YATSI NAMAZININ VAKTİ *** ALTIN İLE BORÇLANMA
Cumartesi, 02 Kasım 2013 00:00

YATSI NAMAZININ VAKTİ

Hocam kafamı çok karıştıran bir konu var. Süleymaniye vakfı ve vakfın başkanı olan Abdülaziz Bayındır bir çalışma yapmışlar, yatsı namazının vaktiyle ilgili. Onlara göre yatsı vakti, akşam namazından 40-50 dk sonra girer ve günümüzde yaklaşık yatsı ezanının okunduğu saatte de yatsı vakti çıkmış olur ve yatsı namazının bu süre içinde kılınması gerekir. Çünkü sonraki vakitler gece namazının vaktidir diyorlar. Dilerseniz alttaki siteden bakabilirsiniz. Sitede bu konuyla ilgili makale ve alt kısmında da bulunduğumuz yerdeki bütün namaz vakitlerini yatsının bitiş vakti de dâhil olmak üzere gösteren bir harita var. Ben sizin de bu konudaki görüşlerinizi almak istiyorum. Teşekkür ederim. Saygı ve Sevgilerimle...

Cevap: Kardeşim namaz kıl da ne zaman kılarsan kıl. Namaz Allah'ı anmaktan ibarettir. Hiç kimse Allah ile kul arasına giremez. Hz. Peygamber zamanında ne öyle dakikalı, saniyeli saatler vardı, ne de namaz vakitleri böylesine kesin çizgilerle ayrılmıştı. Güneşin konumuna göre namaz kılınırdı. Kur'ân'a göre akşam ile yatsı aslında Akşam Namazı adı altında toplanır. Bunun başlangıcı güneşin batmasıdır. Bu zamandan alacakaranlığa kadar olan zaman Akşam Namazının vaktidir. İşte bu vaktin başlangıcında kılınan namaza Akşam Namazı, sonunda kılınan namaza da Yatsı Namazı denmiştir. Dediğim gibi aslında güneşin batmasından alacakaranlığa kadar olan zaman Akşam Namazının vaktidir. Kur'ân'da Yatsı namazı diye bir namazdan söz edilmez. Ama Peygamberimiz ayrıca yatsı adı altında bir namaz kıldırmıştır. Yine Peygamberimizin uygulamasına göre bu namaz, seher vaktine kadar kılınabilir. Kendini beğenmişler kabul etsin, etmesin, ta seher vaktine değin yatsı namazı kılınabilir. Yalnız yatsı namazını gece yarısından sonraya bırakmak mekruh görülmüştür.

 


 

ALTIN İLE BORÇLANMA

Hocam selâmlar, ben 5 yıl kadar önce ev alırken bir akrabamdan borç olarak altın bileziklerini aldım. Bu bilezikleri gramını 33 liradan bozdum. Bir süre sonra altın değerlendi ve gramı hepimizin malumu olduğu üzere 100 lirayı aştı. Son 5 yılda enflasyonun ve banka mevduatının ortalama yıllık %10 civarında olduğunu hesap edersek, her iki tarafın da bu alışverişten zararının olmaması nasıl önlenebilir?

1-33 liradan sattığım bilezikleri 100 liradan satın almak beni zor duruma sokacak.

2-Altının düşmesini beklemem, akrabamın bileziklerini değeri yüksek iken satamaması demek olacak ve daha az kâr edecek.

Dinimize göre nasıl hareket etmem uygun düşer? Saygılarımla...

Cevap: Aldığınız borç hangi para biriminden ise o birimden borcunuzu ödemeniz gerekir. Altın aldınız, altın ödeyeceksiniz. "O zaman altının değeri düşüktü, şimdi yüske, ben zarar ederim" diyorsunuz. Peki, o zat altını size ödünç vermese de kendi elinde kalsa idi, şimdi onun altını değerlenmeyecek miydi? Siz ona altının bugünkü değerinin altında öderseniz o dam ziyan etmez mi? Şayet siz o zattan altınını bozdurup lira olarak borç isteseydiniz o da bunu kabul etseydi, o zaman enflasyon oranını ekleyip borcunuzu öderdiniz ama öyle olmamış. Maamafih bu iş karşılıklı helâlleşmeğe bağlıdır. Ödünç verenle konuşup anlaşmanız en doğru yoldur kanaatimce.