BİR AİLEYE BİR KURBAN YETERLİDİR *** HUD SURESİNİN 7. ÂYETİNİN YORUMUNA EK YORUM
Salı, 17 Haziran 2014 00:00

BİR AİLEYE BİR KURBAN YETERLİDİR

Selamünaleyküm, hocam birisi hocam bir aile için tek kurban olarak koç keçi bu tür hayvanlardan bir tane yeterlidir diye yazıyor yazılarınızda hocam .. Hocam bir insanın ailesi adına tek hisse ortak olarak komşularıyla ya da amca dayı gibi akrabalarıyla dana keserse ya da tek başına koç ya da keçi keserse/kestirse fakat unutkanlığından dolayı besmele çekmeyi unutursa/ ya da kesen görevli unutsa kurban ibadeti kabul olunur mu savep kazanılır mı yoksa tekrar kurban kesmelerine gerek var mıdır sizce??..

Cevap: Kurban keserken besmele çekmeyi unutmanın bir sakıncası yoktur. Bir müslüman keseceği hayvanı, Allah'tan başka bir tanrı adına kesmez. Yasak olan, hayvanı keserken mesela Budda gibi tanrılaştırılmış bir kişi adına sığınarak kesmektir. Böyle kesilen hayvan murdar olur. Ama bir Müslüman'ın gönlünden böyle bir düşünce geçmeyeceğine göre besmele çekmeyi unutmak kurbana zarar vermez.

Bir aile için bir kurban yeterlidir. Zaten kurban kesmek farz veya vacib değil (yani gerekli değil) sünnettir, güzel bir gelenektir. Kesen sevap alır, kesmeyen günaha girmez. Kurbanı abarta abarta gündeme getirenlerin kafasındaki asıl düşünce, menfaattir, ranttır. Hayvanın derisinden, etinden, tüyünden yararlanmaktır.

Dediğim gibi bir aile için bir kurban yeterlidir. Aile bireyleri adına bir deve veya sığır kurbanına ortak olmak da mümkündür. Bir deve veya sığıra yedi aile ortak olabilir. Ama bu sözümüz, birlikte oturan aileler içindir. Ayrı evlerde oturan dayılar, teyzeler veya akraba ayrı aileler olduğu için bunlardan birinin kurban kesmesi, ötekiler için yeterli olmaz. Her aile birlikte oturduğu aile bireyleri için kurban keser. Ama ille kesmek şart değildir. Asıl gerekli kurban hacda bulunanlar içindir. Hacda olmayan insanlar kurban keserlerle sevap alırlar, kesmezlerse günahkâr olmazlar. Şunu da iyi bilmek gerekir ki sevap olan, hayvanı kesmek değil, onun etinin en az üçte birini yoksullara dağıtmaktır.


 

 

HUD SURESİNİN 7. ÂYETİNİN YORUMUNA EK YORUM

28 Eylül 2013 tarihinde, Hud Suresinin 7. Âyetine yaptığımız

“… Gökleri ve yeri yaratırken Arşının su üstünde olması da şu anlama gelebilir: Asıl hayy (gerçek hayat sâhibi) Allah'tır. Bu hayât O'ndan yaratıklara taşar. Yaratıklara hayât ile hâkimdir. Her yaratığın hayatı kendisine bağlıdır. Kâinattaki hayat ise büyük ölçüde suya bağlıdır. İşte kâinat yaratılırken Arşının su üstünde olması, kâinâta verdiği hayâtın suya bağlı olduğunu anlatmış olabilir…” açıklama üzerine

A. Ünlüsaraç adlı okurumuz şöyle bir yorum gönderiyor:

Sevgili Hocam...

Hayırlı akşamlar, bugünkü soru ve cevaplardaki HUD-7 Sure ve ayetindeki SU, SU: H2O1 yani Hidrojen2,oksijen1 atomundan oluşan iki atomun birleşmesi. İlk yaratılış yani Big-Bang, Hidrojen atomu ile başlamış atom ve 1 elektronu var tekil. Oksijen atom ve 2 elektronu var ve ilkler tekler.

Bu andan sonra herşey bu hidrojenden, Allah’ın ayetleri ve takdirleri ile çoğalmış değişmiş ve diğer maddeler çevrilmiş dönüştürülmüştür.(Güneş fırınları ile)

Acaba Âyet bu başlangıçtan bahsetmiş olabilir mi?

Tekrar hayırlı akşamlar ve sevgiler...

Cevap: Düşünceniz güzel bir yorumdur. Ancak gerek benim, gerek sizin yorumlarımız bizim tahminlerimizden ibarettir. Ezelin sırlarını kesin biçimde bilmemiz mümkün değildir. Çünkü başlangıcı laboratuara koymak mümkün değildir. Fakat biz âyet için makul yorumlarımızı yaparak âyeti zamanın bilim verileriyle açıklığa kavuşturmaya çalışırız yalnız bu yorumumuz kesindir, âyetin kastı kesinlikle budur demeğe hakkımız yoktur. Gerçeği Allah'ın bilgisine havale etmemiz gerekir.