Dini günler güneş takvimine göre düzenlenemez mi?
Salı, 09 Ekim 2012 00:00

Dini günler güneş takvimine göre düzenlenemez mi?

Sevgili ve değerli hocam, ellerinizden öperek sizi kişisel olarak tebrik eder, şükranlarımı sunarım. Sizi Diyanet İşleri Başkanlığı yaptığınız dönemden itibaren takip etmekte ve İslam’ı anlamakta ve yorumlamakta kılavuz olarak görmekteyim. İslam dininin tamamını doğru anlamak belki mümkün değil, ancak "İslam’ın özünü" anlayarak tamamına vakıf olunacağı kanaatindeyim. Sizin yazılarınızdan ve kitaplarınızdan "İslam’ın özünü" anlamakta çok istifade ettim. Allah sizden razı olsun ve mağfirete nail olanlardan olursunuz inşaallah.

Değerli Hocam. Affınıza sığınarak ve sizin hoşgörü genişliğinizden cesaret alarak, yıllardır beni endişe ve merakta bırakan bir soru sormak istiyorum. Sorum kutlamış olduğumuz mübarek aylar (Ramazan, Kurban bayramı ve Kadir gecesi vb.) ve günler için acaba bir yanlışın içinde miyiz? Kur’ân'ın tebliğinin başlaması ile insanlığa iletme şerefi bahşedilen Sevgili Peygamberimizin zamanında kullanılan "Kameri Takvim"e göre kutlamalar yapmaktayız. Oysa bugün kullanılan takvime göre hassas olarak değerlendirmeler yapılmakta ve yıl 365 gün ve 6 saattir. Kameri takvim ise 356 gündür. Bu nedenle tüm zamanlar (ramazan, Kurban, Kadir gecesi vs.) 10 gün sekmeli olarak öne gelmektedir. Bir yıl önceki Kadir gecesi 10 gün erkene gelmektedir. Bu bir yanlışlık değil midir? Örneğin "Kutlu doğum haftası" her yıl Nisan ayında kutlanmaktadır.

Şüphesiz biliriz ki Allah (C.C.) indinde zaman yoktur. Zaman evren için, yaratılmışlar için vardır ve yaratılmıştır.

Tüm dünya coğrafyalarında aynı zaman dilimi kullanılmakta ve uzaklıklar için zaman farkları saniyesine kadar hesaplanmaktadır. Neden tüm bu mübarek günler bu hassas zaman ölçüsüne göre yaşanmamaktadır. Kameri takvime göre kutlanmasının bir hikmeti mi vardır? Yoksa bizler yanılgı içersinde yanlış zamanda yanlış şeylerimi idrak etmekteyiz?

Değerli hocam. Zamanınızın çok değerli olduğu bilmekteyim. Bu konuda bir yazı yayınlarsanız beni ve benim gibi düşünenleri bir müşkilden kurtarırsınız. Selam eder ellerinizden öperim. Sağlık ve afiyetiniz daim olsun inşaallah. ...

Cevap: Dünyanın güneş çevresinde dolanımı esas alınan güneş takvimi hassas zaman takvimi kabul edilir. Ama İslâm Dini geldiği zaman güneş takvimi değil, Ay takvimi kullanılırdı. Yani zaman, Ay'ın dünya çevresinde dönüşü esas alınarak takvim yapılırdı. Ayın dolanımı esas alınınca Ay takvimi de dakik sayılır. Ama bu takvimde yıl, 11 gün kısadır. Bu bakımdan kutsal günler her yıl 11 gün ileriye gelir. Böylece bayramlar, dini günler yılı dolaşır. Bu yalnız Müslümanlıkta değil, Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta da böyle idi. Ama sanırım Avrupalılar dini günlerini Güneş takvimine göre ayarlamışlar. Ama İslâm âlemi, geleneği sürdürmektedir. Şayet dünyadaki İslâm bilginleri toplanıp da oybirliğiyle dini günleri güneş takvimine göre ayarlamaya karar verirlerse pekâlâ güneş takvimine geçilebilir ama böyle bir açılım yapmak çok zor görünmektedir. Çünkü bu konuda bazı Peygamber sözlerini göz ardı etmek gerekir. Peygamberimiz Ramazanı anlatırken "Biz, ümmi bir toplumuz. Hesap kitap bilmeyiz. Bundan dolayı Ayı görünce oruç tutun, ayı görünce yiyin. Şayet hava bulutlu ise o zaman Ramazanı 30'a tamamlayın" buyurmuş, ayrıca şehr denilen ayın yani zaman biriminin kâh 30 gün, kâh da 29 gün olduğunu belirtmiştir. Şimdi bu nasları yani açık mahiyetteki Peygamber sözünü atlamak güçtür. Ayrıca 1400 yıllık yerleşik bir uygulama var. Bunu bırakmak da öyle kolay değildir. Doğrusunu isterseniz bunu kimse kabul etmez. Onun için bu gelenek böyle devam edecektir. Bunda bir hikmet de var. Yılın hemen her günü bayram olma şerefine, yılın her ayı Ramazan olma şerefine erer. İnsan yılın her mevsiminde oruç tutma zevkini tadar.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş