PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) DİĞER PEYGAMBERLERDEN ÜSTÜN MÜ? (2)
Perşembe, 21 Kasım 2013 00:00

 

ÖNEMLİ BİR DUYURUMUZ:

 


Birçok okurumuz kitaplarımın nasıl temin edileceğini soruyorlar. Onlara kolaylık için web sitemizde bir bölüm oluşturuldu. Merak edenler veya kitaplarıma ulaşmak isteyenler,

 

"Yeni Ufuklar Neşriyat”

 

Tlf. 0216 492 66 13 den

 

sipariş verebilecekleri gibi daha kolay bir yolla da yayınlarımızı temin edebilirler. Web sitemizdeki

 

"Online alışveriş"

 

kısmını tıklayarak, pdf formatlı mevcut kitaplardan, istedikleri kitabı, 2-4 lira gibi çok basit bir ücretle indirebilirler. Allah herkese gönül huzuru ve nuru versin.

 

 


 

PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) DİĞER PEYGAMBERLERDEN ÜSTÜN MÜ? (2)

(...dünden devam)

Peygamberimizin, diğer peygamberlerden üstünlüğünü belirten bu hadîsler, hem Kur'ân'ı Kerîm'in ruhuna, hem de "Peygamberleri birbirinden üstün tutmayın.” (Buhârî, Enbiyâ 35; Müslim, Fadâ'il, hadîs: 159) hadîsine aykırıdır.

Ebû Hüreyre'nin rivayet ettiği bu hadîs, şöyle bir olay üzerine söylenmiştir:

"Malını satmakta olan bir Yahudi, verilen fiyata razı olmayıp:

— Mûsâ'yı bütün insanlardan üstün kılan (Tanrı) hakkı için olmaz, demiş.

Ensârdan biri, Yahudi’nin bu sözüne kızarak yüzüne bir tokat vurmuş. Yahudî, kendisine vuranı Hz. Muhammed (s.a.v.)e şikâyet etmiş. Allah'ın Resulü, vuran adama niçin vurduğunu sormuş. O da Yahudi’nin söylediği sözü nakletmiş ve bunun için vurduğunu söylemiş. Hz. Peygamber kızmış, yüzünde kızgınlığının işareti belirmiş, demiş ki:

— Allah'ın peygamberlerini birbirinden üstün tutmayın. Çünkü (yarın) Sur'a üflenir, göktekilerin ve yerdekilerin hepsi helâk olur, yalnız Allah'ın dilediği kalır. Sonra tekrar Sur'a üflenir. Ben ilk dirilen olurum (veya ilk dirilenlerin arasında bulunurum), bir de bakarım ki Mûsâ, Arşı(n kenarından) tutmuş. Artık bilmem Tur'da bayılıp düsmesiyle mi hesabı görülmüş (bundan dolayı mı artık kıyâmette bayılmamış), yoksa o benden önce mi dirilmiş. Ben, kimsenin Matta oğlu Yunus'tan daha üstün olduğunu söyleyemem.'' (Buhârî, Enbiyâ 35; Müslim, Fadâ'il, hadîs: 159)

Ya yukarıdaki hadîsler sağlam değildir veya onlara aykırı düşen bu hadîs, yoruma muhtaçtır. Şöyle ki: Hz. Peygamber tevazuundan ötürü böyle söylemiştir yahut asabiyyete kapılarak üstünlük iddia etmeyi önlemek maksadiyle böyle söylemiş olabilir. Yani demek istemiştir ki: Size düşen, söylenenlere inanmaktır. Sizin kendi aklınızla falanı filândan üstün tutmağa hakkınız yoktur. Kimin kimden üstün olduğunu Allah bilir. Siz, peygamberlerin hepsine inanmak ve saygı göstermekle yükümlüsünüz. Onları birbirinden ayırdetmeniz doğru olmaz. (. İbn Kesîr, 1/304) Yalnız şefâat hakkında rivayet edilen bu hadîslerin, âhiret gününde hiçbir şefaatin olmayacağını; herkesin, yaptığının karşılığını göreceğini vurgulayan 48 nci ve 254 ncü âyetlere ve benzerlerine aykırı göründüğü gibi Hz. Peygamber (s.a.v.)in bilinen tevâzu'una da aykırıdır. Kaldı ki bu rivayetlerin cümlelerinde de çelişki açıktır. Zira Hz. Peygamber hem Âdemoğlunun efendisi ve en iyisi olduğunu, kıyamet gününde bütün peygamberlerin kendi bayrağı altında toplanacaklarını söylüyor, hem de "yine övünmem" diyor. Eğer bu söz övünme değilse artık övünme nasıl olur? Peygamber (s.a.v.) böyle çelişkilerden uzaktır. Kur'ân'ı Kerîm'de ve kendisinin gerçekten Kur'ân'ın ruhuna uygun olan sağlam sözlerinde onun daima öteki peygamber kardeşleriyle beraber olma arzusunda bulunduğu ifade edilmektedir: "Onların arkadaşlığı ne güzeldir!'' (Nisâ Sûresi: 6) , "De ki: 'Ben de sizin gibi bir insanım. Bana, Tanrınızın bir tek Tanrı olduğu vahyediliyor.' '' (Fussilet Sûresi: 6) âyeti ile kendisinin de öteki insanlar gibi bir insan olduğunu, sadece kendisine vahy geldiğini söylemesi emredilen Peygamber'in, kendisinin bütün insan oğullarının efendisi olduğunu söylemiş olması Kur'ân'ın ruhuna ve kendi tevâzuuna uymaz.

(devamı yarın..)