemen ardından Estağfirullahe ve etubu ileyh diyerek Allah'tan af dilemek gerekir. Peygamberimiz "Günahtan tevbe edenin, hiç günah işlememiş gibi olacağını" buyurmuşlardır.

Dediğim gibi içinden böyle olumsuz düşünceler geçince pişman olup tevbe etmek, insanın içindeki imanı ve Allah'a bağlılığı daha da güçlendirir, sağlamlaştırır. Şeytan ruhlu insanların düşüncelerine kapılmamak gerekir. Dünyada gelip geçmiş bu kadar filozof, bu kadar düşünce adamı var, bunların çok büyük çoğunluğu huzuru Allah'a inanmada bulmuştur. İbn Sinaları, Farabileri, Gazalileri, Mevlânaları, Yunusları, Russoları, Bergsonları, Hügoları düşünün. İşte size ünlü Fransız edebiyatçısı Victor Hugo'nun Hz. Peygamberin son demlerini anlatan "Mahomet" adlı şiirinden birkaç beyt:

Vazifesinin yakın olduğu içine doğmuştu

Metîndi, kimseyi kınamıyor, incitmiyordu

Yolda gördüğü kimselerle selâmlaşıyordu

Her gün sanki biraz daha yaşlanıyordu

Sanki Cenneti görmüş, İlahi Aşkı bulmuştu

Sanki kâinatın yaratılışına şahit olmuştu

Kaşları ince, bakışları anlamlı ve keskindi

Boynu, gümüş bir testinin boğazıydı sanki.

Dalgındı; birden, şöyle dedi: "Herkes duysun!

Allah benim adımı andı! Bundan emin olun

 

Ben, kutsal savaşların mütevazı meydanıyım

Bazen bir efendi bazen de bir köle gibiyim

 

Ey inananlar! Çektiklerimi görüyorsunuz işte!

Karşıma alıp, insanı aldatıp yeniden dalâlete

 

Sürüklemek isteyen o dehşet saçan iblîsleri

Engellemeye çalıştım, bağladım o pis ellerini

 

Mü'minler, asla ümidinizi kesmeyin O'ndan

Zira Kronnega dağlarını aslan yuvası yapan,

Denizleri incilerle, karanlıkları da yıldızlarla

Donatan Allah, elbet sizleri de koymaz darda.

 

Yine ışıl ışıl parlıyor ve gülümsüyordu gözleri

Ve, Melek ona: "Allah seni bekliyor" dedi

 

Memnuniyetle, dedi. Şakakları şöyle bir titredi

Bir an aralandı dudakları ve ruhunu teslim etti.