NEDEN KUR’ÂN’DA ALLAH, “BEN” DEĞİL DE “BİZ” KULLANIYOR? (2) *** ORUCA NİYET SORUNU
Çarşamba, 31 Temmuz 2013 00:00

NEDEN KUR’ÂN’DA ALLAH, “BEN” DEĞİL DE “BİZ” KULLANIYOR? (2)

(...dünden devam)

Cevap 3. Kur'ân'ın bütün hükümleri şeriati oluşturur. Şeriatin bir Allah ile kul arasında olan ibadet yönü, bir de, dünya düzenine ilişkin kamu hukuku yönü vardır. Asıl insanın sorumlu olduğu kısım, dinin ibadet ve ahlak yönüdür. Dünya düzeniyle ilgili kısmı siyasete bağlıdır. İktidarı elinde bulunduranların tercihidir. Bunların uygulanmasından birey değil, devlet sorumludur. Ayrıca devlet de dinin cezalara ilişkin kısımlarını zorla halka dayatamaz. Çünkü dinde zorlama yoktur. Kur’ân-ı Kerîm, kanaatime göre bir tolerans da tanımıştır. Zümer Suresinin 18’nci âyetinde: “(Vahiy) Sözü(nü, yani Kur’ân’ı) dinleyen ve dinlediklerinin en güzeline uyanları, Allah’ın doğru yola ilettiği kimseler olarak nitelemektedir.” Âyetten, İlâhî Mesajın hepsini uygulamak mümkün olmadığı durumlarda zamanın şartlarına, toplumun menfaatine en uygun olanının uygulanabileceği hükmü çıkar. Halk içinde gayri Müslimi var, katı laiki var, tamamen dinsizi, ateisti var. Bunlara zorla din hukukunu uygulamak demokratik ilkelere uymadığı gibi Kur'ân'ın "Dinde zorlama yoktur" prensibine de uymaz.

Kaldı ki şeriat sadece el kesme, zina edene yüz sopa vurma, gibi toplasanız medeni hukuktan sadece 15 yirmi kadar farklı hükümler yahut miras hukuku değildir. Dinin amacı insanları mutlu etmektir. Eğer toplum medeni kanunlarla mutlu olacağı kanısında ise, mesela mirası medeni hukuka göre bölüştürmek istiyorsa varsın bölüştürsün. İsteyen hiç miras almayabilir de. Miras, dinen ayrılan mal payıdır. Dileyen bunu almaz, başka hissedarlara veya fukaraya bağışlar. Ama kişinin Allah'a karşı her zaman sorumlu olduğu şeriat namazdır, oruçtur, ibadetlerdir, namustur, güzel ahlaktır, hasetten, riyakârlıktan, dedikodudan, rüşvetten, gıybetten yalandan, nifaktan, dalkavukluktan uzak durmaktır. İşte asıl din bu ibadetler ve güzel ahlak kurallarıdır.

Cevap 4. Evde tek başına namaz kılan kimse, Fatiha'dan sonra isterse Kur'ân'ın birkaç suresini, ikinci rek'atinde de yine Fatiha'dan sonra okumadığı başka sureleri okuyabilir. Ancak okuduğu sureleri, Kur'ân'daki sırasına göre okumak müstehabdir. Bile bile surelerin yerini değiştirmek mekruhtur ama farkında değilse zararı yoktur.

Her sure için Besmele çekmek gerekmez. Çünkü Besmele surenin bir âyeti değildir. Ama çekilse de zararı yoktur. Her sure başında Besmele çekmeyi gerekli gören din uzmanları da vardır.


 

ORUCA NİYET SORUNU

Selam aleyküm Allahın Selamı, bereketi, afiyeti üzerinize olsun. Ben bir şey diyecektim: Ben orucun ilk günleri her zaman ilk duamda derdim ki “niyet ettim Allah rızası için büyük komalık bir duruma veya ölümümden başka bir durum olmadıkça orucun birinci gününden 30. gününe kadar oruç tutmaya. Rabbim,ben tutayım, sen kabul et ve sonra normal oruç duası ediyorum. Yarınki orucu veya bugünkü orucu tutmaya” gibi. Ben 5. günü sahura 20 dakika kalmıştı, Kur’ân dinliyorum uykuya kalmışım o gün niyet de etmedim ama yine de orucu tuttum. Yukarıdaki niyeti ta ilkin etmiştim. Acaba kaza gerekir mi veya orucum sakat oldu mu? Lütfen cevap yazarsanız çok sevinirim, selam dua ile teşekkür ederim.

Cevap: O kadar anlamsız şeylerle uğraşıyorsunuz ki şaşıyorum doğrusu. Kardeşim niyet, içinden bir şeyi yapmaya karar vermektir. Siz zaten oruç tutmaya karar vermişsiniz. İşte niyet budur, daha ne istiyorsunuz? Dini öyle anlamsız kalıplara sokmaya hiç gerek yoktur.