Abdullah ibn Ebi Serh hakkında (1)
Cumartesi, 09 Mart 2013 00:00

ABDULLAH İBN EBİ SERH HAKKINDA (1)

Sayın Hocam; Montgomery Watt'ın Kur’ân'na Giriş isimli kitabında (Ankara Okulu Yayınları 2006) sayfa 52-53’te Hz. Peygamber'in Medine'ye gidişinden sonra kendisine kâtip olarak tuttuğu Abdullah ibn Ebi Serh'in Müminun suresi 14. ayeti yazdırırken "...Abdullah ibn Ebi Serh coşmuş ve Hz. Muhammed 'bir başka yaratık' kelimelerinden sonra durunca, o, 'yaratıcıların en güzeli olan Allah ne güzeldir’ diye haykırmıştır. Hz. Muhammed bunu vahyin devamı olarak kabul etmiş ve ona yazmasını emretmiştir." demektedir. Kaynak olarak da "Enam/93 ile ilgili olarak Beyzavi, Zemahşeri ve diğer müfessirlerin görüşleri..." göstermektedir. Ben Fizılal Tefsiri'nde Enam/93 yorumunda bu olaya rastladım. Orada Hz. Muhammed'in " 'aynı şimdi bana vahyedildi' dediğini yazmaktadır.

Sayın Hocam, Kur’ân'da benzer ifade var mı diye araştırdım, 37/125. ayette benzer ifadeye rastladım. Saffat suresinin de Müminun suresinden önce nazil olduğunu öğrendim. Abdullah ibn Ebi Serh'in vahy kâtibi olması sebebiyle bir kulak aşinalığının olduğunu düşündüm. Sonra bir şey dikkatimi çekti: Bu sureler Medeni değil Mekki'ydi. Müfessirler pekâlâ bu iki argümanımı da bilirler. O halde ben nerede hata yapmaktayım? Hatalarımın neler olduğu konusunda beni aydınlatırsanız minnettar kalırım. Saygılarımla...

Cevap: Her uydurmayı doğru sanmayın. Bunun nasıl bir uydurma olduğunu anlatmak için "Yüce Kur'ân'ın Çağdaş Tefsiri"nden konu ile ilgili bir sayfayı ekte bulacaksınız. Bu tür yalanları kitaplarına dolduranlar, Kur'ân'a karşı saygısızlığın en çirkinini yapmışlardır. Müsteşrik Montgomery Watt ise olayı kendi işine geldiği biçime sokup anlatmıştır. Başka ne beklenir ki?

"Allah'a karşı yalan uydurandan, ya da kendisine bir şey vahyedil­memiş iken "Bana vahyolundu" diyenden ve "Ben de Allâh'ın indirdiği gibi indireceğim!" diyenden daha zâlim kim olabilir?…" (En’âm: 93)

En’âm 93-94’ncü âyetlerde Allah'a yalan uyduran, yani kendi uydurduğu yalanı Allah'ın sözü diye ileri süren, ya da vahiy almadığı halde kendisine vahiy geldiğini söyleyen, ya da kendisinin de Allah'ın indirdiği gibi âyetler indirebileceğini id­diâ eden kimseden daha zâlim (haksız) birinin olmayacağı vurgulanıyor ve bu tür iddiâlara sapan zâlimlerin, can verirken düşecekleri çetin durum tasvîr ediliyor.

Bazılarına göre 93. âyet, peygamberlik iddiâ eden Yalancı Müseyleme ile el-Esved el-'Ansî hakkında inmiştir. Bazı müfessirlere göre de âyet, vahiy kâtiplerinden olan Abdullâh ibn Ebî Serh hakkında inmiştir. Bu adam vahyi yazarken âyetlerin bazı kısımlarını değiştirmiş: '' 'azîzun hakîm'' yerine "ğafûrun rahîm'' yazarmış. Hz. Peygamber (s.a.v.), Mü'minûn Sûresinin: وَلَقَدْ خَلَقْنَا اْلاِنْسَانَ مِنْ سُلاَلَةٍ مِنْ طِينٍ... ثُمَّ اَنْشَاْنَاهُ خَلْقًا آخَرَ فَتَبَارَكَ اللَّهُ اَحْسَنُ الْخَالِقِينَ âyetlerini yazdırırken bunların belâğetine hayran kalan Ab­dullâh ibn Sa'd ibn Ebî Serh: ": Yaratanların en güzeli kutlu olsun!" demiş. Hz Peygamber (s.a.v.): "Yaz, demiş, senin dediğin gibi indi!'' Bunun üzerine Abdullah: "Demek ki ben de Allah'ın indirdiği gibi indiririm" demiş (Mefâtîh: 19/84; Câmi'u'l-beyân: 7/272-273).

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş