Peygamber’in söz ve uygulamaları Kur’ân’ın açıklamasıdır
Salı, 25 Eylül 2012 00:00

Peygamber’in söz ve uygulamaları Kur’ân’ın açıklamasıdır

Merhaba sayın hocam.. Yazılarınızı devamlı okuyorum. Çok faydalanıyorum. Allah sizden razı olsun. Her Müslüman’ın yapması gerektiği gibi Kur’ân okuyorum. Dinimi öğrenmeye çalışıyorum. Yaratan'ın ilk emrini ve ilk ibadeti yerine getirmeye çalışıyorum. "OKU" yorum..

Hocam, bugün: "Umre, yarım hac sevabı kazandırır" diye yazmışsınız.

Bu sözünüzün Kur’ân'daki delilini ben hatırlayamadım. Hac ile umre ibadeti arasında böyle bir orantı Kur’ân ayet hangi ayettir?

Yine bugünkü yazınızla ilgili bir konu daha aklıma takıldı. "Allah’ın sana takdir ettiği rızık ne ise odur, ondan bir lokma ne fazla ne eksik yiyemezsin."

Bu sözünüzle anlaşılan sanki "sen ne kadar iyi niyetli gayretli çalışırsan çalış veya ister çalış, ister çalışma senin rızkının miktarı baştan belirlenmiştir" şeklinde anlaşılabilir. Bu yaklaşım Kur’ân mantığıyla ne kadar bağdaşır acaba?

Saygılar, sağlıklar dilerim..

Cevap: Maşaallah siz din bilimlerinde ne kadar ileri bir düzeye gelmişsiniz ki her dini konunun delilini Kur'ân'dan çıkarmaya çalışıyorsunuz. Namazın rek'atleri Kur'ân'da var mı? Kılınış şekli ayrıntı ile Kur'ân'da var mı? Umrenin yarım hac sevabı getirdiğini Peygamberimiz buyurmuşlar. Ben de onun sözüne dayanarak öyle yazdım. Her sevap ve cezanın ayrıntıları Kur'ân'da yoktur; bir kısmı olsa bile hepsi yoktur. Peygamberimiz de söz ve uygulamalarıyla Kur'ân'ı açıklamakla görevlidir. Yüce Allah ona bu görevi vermiştir: "Sana da o Zikr'i indirdikki, kendilerine indirileni insanlara açıklayasın, tâ ki düşünüp öğüt alsınlar." (Nahl: 44) Peygamberimiz sözleriyle ve uygulamalarıyla Kur'ân'ı açıklamıştır. Peygamberimizin dinle ilgili sözleri ve uygulamaları Kur'ân'ın açıklamasıdır.

Siz nasıl anladınız bilemem ama söylediğim âyete dayanır. Hiç kimse Allah'ın takdir ve taksimini devre dışı bırakamaz. Zaten bırakırsa Kur'ân'ı reddetmiş olur. Hadid Suresinden sadece şu âyet, sizin sorunuza yanıt olabilir: "22- Ne yerde ne de kendi canlarınızda meydana gelen hiçbir musî­bet (âfet, hastalık) yoktur ki biz onu yaratmadan önce, bir Kitâpta (yazılmış ezelî bilgi­mizde tesbît edilmiş) olmasın. Doğrusu bu, Allah'a kolaydır.23- (Başınıza gelecek olayları, önceden bir Kitaba yazdık) Ki eliniz­den çıkana üzülmeyesiniz ve (Allah'ın) size verdiğiyle sevinip şımarmayasınız. Çünkü Allah, kendini beğenip övünen kimseleri sevmez."  (Hadid: 22-23)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş