YÜCE KUR’ÂN’IN ÇAĞDAŞ TEFSÎRİ (6) (...dünden devam) Meleğin, İlâhî mânâları insan sözü kalıplarına döküp Allah adına indirmesini, şöyle bir misalle anlatabiliriz: Vahiy meleği, tıpkı bir sekreter gibi, Allah’ın murâdettiği mânâları, peygamberin kalbine indirmektedir. Pâdişah fermanı bizzat kendisi yazmaz. İrâdesini sekreterine bildirir: – Falan...
Cumartesi 20 Nisan 2024
Devamını OkuYÜCE KUR’ÂN’IN ÇAĞDAŞ TEFSÎRİ (5) (...dünden devam) Fakat Ehl-i Sünnetten başka bir gruba göre de Kur’ân’ın harflerle yazılmış ve seslerle okunan bu şekli de Allah’ın ezelî, kadîm kelâmından ayrı değildir. Bu da…
YÜCE KUR’ÂN’IN ÇAĞDAŞ TEFSÎRİ (4) (...dünden devam) Öyle ise dinî eğitim veren okul ve Fakültelerimizdeki müfredat programları yeniden düzenlenmeli, Kur’ân’a ters ve yanlış olduğu açıkça anlaşılmış bulunan konular, yeniden yazılmalı…
YÜCE KUR’ÂN’IN ÇAĞDAŞ TEFSÎRİ (3) (...dünden devam) 1– 2. Uyanış ve Kalkınma İçin Yeniden Kur’ân’a Yukarıda örneklerini arz ettiğim birçok yanlış görüş, yorum ve rivâyet yeniden ele alınıp dinin asıl kaynağı olan Kur’ân’ın…
YÜCE KUR’ÂN’IN ÇAĞDAŞ TEFSÎRİ (2) (...dünden devam) Bunu bizzat gördük, denedik, yaşadık. Fakültede öğrencilerime Meâl dersi okuturken özellikle “قُلْ: Söyle” emrinin veya “İnneke: Sen” biçimindeki hitâbın geçtiği yerlerde öğrenciler bu kelimelere “Ey…
YÜCE KUR’ÂN’IN ÇAĞDAŞ TEFSÎRİ (1) (...dünden devam) Kur’ân’ın getirdiği eskimez İslâm’ı bütün çıplaklığıyla ortaya koymak için “Yüce Kur’ân’ın Çağdaş Tefsîri”ni yazdık ki bu eserin, Türkiye’de din alanında fikir devrimi yaptığına inanıyoruz. Ayrıca…
KUR'ÂN'A YAKLAŞIMDA İSLÂH AKIMI: MODERNİZM (18) (...dünden devam) Kuşkusuz İmâm-ı Şâfi‘î’nin bu istinbatına saygımız vardır. Fakat âyetin böyle bir anlam taşıdığı kanısında değiliz. Du‘â ve sadakanın sevâbı ölüye ulaştığına göre, Kur’ân okumanın…
BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN (3) (...dünden devam) Hasan-i Basrî’nin anlatımına göre Peygamber (s.a.v.): “Canımı elinde bulunduran Allah hakkı için söylüyorum ki merhametli olmayan Cennete girmez” buyurmuş. “Hepimiz merhametliyiz” demişler de Hz. Peygamber:…
BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN (2) (...dünden devam) Kardeşlik ve İlâhî rahmetin bolluğu Abdullah b Mes'ûd şöyle demiş: "Kardeşinizin bir günah işlediğini görürseniz 'Allahım onu perişan et, Allahım ona la'net et' diyerek ona karşı…
BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN (1) Allah’a hamdolsun, yine sevinçli günlerimizden birini idrak etmiş bulunuyoruz. Allah’ın lütfuyla orucumuzu tuttuk ve O’nun lütfuyla bayrama ulaştık. Başta okurlarım olmak üzere bütün Müslümanların bayramını tebrik eder,…
KUR'ÂN'A YAKLAŞIMDA İSLÂH AKIMI: MODERNİZM (17) (...dünden devam) 1–4- Kur’ân Okumanın Amacı Necm: 23/39-40’ncı âyetlerde insana kendi çalışmasından başka bir şey olmadığı ve insanın, çalışmasının karşılığını göreceği vurgulanmaktadır. İmâm-ı Şâfi‘î bu âyetlere dayanarak Kur’ân…
KUR'ÂN'A YAKLAŞIMDA İSLÂH AKIMI: MODERNİZM (16) (...dünden devam) 1950’DEN SONRA TÜRKİYE’DE DİNÎ AÇILIM 1949’da din bilimlerinde bir boşluğun meydana geldiği derinden hissedilince, Ankara Üniversitesi’ne bağlı bir İlâhiyat Fakültesi açıldı. Bunu 1950’li yılların başından…
KUR'ÂN'A YAKLAŞIMDA İSLÂH AKIMI: MODERNİZM (15) (...dünden devam) Arap ülkelerindeki modernizm akımının, Osmanlı Halîfeliğine karşı örtülü bir dinî tepki olduğuna inanılıyordu. Dönemin seküler Batı taraftarları da bu modernistleri reaksiyoncular (tepkiciler) olarak tanımlıyorlardı.…
KUR'ÂN'A YAKLAŞIMDA İSLÂH AKIMI: MODERNİZM (14) (...dünden devam) “Ekonomist yazarların hemen hepsi, narh meselesine benzeterek faizi sınırlandırmaya itiraz ederler. Eğer faize bir sınır konmazsa doğal olarak aşağı çekileceğini, borç alıp vermede kolaylık…
KUR'ÂN'A YAKLAŞIMDA İSLÂH AKIMI: MODERNİZM (13) (...dünden devam) “Hadîslerin, Peygamber’in ağzından çıktığını nereden biliyoruz? Sahîh dediğimiz kitapları toplayanlar Peygamber’i görmemişlerdir. Onların birçoğu sonradan uydurulmuştur.” ( Aynı.), “Fıkıhtaki ibâdet bahsini dünyaya âit hükümlerden…
KUR'ÂN'A YAKLAŞIMDA İSLÂH AKIMI: MODERNİZM (12) (...dünden devam) “Tekkecilik, dervişlik İslâm memleketlerini medeniyetçe, sanat ve ticaretçe geri bırakmıştır. Tekke ve zâviye İslâmiyete sonradan başka dinlerden girmiştir.” diyor. Cumhuriyet yanlısı olan Ali Suâvî’ye göre…
KUR'ÂN'A YAKLAŞIMDA İSLÂH AKIMI: MODERNİZM (11) (...dünden devam) “Ali Suâvî 1(839-1878), medresede yetişmiş ateşli bir yenilikçi idi. Abdülaziz döneminde ortaokul öğretmenliği, Ticaret Mahkemesi Başkanlığı gibi çeşitli görevlerde bulunan, daha sonra yayın hayatına…
KUR'ÂN'A YAKLAŞIMDA İSLÂH AKIMI: MODERNİZM (10) (...dünden devam) Daha önce Şeyhülislâmın kontrolü altında bulunan bu kurumların laikleştirilmesi çabasına rağmen ulema ve medrese dünya işlerinde etkin rol oynamaya devam etmişlerdir. Bu rol, kurumların…
KUR'ÂN'A YAKLAŞIMDA İSLÂH AKIMI: MODERNİZM (9) (...dünden devam) Bununla beraber modern dünya ile karşı karşıya gelmeden önce ne ulemânın, ne de tarîkatlerin yapısında bir değişiklik görüldü. Ancak bundan, ulemânın, her zaman yeniliğe…
KUR'ÂN'A YAKLAŞIMDA İSLÂH AKIMI: MODERNİZM (8) (...dünden devam) Bunun başlıca nedeni, Osmanlı yazarlarınca din devleti şeklinde açıklanan Osmanlı Devleti’nin din yapısında aranmalıdır. Bu devlet yapısında anayasal yahut teolojik anlamda siyasal reformdan ayrı…
KUR'ÂN'A YAKLAŞIMDA İSLÂH AKIMI: MODERNİZM (7) (...dünden devam) Yalnız şurasını da belirtmek gerekir ki Yenilikçiler, teolojik ve felsefî konulara fazla ilgi göstermemişlerdir. Onlar, insanı düşünceye, kendisini çevreleyen eşyâyı anlamaya, kanıtla hareket etmeye…
KUR'ÂN'A YAKLAŞIMDA İSLÂH AKIMI: MODERNİZM (6) (...dünden devam) c) Peygamber’in hayatı ve vahyin uygulanışı hakkında Selef, en sağlam bilgi kaynağıdır. Selefin icmâ‘ı (oybirliği), iki kaynağın (Kur’ân ve Sünnetin) ruhunu yansıtır. Bu bakımdan…
KUR'ÂN'A YAKLAŞIMDA İSLÂH AKIMI: MODERNİZM (5) (...dünden devam) Bazı sahâbîler, Hz. Peygamber'in, dünyâya ilişkin bazı yasaklarını hüküm sanarak bunlardan kaçınmışlar, sonunda Peygamber bu tür emirlerinin bağlayıcı olmadığını bildirmiştir. Meselâ Hz. Peygamber Medîne'ye…
KUR'ÂN'A YAKLAŞIMDA İSLÂH AKIMI: MODERNİZM (4) (...dünden devam) b) Kur’ân’ın Tefsîri: İslâh yanlıları, Kur’ân’da zâhir mânânın dışında birtakım gizli mânâlar arayan; açık anlam yerine az çok sembolizme kaçan sübjektif yorumlar…
ORUÇ KEFFÂRETİ HAKKINDA (3) Fakat altmış gün ard arda oruç tutmak gibi bir keffâret söz konusu olamaz. Çünkü Allah, işlenen suça, ondan çok daha ağır bir cezâ vermez. Nasıl namazını kılmayan…
ORUÇ KEFFÂRETİ HAKKINDA (2) (...dünden devam) Dârekutnî el-‘İlel’de, Zührî’den aldığı rivâyete ta‘lîkan: “Böylece köle âzâdetmek, ya da iki ay oruç tutmak, ya da altmış fakiri doyurmak sünnet oldu” demiştir (Feth: 4/168). Buna…
ORUÇ KEFFÂRETİ HAKKINDA (1) Diyanet fetvalarına göre orucu bozan ve bozmayan durumlar ince çizgilerle birbirinden ayrılıyor. Orucu bozan şeylerde ise çok önemli bir nokta var. Mesela adet gören kadının orucu bozulunca…
KUR'ÂN'A YAKLAŞIMDA İSLÂH AKIMI: MODERNİZM (3) (...dünden devam) İlk Prensiplere Dönme: İslâhın en çarpıcı karakteri, “İlk prensiplere dönme” çabasıdır. Bundan dolayıdır ki Selefiyye olarak adlandırılan Yenilikçiler, gericilikle de suçlanmışlardır. İlk prensiplere dönme…
KUR'ÂN'A YAKLAŞIMDA İSLÂH AKIMI: MODERNİZM (2) (...dünden devam) B) Çağımız İslâm Anlayışında İslâh: Ana çizgileriyle açıklanan tarîhî, kültürel yöntemin bir devamı görülen modern Yenilikçilik Akımı, son derece verimli bir kuşağın…
GAYBI BİLMEK, LEVH-İ MAHFUZDAN HABERDAR OLMAK VE RİCAL-İ GAYB (2)(...dünden devam) Ğayb meselesine gelince: Gaybı Allah'tan başka kimse bilmez. Hatta Hz. Peygamber'in de geleceği bilmediği âyetlerle vurgulandığı gibi Hz. Aişe de: "Kim Muhammed yarını bilirdi derse iftira etmiş olur" demiştir. Cin Suresindeki âyetin tefsîri de şöyledir: 26-27’nci âyetlerde Allah'ın, gaybını, ancak râzı olduğu elçisine göstereceği, başkasına göstermeyeceği bildirilmektedir. Gaybı Allah'tan başka kimsenin bilmeyeceği, birçok âyette vurgulanmıştır. Peygamberlere verilen bilgiler de ğaybdan onların rûhuna aktarılan vahiylerdir. Demek ki Allah bir elçisine vahyederek ona birtakım gizli bilgiler verebilir. Peki, ama gelecekten haber veren, söyledikleri doğru çıkan birtakım kâhinler, büyücüler olduğu gibi ibâdet ile kemâl kazanmış sâlihler, velîler de vardır. Bunların durumu, bu âyetlerin söylediklerine ters düşmüyor mu? İşte bu husus, İslâm bilginleri arasında ihtilâf konusudur. Bu ihtilâfı Şevkânî, tefsîrinde özetlemiştir. Oradan nakledelim: Kurtubî şöyle demiştir: Yüce Allah'ın, kendisini ğaybı bilmekle övüp bunu yaratıklarına değil, sadece kendisine özgü kılması, ğaybı Allah'tan başka kimsenin bilmediğini kanıtlar. Sonra yüce Allah, râzı olduğu elçileri bundan istisna ederek, vahiy yoluyla onlara ğayb bilgisinden vermiş ve bunu, onlara mu'cize, nübüvvetlerinin doğruluğuna delil yapmıştır. Yıldızlara bakıp gelecekten haber veren ve reml atan, el falına bakan, kuş kovan gibi müneccim ve benzeri kimseler, Allah'ın râzı olduğu elçilerden değildir ki Allah onlara da ğayb bilgisinden bir parça versin. Bu gibi kimseler, sezgi, tahmin ve yalanlarıyla Allah'a karşı nankörlük etmişlerdir (Kurtubî: el-Câmi' li-Ahkâmi'l-Kur'ân: 9/28). Sa'îd ibn Cübeyr'e göre "Allah'ın râzı olduğu elçi", Cebrâîl'dir. Sa'îd'in bu sözü uzak bir ihtimaldir. (Kurtubî böyle sanıyor ama Sa'îd'in sözünün doğruluğu, Meryem Sûresinin 64. âyetinden açıklıkla anlaşılmaktadır). Bir kavle göre "Ancak râzı olduğu elçi bunun dışındadır" cümlesinden kasıt, Allah'ın elçiye kıyâmetin kopacağı zaman gibi risâlete ilişkin olmayan ğayb haberlerini değil, peygamberlikle ilgili bilgileri vereceğini anlatmaktır. Vâhidî şöyle demiştir: "Bu âyette, müneccimin söylediklerinin çıkacağını iddiâ edenin Kur'ân'ın söylediklerini inkâr etmiş olacağına delil vardır." Büyük Tefsîr yazarı Fahreddîn-i Râzî'ye göre âyette bazı yorumcuların savlarına delîl yoktur. Çünkü âyet, Allah'ın bütün ğayb bilgisi hakkında değildir, ancak bir ğayb bilgisi hakkındadır ki o da kıyâmet vaktidir. Çünkü bu âyet, "Size va'dedilenin yakın mı, yoksa uzak mı olduğunu bilmem" âyetinden sonra gelmiştir. Eğer denilirse ki: Bu takdirde istisnânın anlamı nedir? Deriz ki: Belki kıyâmetin vakti yaklaşınca Allah onu râzı olduğu elçisine bildirir. Niçin olmasın? Nitekim: "O gün gök beyaz bulutlarla parçalanır ve melekler bölük bölük indirilir" (Furkan Sûresi: 25) buyurmuştur. Demek ki o zaman melekler, kıyâmet gününü bilirler. Yâhut bu istisnâ munkatı'dır. Önceki cümleye bağlı değildir. Yani Allah, râzı olduğu elçinin önüne ve arkasına koruyucular koyar, onlar onu azgın cinlerin ve insanların şerrinden korurlar, demektir. Yüce Allah, elçi olmayan bazı kimseleri de, bazı ğayb bilgilerine vakıf kılabilir. Milel sahipleri(din ve mezhep tarihçileri) bazı rüya tabircilerinin geleceğe ait sözlerinin çıktığında ittifak etmişlerdir. Melikşâh'ın oğlu Sultan Sencer bir kadın kâhini Bağdat’tan Horasan'a getirtmiş, gelecekten sorular sorduğu bu kâhinenin söyledikleri aynen çıkmış. Kelâm ve felsefe ilimlerinde uzman bazı kimseler de bana bu kâhinenin haber verdiği birtakım ğaybî olayların, bütün ayrıntılarıyla çıktığını söylediler. Ebû'l-Berekât, Kitabu't-Ta'bîr'de bu kadının durumunu anlatırken daha ileri giderek şöyle demiştir: 'Otuz yıl bunun halini araştırdım, muğayyebâta dair söylediklerinin aynen çıktığını anladım.' Ayrıca biz, bu hususu doğru ilham sâhiplerinde de görmekteyiz. Hattâ büyücülerde bile bulunabilir. Bazı yıldız falları gerçeğe aykırı ise de bazılarının gerçeğe uygun olduğunu da görebiliriz. İmdi biz, Kur'ân bu görülen şeylere aykırı şeyler söylüyor dersek, Kur'ân taşlanmağa maruz kalır. Öyle ise âyeti, bizim yaptığımız şekilde yorumlamak gerekir" (Mefâtîhu'l-ğayb: 30/168). (devamı yarın..)
|