HZ. PEYGAMBER’İN İSMİ MUHAMMED, SIFATI AHMED’DİR (2)
Pazar, 22 Haziran 2014 00:00

HZ. PEYGAMBER’İN İSMİ MUHAMMED, SIFATI AHMED’DİR (2)

(...dünden devam)

"Ve size bu şeyleri başlangıçtan söylemedim, çünkü sizinle beraberdim. Şimdi ise beni gönderene gidiyorum; ve sizden kimse: Nereye gidiyorsun? diye bana sormuyor. Fakat size bu şeyleri söylediğim için yüreğinizi keder doldurdu. Bununla beraber ben size hakikati söylüyorum; benim gitmem sizin için hayırlıdır, çünkü gitmezsem Tesellîci size gelmez; fakat gidersem, onu size gönderirim. Ve o geldiği zaman günâh için, salâh için ve hüküm için dünyayı ilzâm edecektir. Günah için, çünkü bana iman etmezler; salâh için, çünkü Babama gidiyorum ve artık beni görmezsiniz ve hüküm için, çünkü bu dünyanın reîsine hükmedilmiştir. Size söyleyecek daha çok şeylerim var; fakat şimdi dayanamazsınız. Fakat o hakikat Ruhu gelince, size her hakikate yol gösterecek; zira kendiliğinden söylemeyecektir; fakat her ne işitirse söyleyecek ve gelecek şeyleri size bildirecektir. O beni taziz edecektir; çünkü benimkinden alacak ve size bildirecektir..." (Yuhanna: 16/4-14).

A'râf Sûresinin 157’nci âyetinde Yahudi ve Hıristiyanların, "Ümmî Peygamber(Muhammed)in" vasıflarını Tevrât ve İncil'de buldukları bildirilmektedir. Âl-i İmrân Sûresinin 159’ncu, Nisâ Sûresinin 162’nci, Mâide Sûresinin 83-84’ncü, En'âm Sûresinin 114’ncü, Ra'd Sûresinin 36’ncı, İsrâ Sûresinin 107-108’nci, Kasas Sûresinin 52-53’ncü, Ahkaf Sûresinin 10’ncu âyetlerinde Kitâp ehlinden bazı kimselerin, Kur'ân'ın Allah tarafından gönderildiğine inandıkları, bundan sevinç duydukları anlatılmaktadır. Bu âyetler, Kitap ehlinin bulunduğu bir ortamda inmiş, Yahûdî ve Hıristi­yanların, bu âyetlerin söylediklerini reddettiklerine dair bir rivayet gelmemiştir. Bütün bunlar, Hz. Muhammed(s.a.v.)in vasıflarının Tervât ve İncîl'de bulunduğunu kanıtlar.

Bugünkü Hıristiyanların uydurma kabul ettikleri Barnaba İncili (Bu İncîl, Dr. Halîl Sa'âdeh tarafından İtalyanca'dan Arap­çaya çevrilmiş ve Menâr sâhibi Mh. Reşîd Rızâ tarafından 1908'de Kahire'de neşredilmiştir) de İsâ'nın müjdelediği peygamberin adının Muhammed olduğu açıkça belirtilir (Barnaba İncili: 97/17, s. 98, 163/8, s. 252). Hıristiyanlar bu İncili uydurma kabul ederler. Gerçekten de bu İncil'de bulunan bazı âyetlerin, Hz. Peygamber'in vasıfları hakkında anlatılan, bir kısmı uydurma hadislerin bu Kitaba sokulmasından ibaret olduğu bellidir. Kur'ân-ı Kerîm'de Hz. Pey­gamber'in "Ahmed" olarak İncil'de anıldığı belirtilirken adı anılan İncîl'de "Muhammed" geçmektedir. Halîl Saâde'nin ve Reşîd Rıza'­nın da işâret ettikleri gibi büyük ihtimalle Müslüman olan Arap asıllı birisi, ustalıkla bu tür sözleri Barnaba İnciline sokmuştur. Fakat İsâ'nın, Allah'ın oğlu değil, kulu ve Elçisi olduğunu söyleyen ve Ahmed adlı bir peygamberin geleceğini, öteki İncillerden daha net olarak müjdeleyen bir İncil'in bulunduğu da muhakkaktır. İşte Yahûdî veya Hıristiyan iken Müslüman olan, Arapçayı da çok iyi bilen, herhalde İspanya'da Endülüs Devleti tebeasından biri, aslı İbrânîce veya Latince olan Barnaba İncîline, Hz. Peygamber hak­kındaki bu medihleri sokarak onu Arapça yazmıştır. Sonra bu, Arapçadan İtalyancaya nakledilmiş, Arapçası kaybolmuştur. Nite­kim Türkiye'ye matbaayı getirmiş olan İbrâhîm Müteferrika (1674-1745), Barnaba İncilindekilere benzer ibâreleri "mensûh"tur deni­len Latince bir Kitâb'dan nakletmiştir (Risâle-i İslâmiyye, Esad Efendi Ktp. No. 1187).

(devamı yarın..)