A'RAF HALKI KİMLERDİR? (1)
Pazartesi, 22 Aralık 2014 00:00

A'RAF HALKI KİMLERDİR? (1)

Hocam ilk âyetteki urfun ma'ruf/a'rafla irtibatlı mı (kelime kök anlamı olarak) değerli bir Kur'ân okuyucusu kardeşim de: tefsirlerde araf 46 ki şefaatle irtibat­lan­dırılabileceğini iddia etmişti ??.. Benzeri (simalarından tanıyan )-ya da sah­nede yer alanlar gündemi belirleyen melaikelere atf olma ihtimalini, sizlerden öğrenmek istemiştim ..rabbi zidni il­men... Selâm..

Cevap: 44- Cennet halkı, ateş halkına seslendi: "Rabbimizin bize va'dettiğini biz gerçek bulduk. Siz de Rabbinizin size va'dettiğini gerçek buldunuz mu?" (Onlar da): "Evet", dediler ve aralarından bir ünleyici: "Allah'ın la'neti zâlimlerin üzerine olsun!" diye ünledi. 45- Onlar ki Allah'ın yolundan menedip, onu eğriltmek isterler, âhireti de inkâr ederlerdi. 46- İki taraf arasında bir perde ve A'raf üzerinde de hepsini (hem cennetlikleri hem de cehennemlikleri, yüzlerindeki) işâretleriyle tanıyan erkekler vardır. (Bunlar), henüz cennete girmemiş olan, fakat girmeyi bekleyen, cennet halkına: "selâm size!" diye seslendiler. 47- Gözleri ateş halkı tarafına çevrildiği zaman da; "Rabbimiz, bizi şu zâlim toplulukla beraber bulundurma!" dediler. 48- A'raf halkı, yüzlerindeki işâretleriyle tanıdıkları birtakım adamlara da ünleyerek dediler ki: "Ne topluluğunuz, ne de büyüklük taslamanız, size hiçbir yarar sağlamadı." 49- "Allah onları hiçbir rahmete erdirmeyecek, diye yemin ettiğiniz kimseler bunlar mıydı?" (Cennetliklere dönerek): "Girin cennete, artık size ne korku vardır, ne de siz üzüleceksiniz!" dediler. 50- Ateş halkı, cennet halkına: "Suyunuzdan veya Allah'ın size verdiği rızıktan biraz da bizim üzerimize akıtın (ne olur)!" diye seslendiler. (Onlar da) dediler ki; "Allah, bu ikisini kâfirlere harâm etmiştir." 51- Onlar ki dinlerini bir eğlence ve oyun yerine koydular ve dünya hayâtı, kendilerini aldattı. Onlar, bu günleriyle karşılaşacaklarını nasıl unuttular ve âyetlerimizi bile bile nasıl inkâr ediyor idilerse, biz de bugün onları öyle unuturuz! (A'raf: 44-51)

44- Cennet halkı, âhiret hayâtını inkâr eden cehennem halkına sesleniyorlar: ''Biz, Rabbimizin bize va'dettiğini gerçek bulduk. Rabbimiz, bize verdiği sözü yerine getirdi. Siz de Rabbinizin size va'dettiğini gerçek buldunuz mu?" diyorlar. Yani Rabbimiz, inananlara cenneti, inanmayanlara cehennemi va'detmişti. Şimdi biz cennetteyiz. Rabbimizin, bizim hakkımızdaki sözü gerçekleşti. Ama siz cenneti, cehennemi inkâr ediyordunuz. Nasıl şimdi Allah'ın sözü gerçek miymiş yoksa yalan mı? Onlar da bin pişmanlıkla "Evet, gerçekmiş" diyorlar. Cennettekilere: "Yaptığınız işlerden ötürü bu cennet size verildi!" diye hitâbedilmiş iken cehennemdekilere: "Allah'ın lâneti zâlimleredir!" hitâbı, acı bir şamar gibi iniyor. Demek ki yukarıda cennet halkına hitâbeden de cennet meleklerinden biridir. Burada ünleyen, cehennem muhafızlarından biri olduğu gibi. Ve demek ki cehennem Allah'ın lânetidir. İşte bu lânet, zâlimlerin üstüne atılmıştır.

45’nci âyet, cehenneme giden zalimlerin işlerini niteliyor, ne yüzden cehenneme gittiklerini anlatıyor: Onlar Allah yoluna engel oluyor, o düz yolu eğriltmeğe çalışıyor, âhireti de inkâr ediyorlardı.

(devamı yarın..)