FURKAN SURESİ 44. ÂYET VE KASAS SURESİ 78. ÂYET (2)
Cuma, 03 Mayıs 2013 00:00

FURKAN SURESİ 44. ÂYET VE KASAS SURESİ 78. ÂYET (2)

(...dünden devam)

Bu ifade, ruhun, yaptıklarından hesap vermeyeceği anlamına gelmez. Ruh yaptıkları yüzünden hesaba çekilecektir ama bu bir tahkikat hesabı değil, yapılan eylemlerin, suçlunun yüzüne çarpılacağı anlamında bir tekdir ve azarlama hesabıdır. İsterseniz bu konuda "Kur'ân Ansiklopedisi" adlı eserimde "Sorgu" maddesine bakabilirsiniz. Özeti aşağıdadır:

"Kasas Suresi 78. âyette suçlulara günâhlarından sorulmayacağı belirtiliyor. Bu, suçluların, yaptıklarından sorumlu olmayacakları anlamına gelmez. Herkes yaptığından sorumludur. Ancak âhirette, insanın dünyada yapmış olduğu işler o kadar açık biçimde görünecektir ki artık suçlunun suçunu sorup araştırmağa gerek yoktur. Herkesin dünyada yaptıkları, rûhuna yerleşmiştir. Yaptıklarının işâretleri, izleri rûhunda görünür, bütün organları yaptıklarını söyler. Bu âyet, âhirette suçluların, kulun itirâfına gerek kalmayacak derecede açıkça belli olacağını bildirmektedir. Nitekim:فَيَوْمَئِذٍ لَا يُسْئَلُ عَنْ ذَنْبِهِ اِنْسٌ وَلَا جَآنٌّ (٤٠) فَبِاَيِّ آلَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (٤١) يُعْرَفُ الْمُجْرِمُونَ بِسِيمَاهُمْ فَيُؤْخَذُ بِالنَّوَاصِي وَالْأَقْدَامِ (٤٢) فَـبِاَيِّ آلَآءِ رَبِّـكُمَا تُكـَذِّبَـانِ (٤٣): 40: O gün ne insana, ne de cinne günâhından sorulur. 41- Şimdi Rabbinizin hangi nîmetlerini yalanlıyorsunuz? 42- Suçlular, sîmâlarından tanınır, alınlar(ın)dan ve ayaklar(ın)dan tutulur. 43- Şimdi Rabbinizin hangi nîmetlerini yalanlıyorsunuz?” (Rahman Suresi: 40-43) âyetlerinde de suçlulara ne gibi günah işlediklerinin sorulmayacağı, zîrâ onların, işaretlerinden tanınacağı ve perçemlerinden ve ayaklarından tutulup cehenneme atılacakları belirtilmektedir.

Bu âyetlerden anlıyoruz ki kişinin, dünyada yaptığı kötü eylemler, günahlar, rûh cisminin üzerinde kendilerine özgü birtakım izler, kara lekeler bırakır. Bu izler, o kulun hangi günahları işlemiş olduğunu belirtir. Meselâ hırsızlığın, zinanın, haksızlığın, yalancılığın ve diğer günah işlerin ruh üzerinde kendine özgü işaretleri olur. Bu işaretler, o kulun ne gibi işler yapmış olduğunu gösterir. Ruh bedenden ayrılınca eylemlerinin bütün izleri açığa çıkar: "O gün onlar, ortaya çıkarlar. Onlardan hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz. (Ve sorulur onlara):Bugün mülk kimindir?’ ‘O tek ve kahhâr olan Allah'ın!’" (Mü’min: 60/16) âyetinin bildirdiği üzere o gün her can apaçık ortaya çıkar, bütün meziyetleriyle, fiilleriyle görünür. Dünyada yaptığı işlerin izleri açık açık belli olur.

Kur’ân-ı Kerîm, âhiretteki hesabı bu kadar açık biçimde ortaya koymuş iken, ilmihal kitaplarında birtakım zayıf ve mürsel rivayetlere dayanılarak yapılan Münker Nekîr senaryosu ve bu meleklerin: “Rabbin kimdir? Nebîn kimdir?” gibi sorular şeklindeki rivayetlerin uydurmalığı ortadadır. Kur’ân, suçlulara, günahlarından sorulmayacağını, herkesin ne yaptığının ortaya çıkacağını, sorguya gerek bulunmayacağını vurgulayadursun, bizim rivayetçilerimiz ve bu rivayetleri süsleyen senaristlerimiz, Münker Nekîr’e sorular sordurmadan rahat edememişlerdir. Melekler ölen kişinin işâretlerini, ne yaptığını, kime inandığını, inanç ve eyleminin izlerini görmüyorlar mı ki böyle sorular soruyorlar? Gördükleri halde soruyorlarsa abes iş yapıyorlar. Melekler bunu yapmazlar.

Ancak insanın sorumluluğunu, kendisine verilen nîmetlerden sorulacağını bildiren âyetler de vardır: “Sonra o gün, (size verilen) nîmetten sorulacaksınız.” (Tekâsür: 16/8) Ayrıca bkz. Nahl: 70/56, 93, Enbiyâ: 73/13, 23)

Bu âyetler, suçluların, Allah adına uydurdukları şeylerden, yaptıkları günahlardan, yalan tanıklıklarından, Kur’ân’a karşı olumsuz davranışlarından sorulacaklarını bildirmektedir. Bu sorgulama, suçlulardan neler yaptıklarını öğrenme sorgulaması değil; yaptıklarını onların yüzüne vurup onları azarlama, yaptıkları suçlardan ötürü onları hesaba çekme şeklinde bir sorgulamadır. Münker Nekîr senaryosunda olduğu gibi bir soru sorma değildir. Bu âyetlerin amacı, insanın, yaptığı hareketlerden, davranışlarından sorumlu olduğunu; suçluların cezalandırılacağını vurgulamaktır. Yoksa kişinin sorguya cevap verip vermemesi önemli değildir. Çünkü rûh üzerindeki eylem işaretleri, her şeyi apaçık gösterir. Görünen bir şeyi sormanın anlamı yoktur.

(devamı yarın..)