Her bid’at çirkin midir? *** Namaz ne zaman farz oldu?
Perşembe, 14 Şubat 2013 00:00

Her bid’at çirkin midir?

Her bid’at çirkin midir? Selamlar saygılar...

Cevap: Dinin özüne ilişkin her bid’at çirkindir ama şekliyata ilişkin bid’atler zamanın koşulları gereğidir, bunlar Peygamberimiz zamanında yoktu ama zamanla uygulamaya konmuştur. Minare bunlardandır. Minarenin amacı sesi çevreye yaymaktır. Peygamber zamanında minare yoktu, çünkü henüz İslam devleti bu noktaya gelmemişti. Camilerin çinilerle süslenmesi de bid’attir ama bu bazı noktalarda İslâm'ın ihtişamını gösterir. Avrupa'da güzel çinilerle süslü camiler, Avrupalının hayranlığını kazanır, kimilerini İslam’a çeker. Bu tür bid’atlere bid'at-i hasene (güzel bid'at) denilir. Kurtuba Camiindeki harikulâde süslemeler insanları hayran bırakmaktadır.



 

Namaz ne zaman farz oldu?

Sayın hocam, namazın farz olması, Peygamberimize Alak Suresi ile peygamberliginin müjdelenmesinden ne kadar zaman sonra emrolunmustur? İlk Müslümanlar ne zaman namaz kılmaya başlamışlardır? Saygılarımla...

Cevap: yazılarımı düzenli takibetseydiniz, bu konuda bilgi sahibi olurdunuz. Namaz İslâm'dan önce de vardı. Müslümanlıktan önce de Araplar düzenli olmasa da namaz kılarlardı. Peygamberimiz de kılardı. Hira Mağarasında ibadete çekilişi bunu göstermiyor mu? Namaz vardı, Hz. Muhammed'den önceki peygamberlere de namaz emredilmişti. Hz. İbrahim Allah'a şöyle dua ediyor: "Rabbic'alnî mukîmes'salâti ve min zurriyyetî: Rabbim, beni ve neslimden bir kısmını namaz kılar yap!" (İbrahim: 40)

Kur'ân'da emredilen namaz, daha önce şirke bulanmış olan namazın şirk bulaşıklarından arındırılıp, yalnız Allah için yapılan ibadettir.

Salât’ın asıl anlamı du‘âdır. Temel özelliği du‘â olduğu için belli rükünleri, şekilleri olan namaz ibâdetine de salât adı verilmiştir. Şeklinde değişiklik görülse de namaz (salât) her dinin temel ibâdetidir. Arap toplumunda da İbrâhîm dininden kalma olarak namaz ibâdeti vardı. Şimdi bu konudaki Kur’ân âyetlerini gözden geçirelim:

“Gördün mü şu men‘edeni Namaz kılarken bir kulu (namazdan)?” (Alak: 1/9-10) âyetlerinde namaz kılan kulun namazını engelleyen kimse kınanıp uyarılmaktadır. Namaz kılan kul’un Hz. Muhammed (s.a.v.), ona engel olanın da Ebûcehil olduğu rivâyet edilir. Kur’ân’ın bu ilk sûresinde Peygamber’in namaz kıldığı belirtildiğine ve Hz. Muhammed’e peygamberlik bu sûre ile verildiğine göre, namaz kılma olayı, henüz kendisine peygamberlik görevi verilmeden önce olmuştur. Çünkü âyet, daha önce vukubulmuş bir olaydan söz etmektedir.

Kureyş liderlerinin Peygamber’i namazdan me‘etmesi, Peygamber’in, putların adını anmadan, sadece Allah’ın adını anarak namaz kılmasından ötürüydü. Yoksa namaz ibâdeti onların mechûlü değildi. Bir de siyer kitaplarının açıklamasına göre Kureyş, duhâ (kuşluk, öğle) namazı kılmasına engel olmazdı. Çünkü bu namaz, Kureyşin bildiği, alıştığı bir namazdı. Fakat Peygamber, günün başka vaktinde namaz kıldığı zaman, Alî veya Zeyd oturup onu beklerdi. Namaz ibâdetinin, Kureyşin mechûlü olmadığını birçok âyet kanıtlamaktadır:

Şu namaz kılanların vay haline, ki, onlar namazlarından gaflet ederler (kıldıkları namazın değerini bilmez, ona önem vermezler). Onlar gösteriş (için ibâdet) yaparlar. En ufak bir yardımı esirgerler.” (Mâ‘ûn: 17/4-7)

Bu âyetlerde namazlarından sehveden, yani namazı önemsemeyen, huzursuz ve gaflet ile, eğlence gibi namaz kılan kimselere esef edilmekte ve namazın, ruhlarını etkilemediği o kimselerin vasıfları belirtilmektedir: Onlar gösterişi seven, gösteriş için ibâdet eden, zekât vermeyen veya birinin ihtiyacı olan bir âleti ödünç vermeyen kimselerdir.

Bu konuda geniş bilgi için Kur'ân Ansiklopedisi adlı eserimizin Namaz maddesine bakabilirsiniz.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş