REENKARNASYON HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜMÜZ (5)
Cuma, 22 Mart 2013 00:00

REENKARNASYON HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜMÜZ (5)

(...dünden devam)

Fakat Müfessirlerin bu konudaki yorumları kesin bir kanıta dayanmaz, tahminlerden ibarettir. Herhalde birinci âyetin sonunda Allah’ın, her şeye kadir olduğu vurgulanınca, ikinci âyette O’nun kudretini belirtmek üzere canlıları öldürüp yenilerini yaratacağı belirtilmiştir.

Acaba burada ölümle bedenden ayrılmış ruhun, yeniden bedenlenerek bedensel hayata getirildiğine mi işaret edilmektedir? Bu takdirde ölümün hayattan önce anılması, son derece uygun ve anlamlıdır. Çünkü insanın bu hayatını bir ölüm geçmiş, bu hayat, bir ölümü izlemiştir. Bu durumda elbette ölümün önce anılması tam hikmettir.

Kur’ân-ı Kerîm’de bu mânâya gelebilecek âyetler vardır. Geleneksel yorumları bırakıp âyetler üzerinde düşünürsek, bu mânânın muhtemel olduğu anlaşılır. Zaten öyle olmasaydı, İhvân-ı Safâ gibi bazı felsefî akım mensupları, söz konusu âyetlerden bu anlamı çıkarmazlardı. Nitekim Râzî de tefsîrinde bu tür yorumlara yer vermiş, kimi yerde reddetmiş, kimi yerde sadece böyle görüşleri nakletmekle yetinmiştir.

“Nihâyet onlardan birine ölüm geldiği zaman: ‘Rabbim, der, beni geri döndürünüz! Ki terk ettiğim dünyada yararlı bir iş yapayım!’ Hayır, bu, onun söylediği bir sözdür. Önlerinde tâ diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır.” (Mü’minûn: 74/99-100) âyetlerinden, ruhun tekrar dünyasal bedene döndürülmeyeceği mânâsı çıkarılabilir ise de bu âyette, ruhun hiç dünyaya dönmeyeceği değil, tekrar bedenleneceği zamana kadar bir geçit, yani bir ara zaman bulunduğu anlatılmaktadır. Âyette ruhun ba’s olunacağı kesindir. Ancak bu ba‘s hemen ölümün ardından değil, belli bir zaman aralığından sonra olacaktır. Cumhura göre bu ba‘s, âhiret bedenlenmesidir. Âhiret bedenlenmesi muhakkak ama, acaba bu âyette olgunlaşmamış ruha bir kez daha dünyada bedenlenme fırsatının verileceği anlatılmış olamaz mı? Bu ihtimal de vardır.

Ama bu, sadece bir ihtimaldir. Kesin kes böyledir, denilemez. Önemli olan kıyâmet’i inkâr etmemektir. Kıyâmet, inanç esası olduktan sonra bir insanın tekrar denenmek üzere bir kez daha bedenlendirilmesi, inanca aykırı bir şey olmayabilir. Aydın bir din bilgini, yeniden doğuştan söz eden bir ruhiyatçıya “Oğlum, biz bu milleti, bir kerecik dirilmeğe inandıramadık. Siz eğer birkaç kez dirilmeğe inandıracaksanız hodri meydan!” demiş.  

Evet tenâsüh, yani bedeni içinde olgunlaşmayan ruhun, ceza çekmek üzere tekrar hayvan bedenlerine düşmesi Kur’ân’a ve gerçeklere aykırıdır, ama olgunlaşmayan veya buna vakit bulamadan bedenden ayrılan ruhun, yine bir insan bedeninde bir kez daha dünyaya getirilmesi klâsik tenâsüh değildir. Özellikle Vâkıa Suresinin 57-62. âyetlerinde bu olaya işaret sezilmektedir:

“57- Biz sizi yarattık; doğrulamanız gerekmez mi? 58- Akıttığınız menîyi gördünüz mü? 59- Siz mi onu yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz? 60- Aranızda ölümü takdîr eden (sizi ölümlü kılan) biziz. Ve bizim önümüze geçilmiş değildir (kimse bizi engelleyemez). 61- (Sizi böyle ölümlü yarattık) Ki sizin yerinize benzerlerinizi getirelim ve sizi bilmediğiniz bir biçimde yeniden inşa edelim. 62- Andolsun, ilk yaratmayı bildiniz, (bunu) düşünüp ibret almanız gerekmez mi?”

Bu âyetlerde inkâr edenleri âhirete inandırmak için Allah’ın buna kadir olduğuna dair çeşitli kanıtlar verilmek üzere buyuruluyor ki:

Siz yok iken ilk defa sizi biz yarattık. Sizi ilk defa yaratan, yeniden yaratamaz mı? Bunu düşünerek bizim ölüleri dirilteceğimizi doğrulamanız gerekmez mi? Akıttığınız menîyi yaratan da siz değilsiniz, biziz. Menîden insan yaratırız da ölenleri yeniden yaratamaz mıyız? Biz sizi menîden yarattık ve aranızda ölümü takdir ettik. Ne kadar isteseniz ölümden kaçamazsınız, bu hükmümüzü aslâ engelleyemezsiniz. Sizi ölümlü yarattık, belli bir ömürden sonra ölmenize hükmettik ki sizi benzerlerinizle değiştirelim ve sizi bilmediğiniz bir sıfat ve biçimde yeniden yaratalım. Ölüm, son değil, yeniden yaratılışa geçiştir. Siz ilk yaratışımızı bildiniz. Siz, hiç varlık âleminde değil iken sizi yaratıp şu dünyâya getirdiğimizi bilirsiniz. Böyle olduğuna göre sizi neden yeniden yaratmayalım? Bunu düşünüp öğüt almanız, yeniden yaratılacağınıza inanmanız gerekmez mi?

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş