Tevhid dini, insanlığı daha ileri aşamasının dinidir
Çarşamba, 17 Ekim 2012 00:00

Tevhid dini, insanlığı daha ileri aşamasının dinidir

Selamünaleyküm Süleyman Hocam,

Hocam internette bir takım şeyler okudum ve rahatsız oldum. Siz ilahiyatçılar bu konuya nasıl bakıyorsunuz acaba.

Tek tanrılı ilahi dinlerin çok tanrıcılıktan türeyip insanlar tarafından uydurulduğunu söylüyorlar, Sümerler gibi.

Sevgili hocam Kur’ân gibi bir kutsal bir kitap (nasıl uydurulur diyesim geliyor benimde onlara. Bu iddialar ne kadar doğrudur hocam? Sizin gibi din âlimleri bu konuya nasıl yaklaşıyorsunuz acaba? Sevgiler ..

Cevap: Allah insanı yaratırken onun mayasına kendisini tanıma ve kendisine tapma duygusunu koymuş, insanın tohumunu bu inançla mayalamıştır. Onun için dünyaya gelen her insan yaratanı aramış, ama ilk anda doğrudan tek Allah inancına ulaşamamış, doğada gördüğü birtakım güçlere, kendince olağanüstü gelen varlıklara tapmıştır. Bu yüzden kimi ateşe, kimi ırmağa, kimi Aya Güneşe tapmıştır. Yüce Allah insanları doğalarına katılan tevhid inancına yöneltmek için gelişen insanlar arasından elçiler (peygamberler) seçip göndermiştir. İlk tevhid inancını ve bu inanca dayalı vahiy dinini getiren peygamber Hz. Nuh'tur.

Nisa Suresinde ilk vahyin Nuh ile başladığı belirtilir. Nuh Suresinde Hz. Nûh'un, Allah'a şirk koşan bir kavme elçi gönderildiği belirtilmektedir. Demek ki Nûh'un elçi olarak görevlendirildiği kavmi müşrik (putatapar) idiler. Vahiy peygamberliği Nuh ile başladığına ve Nûh'tan önce de insanları tevhîde çağıran şerîat sahibi bir peygamber bulunmadığına göre demek ki şirk dini, sanıldığı gibi tevhîdden sapmadan doğmamış, tersine, insanlar içindeki tapınma ihtiyacını gidermek üzere yaratıcı ararken ruhsal güç vehmettikleri çeşitli varlıklara tapmağa başlamışlar, ama gerçek yaratıcıyı bula­mamışlardır. Sonra yüce Allah, artık çoğalmış olan insanları şirkten kurtarıp tevhîde getirmek üzere, ilk elçisi olan Nûh'u görevlendirmiştir. İn­sanları tehvîde ilk çağıran elçi, Nûh'tur.

Kur'ân-ı Kerîm'de Hz. Âdem'in peygamberlik görevi yaptığından, yahut insanları tevhîde çağırdığından hiç söz edilmez. Ancak onun, halife yapılan ilk insan olduğu anlatılır. Kur'ân-ı Kerîm, vahy alan ilk elçi olarak Hz. Nûh'u anar: "Biz Nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik..." (Nisâ Sûresi: 163).

Nuh Suresinde açıkça belirtildiği üzere Nûh geldiği zaman kavmi putlara tapıyor idi. Ondan önce bir peygamber olmadığına göre, demek ki insanlar, o zamana dek müşrik (putperest) idiler. Buna göre insanlık tarihinde ilk din tevhîd dini değil, paganizm olur. Paganizm şeklinde başlayan dîn, Allah tarafından görevlendirilen elçilerle tevhîd yoluna çekilmiştir. Ama peygamberlerin ardından tekrar şirk filiz vermeğe başlamıştır. Şirk tevhîdi bastırdıkça Allah, elçiler, uyarıcılar göndermiştir. Tâ Hz. Muhammed(s.a.v.)e kadar. Onunla tevhîd dini doruğuna çıkarılmıştır. Ondan sonra peygamber gelmeyecektir ama şirki bastırmak üzere Hak da'vetçileri kıyamete dek gelmeğe devam edeceklerdir.

Ne Kur'ân insanların uydurması olabilir, ne de Kur'ân öncesi Kitapların orijini. Bunlar melek elçinin, insan elçiye getirdikleri Tanrı vahyidir. Başka türlü söyleyenler, insanları yanlışa yönlendirmede şeytana yardımcı olmaktadırlar. Eğer Kur'ân insan uydurması ise haydi bu kadar üniversite mezunu, bu kadar bilim adamı, bu kadar din karşıtı filozof var, gelsin de Kur'ân'a benzer birkaç cümle getirsinler. Kur'ân 1400 yıldan beri inançsızlara bu çağrıyı yapmakta, inanmayanları tehaddiye (boy ölçüşmeye) çağırmaktadır.
 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş