CİFİR BİLİM DEĞİL SADECE TAHMİNDİR
Cumartesi, 15 Şubat 2014 00:00

CİFİR BİLİM DEĞİL SADECE TAHMİNDİR*

Kur’an-ı Kerim’de Arapça harflerin her birinin bir değeri olduğunu, bunları herkesin bilmediğini ve o değerlerle de her asrın müctehidlerinin saptandığını çevremden duyuyorum. Her asra bir müctehid gönderildiği ayetlerde geçiyor mu? Cifir, bir ilim midir?...

Cevap: Cifir ilmi İslâm’dan değil Yahudi Kabalizmi’nden gelir. Harflerin sayısal değeri de bilinmez şey değildir. Bu sadece Arap harflerine değil, İbrani alfabesine, Hint alfabesine de uygulanagelmiştir. Arap alfabesinde ebced, hevvez, huttî, kelemen, sa’fes, karaşet, sakhaz, dazığilen, kelimelerinin harflerine şöyle rakamsal değerler verilmiştir: e: 1, b: 2, c: 3, d: 4, h: 5, v: 6, z: 7, ha: 8, tı: 9, y: 10. Bundan sonraki harflerin her biri 10’ar 10’ar fazlasıyla değerlendirilmiştir: ke: 20, l: 30, m: 40, n: 50, sin: 60, ayn: 70, f: 80, sad: 90, kaf: 100. Bundan sonraki harflerin değeri 100’er 100’er artar: r: 200, ş: 300, t: 400, peltek se: 500, kh: 600, zel: 700, dat: 800, zı: 900, ğayn: 1000.

İşte herhangi bir kelimedeki harflerin sayısal değeri alınıp bunların toplanıp çıkarılmasıyla gelecek hakkında birtakım bilgilerin elde edilmesi yöntemine cifir ilmi denilir. Bazı din bilginlerinin ve kimi mutasavvıfların kullanmasına karşın bu uygulama, Hz. Peygamber’den intikal eden bir yöntem değildir. Özellikle Hz. Peygamber’in torunu Cafer-i Sadık’a nispet edilir. Ancak bu yöntem bilim değil, tahminden ibarettir. Ne Hz. Peygamber ne de sahabileri, böyle şeylerle uğraşmamıştır. İslâm uleması bu tür bilgileri reddeder. Çünkü bunlar bir çeşit falcılığa girer.

Ayrıca bu ictihad değildir. Çünkü ictihad Kur’ân ayetlerinden, akıl ve karşılaştırma yoluyla dini hükümler çıkarma yöntemidir. Oysa gelecek bilgisi, gayb kategorisine girer. Bu, ictihadla değil ancak Allah’ın lütfu sonucu keşifle elde edilebilir. Allah lütuf ve ihsanıyla bir kulunun gönül gözünü açıp ona kendi katındaki gizli bilgilerden verir. İşte o kimse gelecek hakkında bir olayı bilebilir. Kur’ân ayetleri de böyle kehanet bilgileri taşımaz. Ayetlere bu tür bilgileri yüklemeye kalkmak onları amacı dışına götürmek olur ki kanaatimce ilahi kelama karşı gerekli olan saygılı davranışa uygun düşmez.

*yazı arşivden alınmıştır