Cami hoşgörü yeridir, gönül kıran Allah’ı incitir
Çarşamba, 20 Şubat 2013 00:00

Cami hoşgörü yeridir, gönül kıran Allah’ı incitir

Sayın Hocam iyi günler dilerim, bizi çağdaş ve dine kolaylık getiren şekilde aydınlattığınız için Allah sizden razı olsun.

Ben Ankara'da yaşıyorum. Geçen gün annem ve kayınvalidemle Hacı Bayram Camii'ne gittik.

Annemle ben hanımlar için ayrılan bölüme namaz kılıp dua etmeye gittik. Daha önce birkaç kez tenha olduğu için erkekler bölümünde gizlice namaz kılmıştım. Gizli diyorum, çünkü hanımların orada namaz kılması yasak. Oysa erkekler için ayrılan bölüm çok ferah ve beni manen çok etkiliyor. Ben orada namaz kılamadığım için ayrıca çok üzgünüm. Hatta bir kez görevliyle tartıştım; kimse olmadığı halde bana namaz kıldırtmak istemediği için. Annemle mecburen hanımlar kısmına gittik.

Hemen hemen her camide olduğu gibi, en havasız ve penceresi olmayan bodrum katı hanımlara ayrılmıştı. Buna bir de hanımların uğultusu, gürültüsü, çocuk gürültüsü (benim de çocuklarım var kimse yanlış anlamasın çocukları çok seviyorum) eklenince ortamda huşu kalmıyor. Ben evimde de gürültülü ortamda namaz kılıyorum, ama camide farklı bir ortamda namaz kılmak insanı etkiliyor.

Annem ve benim üstümüzde kot pantolon vardı, ben dua kitabı almaya gittiğim sırada bir kadın 65 yaşında olan annemi kaba bir şekilde etek giymesi için ikaz etmiş, annem oralı olmayınca da ben gelince aynı kadın beni uyardı. Ben de namazımı kıldığımı ve gideceğimi söyledim.

Annemle üstümüzde kot pantolon olduğu için herkes değil, ama bazı kadınların bize hiç de hoş nazarla bakmadığını üzülerek gördüm.

Annem camiden çıkınca "bir daha hiç camiye gelmem, neme lazım" dedi.

Çok üzgünüm; oysa ki dinimiz ne kadar hoşgörülü, peygamberimiz ateistlere bile müsamaha gösterirmiş, incitmezmiş.

Ülkemizde ise sadece pantolon giyen müslümana bile müsamaha gösteremiyoruz.

Hocam sizin gibi bilgili ve aydın insanlar azalınca biz ne yapacağız? Ben modern giyiniyorum, ama sade bir insanım. Gençken görünüşüm çok daha çılgındı ama özümü hep temiz tutmaya çalıştım. Namazımı elimden geldiğince kılmaya çalışıyorum, ama bunu kimseye sergilemiyorum.

Diğer ibadetlerimi de yapmaya çalışıyorum, ama en önemlisi özde ve sözde iyi insan, evlat, eş ve anne olmaya gayret ediyorum.

Camide bize hoşgörü göstermeyenlere de hoşgörü gösterip, onların da daha yumuşak insanlar olması için duamı esirgememeye gayret ediyorum.

Peki, yıllarca Musevisi, Hıristiyanı, Müslümanı komşu olarak yaşamış ve birbirini sevmiş insanların geldiği bu noktada ne yapacağız? Ben kişilerden korkmadan, kadınlara ayrılmış en kötü yerlerde değil daha güzel yerlerde Allah'ıma özgürce dua etmek istiyorum. Bir insan bu özgürlüğümü benden nasıl alabilir? Ha sen de etek giyiver diyen olursa da; gezmeye çıkmışım, canım namaz kılmak istedi, her yerim kapalıysa bunu benden esirgeyen herkese Allah hidayet etsin. Ama bu hakkı elimden alan herkes Allah'a hesap versin istiyorum. Çünkü artık ben de camiye gitmeye çekiniyorum.

Bir de o gün vaaz veren hoca ibadetlerin ne kadar günah ve sevap olacağından bahsedip duruyordu. Siz hep dersiniz, neyin ne kadar sevap ne kadar günah olacağını Allah'tan başka kimse bilemez diye. Ama hocamız sevap günah cetveli çıkartmıştı. Ne diyeyim Allah hepimizin yardımcısı olsun.

Sizin gibi insanların çoğalması, evlatlarımın hoşgörü ve sevgi dolu bir ülkede iyilik yayarak, gerçek İnsan olarak yaşamalarını dilerim. Sağlıcakla kalın...

Cevap: Evet bazı kişiler çok sert oluyor ve Allah adına hüküm vermeğe kalkıyorlar. Hoşgörüleri ya az veya hiç yok. Din kabalık değildir. Böyle kaba davranan insanlar belki birçok kişiyi dinden soğutuyor, hatta kaçırıyorlar. Peygamberimiz döneminde kadınlar için ayrı bir bölüm yoktu. Sadece kadınlar, erkek saflarının gerisinde durup namaz kılarlardı. Şimdi kadın bölümleri perdelerle ayrılıyor yahut bodrumlara atılıyor. Ama Peygamberimiz döneminde böyle ayrı bölüm yoktu. Aynı mekânda namaz kılınırdı, sadece kadınlar arkada dururlardı, çünkü öyle olması da gerekir. Nezahet bunu gerektirir. Ayrıca elbisenin dar olması, ya da pantolon namaza engel değildir. Fakat insanlar kendi önkabullerini din yapmışlar ve böylece dini daraltmış, dinin temeli olan hoşgörüyü sıfırlamışlardır. Oysa Kur’ân, Hz. Peygamber'e: "Fa'fu anhum vasfah: Onları affet ve hoşgörülü ol!" buyurmuştur. Maamafih bir kişi size öyle kaba davrandıysa bütün müslümanları ve müslüman kadınları hoşgörüsüz sanmayın, siz hoşgörülü olun, size hoşgörüsüz davrananlara da hoşgörülü davranın. O zaman toplumda huzur olur, gönüllere feyiz dolar.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş