EN’ÂM 25. ÂYETTE İŞARET EDİLEN ÖNYARGILI İNSANLAR KİMLERDİR? *** KABİR AZABI VAR MI?
Çarşamba, 18 Aralık 2013 00:00

EN’ÂM 25. ÂYETTE İŞARET EDİLEN ÖNYARGILI İNSANLAR KİMLERDİR?

Selâmünaleyküm hocam, Allahım sizi önümüzden eksik etmesin!! Ellerinizden öperim hocam. Size bir sorum olacaktı: En’am suresi 25. âyette, İçlerinden seni dinleyenler vardır; fakat biz onu anlamalarına engel olmak için kalblerinin üstüne kılıflar, kulaklarının içine de ağırlık koyduk. (Onlar) Her mu'cizeyi görseler de yine ona inanmazlar. Hattâ sana geldiklerinde seninle tartışırlar; o kâfirler: ‘Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir’ derler.”

Hocam bu âyette sözü geçenler kimlerdir? Ellerinizden öperim. Tekrar görüşmek ümidi ile Allah’a emanet olun...

Cevap: Bu âyette sözü edilenler, Hz. Peygamber'i kabul etmemeğe kararlı olan, önyargılarıyla hareket eden Mekke müşrikleridir ama her önyargılı, gerçeğe gözlerini kapamış, ne denli ispat edilse de reddeden tüm şartlanmış insanlar âyetin kapsamındadır.


 

KABİR AZABI VAR MI?

Sayın Hocam, ölüm halinde insanlar kabirde sualle karşılaşacak mı, kabir azabı var mı? Yoksa kıyamete kadar uyku halinde mi olacaklar? Teşekkür ederim...

Cevap: Ölüm halinde anlatıldığı biçimde Münker Nekir sorgulaması sağlam bir delile dayanmaz. Bu konudaki rivayetler kopuktur, çürüktür, Kur'ân'a da aykırıdır. Çünkü Kur'ân, suçlulara günahlarından sorulmaz (Kasas Suresi), "O gün ne insana, ne de cinne günahından sorulmaz" (Rahman: 39) buyurulmaktadır. Sormaya gerek yoktur, çünkü insanın yaptığı tüm işler, iyilik ve kötülükler ruhuna yansıyan izlerden belli olur. İbadetlerin, iyiliklerin izleri ışık, kötülüklerin, günahların izleri karanlık lekeler şeklinde görünür. Ruh üzerinde kulun yaptığı her eylemin nişanı ap açık görünürken artık "Şunu yaptın mı, bunu yaptın mı, Peygamberin kimdir?" gibi sorular sormaya gerek var mı? Allah bilmiyor mu ki kulun işlediklerini öğrenmek üzere tahkikat sorgulaması yaptırsın? Bildiği halde sorması abesle iştigaldir, Allah anlamsız (abes) iş yapmaz.

Kabir azabı vardır ama bu azap, kabirdeki cesede değil, cesetten ayrılmış olan ruha olacaktır. Kabirde değil, layık olduğu mekânda bulunacak olan Ruh, bedenden ayrılınca ya cennet gibi bir dünyada, ya da cehennem gibi bir âlemde yaşar. Ruh bedenden ayrılınca bedenler kabre konulduğundan ruha yapılan azaba kabir azabı denmiştir.

Ruh için zaman söz konusu değildir. Ebedî yaşamak üzere yaratılmış olan ruh zamandan etkilenmez. İhtiyarlamaz, ölmez. Ruh için uyku hali diye bir şey de yoktur. Uyku fiziksel bedenin dinlenmesi için verilmiş olan fiziksel bir olgudur. Ruhun dinlenmesi, böyle bir fiziksel olgu ile değildir, zaten beden uyurken ruh uyumaz. Çünkü ruh uyusa insan ölür. Âhiret âleminin ayrıntılarını sadece Allah bilir.