KADINLARIN ÇALIŞMASI CAİZ Mİ?
Cuma, 29 Ağustos 2014 00:00

KADINLARIN ÇALIŞMASI CAİZ Mİ?

1. Evli ya da bekâr kadınların çalışması caiz midir?

2. Üniversite okurken başını açarak okuyup buradan meslek edinen bir kadın, başı kapalı olarak çalışsa okurken başını açması, gelecekteki maaşını haram yapar mı?

Bir başka sorum da şu: Kişi bilerek ya da cahillikle Allah'a, dine, peygamberimize ve peygamberlerimize küfretse sonra pişman olsa mürted olur mu? Böyle bir kişinin tevbe etse de etmese de öldürülmesi mi gerekir?

Cevap: Her ne günah işlerse işlesin, gönülden tevbe, tüm günahları siler. İnsanın ruhu taş gibi katı ve sabit değildir. Gönülden her düşünce geçebilir. Peygamberimiz dahi: "Benim de kalbim bulutlanır, ben günde yetmiş defa veya yüz defa Rabbimden af dilerim" buyurmuştur. Kişi Allah'a yöneldi mi o yönelimi, içindeki günah kirlerini siler. Süleyman Çelebî'nin dediği gibi

"Bir kez Allah dese aşk île lisan

Dökülür cümle günah misl-i hazân!"

Kadınların çalışması meselesine gelince maalesef bu husus halk arasında çok yanlış anlaşılmaktadır. İslâm kadını dört duvar arasına kapatmış değildir. Peygamberimiz döneminde kadınlar cami gelip toplu namaza katıldıkları gibi savaşlara da iştirak ederlerdi. Halid ibn Velîd komutasındaki İslâm orduları Irak ve Suriye’de çarpışırlarken kadınlar da geride hizmet görürler, söz ve konuşmalarıyla, icabında fiili müdahaleleriyle askeri motive ederlerdi.

Yalancı Müseyleme’ye karşı savaşan Müslümanların komutanı Halid ibn Halid, son derece tedbirli hareket eder ve düşmanın herhangi ani bir saldırısına uğramamak için her tertibatı alırdı. Ordusunu beş birliğe ayırmıştı. Öncü kuvvetin komutanı Hâlid el-Mahzûmî idi. Sağ kanadın komutanı Ebu Huzeyfe, sol kanadın komutanı Şuca', merkez kuvvetin komutanı (Hz. Ömer'in kardeşi) Zeyd ibn el-Hattâb, süvari birliğin komutanı Üsame ibn Zeyd idi. Geri kısımda da çadırlar ve kadınlar vardı. Genel bayrağı (sancağı) Ebu Huzeyfe'nin Mevlâsı Sâlim taşıyordu. (Atum, Hareketu'r-Ridde, s. 199-200).

Ebubekir Yemen halkını cihada çağırmak üzere şu mektubu yazdı:

“Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla. Allah Elçisinin halifesinden, mektubumun okunduğu Yemen’deki bütün Müslüman erkek ve kadınlara!

Sizlere selâm olsun. Ben kendisinden başka tanrı olmayan Allah’a hamdederim. Bundan sonra: Yüce Allah, mü’minlere cihadı farz kıldı ve onlara hafif ve ağır (techizatla) savaşa çıkmalarını, mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda savaşmalarını emretti. Cihad, kesin farzdır. Cihadın Allah katında sevabı büyüktür. Biz Müslümanları Şam’daki Rumlarla savaşmaya gönderdik. Müslümanlar canla başla bu çağrıya uydular. Bu konuda niyetleri halistir, sevapları büyüktür. Ey Allah’ın kulları, Müslümanların koştukları işe siz de koşun. Niyyetinizi temiz tutun. Bu yolda siz iki iyilikten birine ulaşacaksınız. Ya şehadete, ya da fethe ve ganimete kavuşacaksınız. Yüce Allah, kullarının sadece ağızdan çıkan uygulamasız sözlerine değil, eylemli sözlerine razı olur. Allah düşmanları Hak dini kabul edinceye, Kitabının hükmüne razı oluncaya kadar cihad devam edecektir. Allah dininizi korusun, kalblerinizi doğruya çevirsin. Eylemlerinizi tertemiz yapsın. Size sabreden mücahidlerin ödülünü versin (Ezdî, Tarîhu Futuhi’ş-Şam, s. 8; Tehzîbu Târîhu Dımaşk: 1/129).

Görüldüğü üzere Hz. Ebubekir mektubunda sadece erkekleri değil aynı zamanda kadınları da cihada çağırıyordu.