MÂUN SURESİNİN TEFSİRİ (3)
Cumartesi, 01 Mart 2014 00:00

MÂUN SURESİNİN TEFSİRİ (3)

(...dünden devam)

Bu rivayetlerden anlaşıldığına göre sûre, yetime, fakire hakaret edilen bir olayı takiben inmiştir. İlk üç âyet ne münasebetle, kimler hakkında inmiş ve kimlerin karakterini niteliyorsa, son dört âyet de aynı münasebsetle ve aynı kişiler hakkında inmiştir, onların karakterini nitelemektedir.

Buna göre müşriklerin de namaz kıldıkları, fakat namaza önem vermedikleri, düzenli değil, gelişi güzel; huzur ile değil, gaflet ile, adet ve eğlence türünden namaz kıldıkları anlaşılır. 'Abdullâh ibn Mes'ûd'un "sâhûn"u “lâhûn” şeklinde okuması, âyetin onların namazlarını nitelediğini gayet açıkça ortaya koyar. Biraz önce yazdığımız Enfâl Sûresinin 35’nci âyeti de onların, ıslık çalarak, el çırparak namaz kıldıklarını, yani namazı bir eğlence haline getirdiklerini ifâde eder.

Namaz, zekât, hac, oruç gibi ibadetler, İslâm'ın, orijinal olarak hiç yok iken getirdiği yeni şeyler değildir. Bunlar, daha önceki İlâhı dinlerde de vardı. Nitekim Hz. İsâ'nın henüz beşikte bir çocuk iken, çevresindekilere: "Sağ olduğum sürece bana namazı ve zekâtı emretti" dediği, Meryem Sûresinin 31’nci âyetinde anlatılmaktadır. Aynı sûrenin 55’nci âyetinde de Hz. İsmâîl'in, âilesine namazı ve zekâtı emrettiği bildirilmektedir. Kur'ân-ı Kerîm'de bütün peygamberlerin, kavimlerine aynı esasları: Allah'a kulluğu, salih ameli ve âhirete inanmayı öğütledikleri tekrar tekrar vurgulanmaktadır. Demek ki bu ibadetler, sadece son dine mahsus değil, bütün İlâhî dinlerde mevcudolan şeylerdi.

Mefâtîhu'l-ğayb'in son kısmının yazarı, Kevser Sûresinin tefsîrinde şu rivayetleri kaydediyor: "Araplar namaz kılar, kurban keserlerdi. Ama bunları putlar için yaparlardı. Ondan dolayı Peygamber(s.a.v.)e, Allah'tan başkası için değil, sırf Allah için namaz kılıp kurban kesmesi emredildi. Ebu Müslim de Kevser Sûresindeki "Namaz kıl" emriyle, beş vakit namaz kastedilmiştir. Fakat namazın nasıl kılınacağı anlatılmamıştır. Çünkü namazın nasıl kılınacağı bilinmekte idi' demiştir. Peygamber(s.a.v.)e: 'Senin namazın ve kurbanın Allah için olsun' denildi. Yüce Allah, bundan önceki sûrede 'Onlar gösteriş için namaz kılıyorlardı' buyurduktan sonra onun ardından Kevser Suresinde sanki Peygamberine: 'Sen de namaz kıl ama gösteriş için değil, ihlâs ile kıl' buyurmaktadır" (Mefâtîhu'l-ğayb: 32/131).

Mâ'ûn Sûresinde bu noktaya temas etmeyen İbn Cüzey de Kevser Sûresinde: "Kâfirler mukâ' ve tasdiye olarak (ıslık çalarak, el çırparak) namaz kılarlardı, putlar için kurban keserlerdi. Yüce Allah, Peygamberine yalnız Allah için namaz kılmasını ve yalnız O'nun için kurban kesmesini emretti" diyor (et-Teshîl: 4/220). Taberî de şöyle diyor: "Şöyle denildi: Bu kavim Allah'tan başkası için namaz kılar, O'ndan başkasına kurban keserlerdi. Burada Peygamber'e buyuruldu ki: Sen namazlarını ve kurbanını Allah için yap. Başkaları Allah'a nankörlük ediyor, bunları O'ndan başkası için yapıyorsa sen Allah için yap" (Câmi'u'l-beyân: 30/327.).

Mâ'ûn Sûresinin tefsîrinde müşriklerin namaz kıldıklarına hiç değinmeyen bu müfessirler, onu izleyen Kevser sûresinin tefsîrinde böylece bu gerçeğe işâret etmişlerdir. Bu suretle bu sûrede "Na­mazlarından sehvedenler" tabiriyle müşriklerin kastedildiği ortaya çıkmaktadır.

(devamı yarın..)