YETİŞMİŞ BİR AĞACI KESMEK ASLA TASVİB EDİLEMEZ
Çarşamba, 05 Haziran 2013 00:00

YETİŞMİŞ BİR AĞACI KESMEK ASLA TASVİB EDİLEMEZ

 

Taksim Gezi Parkı’ndaki ağaçların dozerlerle sökül­mesi, tasvib edilecek bir hareket değildir. Burası İstanbul’un kalabalık yerlerinden biri olan Taksim Meydanında dinlenmeğe ihtiyacı olan insanların nefes alacağı bir yerdir. Şimdi Taksim’de yapılmakta olan değişim dolayısıyla bu Gezi Parkı kaldırılıp yerine III. Selim döneminde yapılıp Cumhuriyet döneminde yıkılmış bulunan Topçu Kışlasının yapılacağını yetkililer ifade ediyor. Hatta buraya AVM ve otel yapılacağı da söyleniyor. Yetişmiş olan ağaçların dozerlerle sökülmesi tasvibedilemez. Nitekim bu uygulama İstanbulluları ayağa kaldırdı. Kaç günden beri Gezi Parkında süren gösteriler, birçok ilimize sıçradı.

Bu gösterilerin amacı, Gezi Parkının kaldırılmasını önle­mek ise de olayların içine provokatörlerin karışmasıyla iş çığırından çıkmış, kamu malları tahribedilmiştir. Bunlar sağduyu sahibi, ülkesini seven insan­ların yapacağı iş değildir. Tüysüz yetimlerin hakkı bulunan kamu mallarını, binaları tahribetmek, iş yerlerinin cam ve çerçevelerini kırmak gösteri vasıtası yapı­lamaz. Bunlar elbette iyi niyetin eseri olamaz.

Ama bu olaylara sebebiyet veren yetkililerin davranışı da tasvip edilemez. Hangi maksatla bu yetişmiş ağaçlar dozerlerle sökülmektedir?

Sayın Başbakan uygulamasını savunurken “Velev ki buraya AVM yapılsın, yahut otel yapılsın” gibi sözler söyledi. Bu söz­lerden de buraya AVM, Otel gibi binalar yapılacağı anlaşılır.

Hayır, park alanları kaldırılıp da yerine otel yapılamaz, AVM yapılamaz. Nerde ise bir asra yakın bir zaman önce yıkılmış bulunan bir kışlayı da yeniden inşa etmeğe gerek yoktur. Bizim inancımızda Kâbe dışında binalar kutsal (dokunulmaz) değildir. Kâbe de, Peygamber Mescidi de kaç kez onarım görmüş, yenileştirilmiş, Mescid-i Nebevî genişletilmiştir. Otel, AVM yapılacak yerler çok. Uzak yerlere de lüks oteller yapılabilir. Ama Kentin kalabalık merkezlerinde bunalanların dinlenme alanları pek yok denecek kadar azdır. Mevcudu yıkıp yerine oraları daha içinden çıkılmaz hale getirmek doğru olamaz.

Ayrıca ağaca kıymak dinimizce haramdır. Peygamberimiz “Gereksiz olarak bir fidanı kesenin tepetaklak cehenneme atıla­cağını” buyurmuştur. Ve:

Kıyamet kopar görsen elinde de kir ağaç,

Mümkünse dikmek için durmadan toprağı aç!" demiştir.

Fatih Sultan Mehmet de: “Ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim!” demiştir.

Yalova’da Cumhurbaşkanı için bir köşk yapılırken bir çınar ağacının, duvarın yükselmesine engel olan çınarı kesmek istemiş­ler, olayı duyan Mustafa Kemal Paşa, çınarın kesilmesi yerine köşkün kaydırılmasını emretmiş; altına kaydıraklar konulup beş metre doğuya kaydırılan bina, bu yüzden “Yürüyen Köşk” adını almıştır.

Vazgeçin gereksiz davranışlardan. Son yıllarda İstanbul’un merkezi yerleri gökdelenlerle dolmaya başladı. Maslak’a, Levent’e, Üsküdar’a E 5’e açılan yerlere 50 katlı, 60 katlı gökdelenler dikildi. Yarın buralar insanlarla dolunca acaba trafik ne hale gelir? Bu düşünüldü mü? Oradan geçen ana arterler aynı yollardır. Yol artmıyor, artması da mümkün değil. Şimdi her gökdelene bir kasaba nüfusu kadar insan dolacak ve her dairede oturanların da en az, bir hatta iki üç arabası olacak. Bu arabalar da yine 20-30 yıl önceki yollara dolacak. O zaman trafiğin ne hale geleceğini bir düşünün. Acaba bu binalara bu ruhsatı veren belediyeler hiç bu noktayı düşünmüyorlar mı ki bu merkezi yerlere böyle gökdelen ruhsatı veriyorlar?

Son zamanlarda ana caddelerin kıyılarına, yamaçlarına çeşitli biçimlerde, çiçeklendirmeler yapılıyor. Cadde kenarlarının ağaçlandırılması güzeldir, yararlıdır ama böyle biçimli çiçeklen­dirmelere ne gerek var? Bunlara yapılan ve bunların yaşaması için yapılacak sulama ve bakım işlerine harcanacak paralarla kaç fabrika yapılabilir. Ben Avrupa’da böyle bir şey görmedim. Günahtır, israftır. Hep süs, gösteriş. O tür gösterişler kimsenin karnını doyurmaz ama oralara yapılan masraflarla birkaç fabrika kurulsa insanlar çalışıp geçimlerini sağlar, ülke ekonomisi de ge­lişir.

Sözün özü: “Dediğim, dedik” düşüncesini bırakmak, kentin tarihi dokusuna zarar vermemek gerekir. Yoksa kışkırtıcıların karıştığı belli olan bu tahribedici gösterilerin nereye varacağı belli olmaz.

Bir bakan “Biz bir ağacı sökersek, merak etmesinler, mutlaka onun yerine on kat fazlasını dikeriz!” dedi. On kat fazla ağaç dikin de eski dikilmiş ve yetişmiş ağaçları sökmeyin. Bu tıpkı şuna benzer: Ben bir insanı öldürürüm ama onun yerine on insan yetiştiririm. Hayır, bu düşünce doğru olamaz. On insan yetiştirmek için mevcut bir insan öldürülemez.  

Benim tavsiyem: Gezi Parkına dokunmayın, ama yüz Gezi Parkı daha ilave edin!

Yine Peygamberimizin tavsiyesiyle konuyu bağlayalım:

“Yaş ağaç kesenlerin mutlak Cehennem yeri!

Niyyetin kesmek için Allah'tan kork, dön geri”

Bunca âyet hadisler, veriyorlar tek haber

Ağaca kıyanlardan yüz çevirir PEYGAMBER!