MUSA DÖNEMİNİN FİRAVUNU KİM? (1)
Cuma, 19 Temmuz 2013 00:00

MUSA DÖNEMİNİN FİRAVUNU KİM? (1)

(8 Temmuz 2013 tarihinde yayınlanan sorunun kapsamlı açıklaması)

 

Sayın Hocam cevabını bulamadığım bir konuda rahatsız ediyorum, cevap verebilirseniz mutlu olurum. Kur'an’da denizde boğulan Firavun dönemin kralı 2. Ramses midir? İnternet bilgileri olmadığını gösteriyor. Sağlık diler ellerinizden öperim.

 

Cevap: Genelde II. Ramses olduğu kabul edilir ama ben de bu konuda özel bir araştırma yapmış değilim. Benim için önemli de değildir. Hz. Musa döneminin Firavun'u kim ise Kur'ân'da anlatılan odur. Bunun için Ansiklopedilere bakabilirsiniz. Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisine bakınız. (Musa Maddesi)

Kapsamlı Açıklama

 

Genelde Musa dönemi Firavun’un II. Ramses olduğu söylenir ama Kur’ân’da böyle bir açıklama yer almaz, sadece Musa ile Firavun hikâyesi anlatılır. Firavun Mısır krallarının unvanıdır. Nasıl Habeş krallarına Necâşî, Yemen krallarına Tubba‘, İran krallarına Kisrâ, Bizans krallarına Kayser veya Hirakl denir idiyse, Mısır krallarına da Firavun denilirdi Mısır Krallarına da Firavun denilir. Musa döneminin Firavun’unun kimliği ihtilaflı bir konudur. “Kur’ân Ansiklopedisi” adlı eserimizde bu konuda tesbit ettiğimiz bilgi şöyledir:

Firavun (çoğulu: ferâ‘ine), ‘Amâlika hükümdarlarının lakabı olarak kullanılır. Kur'ân'da anılan Firavun, İsrâîloğullarını ağır işlerde çalıştıran, Mûsâ'nın, İsrâîloğullarını. Zulmünden kurtarmak üzere görevlendirildiği Mısır kralıdır. Firavun, Mısır krallarının unvanıdır. Nasıl Habeş krallarına Necâşî, Yemen krallarına Tubba‘, İran krallarına Kisrâ, Bizans krallarına Kayser veya Hirakl denir idiyse, Mısır krallarına da Firavun denilirdi.

Kendisini tanrılaştırıp, kavmine: "Sizin benden başka tanrınız yoktur" (A'râf: 39/121-124; Şu‘arâ: 47/41-49), "Ben sizin en yüce Rabbinizim!" (Nâziât. 24) diyerek toplumu kendisine taptırmış olan Firavun’un, âhirette yine toplumunun önüne geçerek onları ateşe götüreceği anlatılmaktadır (Hud: 98).

Kur'ân'ın ifadesinden, İsrâiloğullarının Mısır'da esîr bulundukları sırada Mûsâ'yı sudan çıkarıp büyüten Firavun ile, İsrâîloğullarının Mısır'dan kaçtıkları zamandaki Firavun’un aynı şahıs olduğu anlamı çıkıyor: “Firavun(Mûsâ'ya) dedi ki: 'Biz seni içimizde bir çocuk olarak yetiştirmedik mi? Ömründe nice yıllar aramızda kalmadın mı? Ve sonunda o yaptığın suçu da yaptın. Sen nânkörün birisin!' "(Şuara: 18)

Müslüman geleneğinde Firavunlar hakkında başka rivâyetler de vardır. Kur'ân'da yalnız Mûsâ kıssasında Firavun’un ismi geçtiği, diğer kıssalarda bu isme rastlanmadığı halde bu rivâyetlere göre İbrâhîm ve Yûsuf kıssalarına da Firavunlar girmiştir. Bazı rivâyetlerde Yûsuf'un birinci Firavun'u er-Rayyân ibn Velîd'dir, bunun ardından Kâbûs ibn Mus‘ab iktidara gelmiştir. Diğer rivâyetlere göre Yûsuf, Velîd ibn Reyyân'ın vezîri olmuştur. Kitâb-ı Mukaddes'ten doğrudan değil, az çok dolayısıyla etkilenen kaynaklar, Kābûs'un, Âsiye'nin ilk kocası ve Mûsâ'nın süt babası olduğunu söylüyorlar. Kābûs, Mûsâ'nın peygamberliğinden önce ölmüş, yerine Mus‘ab geçmiştir.

İbn İshâk, Tevrât'ın Hurûc Kitabını yakından takibeder: Yûsuf ve onun Firavun’u ar-Rayyân ibn el-Velîd’in ölümlerinden, Velîd ibn Mus‘ab'ın tahta çıktığı tarihe kadar iktidarı Amâlika Firavunları Yani Filistin kökenli Firavunlar) ele geçirmişlerdir. Mûsâ, iktidarı tekrar ele geçiren Velîd ibn Mus‘ab'a gönderilmiştir. Firavunların en zorbası ve en zâlimi olan bu adam, uzun süre hüküm sürmüştür. Bu anlatım, M. Ö. XIII. asırda hüküm süren II. Ramses'i anımsatmaktadır.

Ya'kûbî ve Mes‘ûdî’ye göre Yûsuf'un Firavun’u ile Mûsâ'nın süt babası arasında iki hükümdar vardır: Bunlar Amâlikalı Dârim ibn Rayyân ile yine Amâlikalı Kāmis ibn Ma‘adân'dır. Daha sonra Mûsâ'yı büyüten Velîd ibn Mus‘ab gelmiştir ki bunun Amâlikalı, yahut Şam'lı, ya da Kıptî olduğu hakkında görüş ayrılığı vardır. Zemahşerî (Bkz. A'râf: 39/103’ün tefsîri) Yûsuf'un Mısır'a gelmesi ile Mûsâ'nın Medyen'den dönmesi arasında 400 yıl geçtiği rivâyetini kaydediyor ki bunun, Hurûc: 12/48den alındığında kuşku yoktur. Hurûc'da İsrâîloğullarının Ramses zamanında Mısır'dan çıktıkları ve Mısır'da dörtyüzotuz yıl ikamet ettikleri anlatıl­maktadır.

 

(devamı yarın..)