ÇEVREYİ KORUMA İLE İLGİLİ SORULAR

Sayın Hocam, öncelikle değerli hizmetleriniz için teşekkür ederiz.

Ben Amerika Birleşik Devletlerinde yaşıyorum. Muhendisim ve çevrebilim konusuyla çok ilgileniyorum. Günümüz medeniyetinin ve bilhassa endüstriyel kapitalist sistemin dünya ekosistemlerine verdiği zararı dehşetle izlemekteyim. Eşim din konusunda benden daha bilgilidir ve bana Hazreti Muhammed’in çevreciliğinden, tabiata ve diğer canlılara karşı ne kadar hassas davrandığından bahsetti. Peygamberimizin bu yaklaşımı ve tabiat konusundaki hassasiyetinden çok etkilendim.

Bugün dünyada hâkim olan dinlerin uygulanışlarına bakarak, insanların Allah ile tabiat arasında bir ilişki kurduklarını düşünmek zor oluyor. Çok dindar olduğunu iddia eden insanlar kolaylıkla ormanları kesip, kuş cenneti gölleri zehirleyebiliyorlar. Avcı toplayıcı kültürlerin din anlayışlarında tabiatla daha bütünleşmiş bir yaratıcı anlayışı olduğu gözleniyor. Tek tanrılı dinlerde yaratıcı ve yaratılan arasındaki bu güçlü bağlantının zayıfladığı anlaşılıyor. Bilhassa Hıristiyanlıkta tabiat tamamen insanların kullanımına açık bir kaynak haline gelmiştir.

Bu konuları tartışırken aklıma gelen birkaç soruyu size sormak istedim.

Eğer Allah’ın varlığını görebilmemizin en açık yolu tabiattaki canlılar ve aralarındaki son derece karmaşık ilişkiler ise, canlı türlerini azaltmakla Allah’ın varlığını ve yüceliğini anlama yolumuzu yok ediyor muyuz?

Her an bir şan ve oluştadır" ayetindeki ifade, Allah’ın da hayata verilen zarardan etkileneceği anlamına mı gelir?

İnsanlığın dünyada hayatı tamamen bitirebilmesi zor bir ihtimaldir, fakat eğer tabiata verdiğimiz zarar sonucu, önümüzdeki birkaç yüzyıl içinde dünyada insan dâhil, tüm hayat sona ererse, Allah’ın bu dünya için anlamı ne olacaktır?

Değerli vaktiniz için çok teşekkür ederim. Saygılar,...

Cevap: Sorduğunuz şeyler belki yüz kez cevapladığım sorulardır. "Soru ve Cevaplarla İslam" adlı eserime veya "Kur’ân Ansiklopedisi" ne bakabilirsiniz.

EY KESME KONUSU

Selamünaleyküm sevgili hocam, Hollanda’da yaşadığım için Türkçe yazım biraz zayıf, kusura bakmayın.

Öncelikle sizi çok sevdiğimi belirtmek istiyorum ve tefsirinizi çok beğendim, Allah razı olsun. Hocam, bildiğiniz gibi Kur’an’da hırsızların (sağ) elleri kesilmesi emrediliyor, acaba bu hırsızların elleri kesilmeli mi yakalanmadan önce tevbe ederlerse? Tıpkı Maide 34'de yazdığı gibi yani: yakalanmadan önce tevbe edenler hariç.

Yoksa bu yakalanmadan önce olayı sadece Maide 34'e mi geçerli ve el kesme konusunda sayılmaz mı? Selamlar ve saygılar, ...

Cevap: Hırsızın eli hemen kesilmez, bir süre gözetim altında bulundurulur. Eğer yürekten tevbe ettiği saptanırsa ayetin "Onlardan vazgeçin!" buyruğu uyarınca elinin kesilmemesi ve belki çaldığı malın tazmini gerekir veya hapis ile cazalandırılır. Bu husus yönetimin takdirine bırakılmıştır. Çünkü el kesmekten maksat, hırsızı eyleminden caydırmak ve hırsızlık belasını toplumdan kaldırmaktır. Eğer toplum bunu daha hafif bir ceza ile sağlayabiliyorsa varsın sağlasın, ille telafisi mümkün olmayan bir cezayı uygulamak gerekmez.