EVLATLIK KONUSU
Salı, 24 Aralık 2013 00:00

EVLATLIK KONUSU

Bir çocuğu alıp evlat edinmek, büyütmek, tahsilini yaptırmak büyük sevaptır. Peygamberimiz, yetim çocuğa bakıp onu büyüten kimsenin, âhirette kendisiyle yan yana olacağını buyurmuşlardır. Ancak aldığınız bu çocuk, sizin öz evladınız değildir. Çünkü Kur'ân eskiden uygulanmakta olan evlatlık uygulamasını kaldırmıştır. Kişi bakıp büyüttüğü çocuk kız ise onu kendi oğluyla evlendirebilir veya erkek ise kızını ona verebilir. Ahzâb Suresinde şöyle buyurulmaktadır:

"Allah, ... evlatlıklarınızı da sizin öz oğullarınız kılmadı. Bunlar sizin ağızlarınıza gelen sözlerinizdir. Allâh gerçeği söyler ve O, doğru yola iletir. Onları babalarının adına bağlayarak çağırın; bu, Allah yanında daha adaletlidir. Eğer babalarını bilmiyorsanız, onlar sizin dîn kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Yanılarak yaptığınızda size bir günâh yok, fakat kalblerinizin bile bile yaptığında günah vardır. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir." (Ahzab: 4-5)

EVLATLIK ALMA KONUSUNDA BAŞKA BİR SORU:

Muhterem Hocam, ablam ikinci defa evlendi, ilk evlilikten bir oğlu var, şu an 5 yaşında. Öz babasını biliyor ve gayet iyi hatırlıyor - ama ablamın ikinci eşi ile de çok iyi anlaşıyor ve hiç soğukluk yaşamıyor. Bir zaman sonra, ablamın ikinci eşine 'Baba' demeye başladı ve kendisi farkına vardığı zaman bize danışıp sordu: "Baba diyebilir miyim?" diye. Tabii ki bu duruma ablam ve ikinci eşi çok sevindi, karşı çıkmadılar hatta çocuğu evlatlık alıp nüfusuna geçirme planları kurdular.

Şimdi meselenin zor tarafı, babamız ve ablam ve yeni eşi arasında haklı haksız çeşitli gerginlikler daima vardı – çocuğun, ablamın yeni eşine “baba” diye hitabetmesi ve evlatlık alınma konusu ortaya çıkınca, büyük bir tartışma oluştu. Babamız bu gelişmelerin yanlış olduğunu söyledi.

Çocuğun, ablamın yeni eşine baba dememesi gerektiğini ve dinimizde bu tür evlatlıklara bir kardeş gibi davranılması gerektiğini açıkladı. Elimden geldiği kadar konuyu okuyarak, sizin bu konu hakkında yazılarınızı da katarak çözmeye gayret ettim ama emin olamadım. Bir taraftan çocuğun psikolojisi için bir babanın olmasının önemli olduğunu düşünüyorum, öte taraftan da babamın dedikleri aklımdan çıkmıyor. Lütfen açıklık getirir misiniz? Selâm ve saygılarla...

Cevap: Çocuğun, asıl babasını bilmesi şartıyla üvey babasına "Baba" diye hitabetmesinde bir sakınca yoktur. Nitekim halk, babacan kimselere "Baba" lakabını verirler. Tarikatlarda müritler de şeyhlerine çoğunlukla "Baba" diye hitabederler. Bu ölçüde çocuk da üvey babasına "Baba" diyebilir. Ama çocuğa asıl babasını unutturmak ve onu üvey babanın nüfusuna geçirmek kanaatime göre doğru değildir. Çünkü bu konuda Kur'ân'ın buyruğu açıktır: "Allah, evlatlıklarınızı sizin öz oğullarınız kılmadı. Bunlar sizin ağızlarınıza gelen sözlerinizdir. Allah gerçeği söyler ve O, doğru yola iletir. Onları babalarının adına bağlayarak çağırın; bu, Allah yanında daha adaletlidir. Eğer babalarını bilmiyorsanız, onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Yanılarak yaptığınızda size bir günah yok, fakat kalblerinizin bile bile yaptığında günah vardır. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir." (Ahzâb Suresi: 4-5)

Daha önce Araplar evlatlığı, öz oğul gibi sayarlardı. Evlatlık asıl babasının adiyle değil, evlat edenin adıyla çağırılırdı. Bunu kaldıran Kur’ân, kişinin asıl evlâdının, kendi belinden gelen çocuklar olduğunu; dolayısıyla evlatlığa, aynen evlat hükmünün uygulanamayacağını belirterek evlatlıkların, kendi babalarının adlarıyla çağrılmalarını buyurmuştur.