TARÎKAT PÎRLERİ VE TARÎKATLERİ: MEVLEVÎLİK VEYA MEVLEVİYYE (1) |
Cuma, 21 Ekim 2022 00:00 | |||
TARÎKAT PÎRLERİ VE TARÎKATLERİ: MEVLEVÎLİK VEYA MEVLEVİYYE (1)(...dünden devam) Pîri: MEVLÂNÂ CELÂLEDDÎN-İ RÛMÎ (6 Rebî‘ul-evvel 604-5 Cemâziyelâhir 672= 30 Eylül 1207-16 Ekim 1273) Mevlânâ Muhammed Celâlu’d-dîn-i Rûmî, 1207’de Belh’te doğ-muş, Sultânu’l-ulemâ unvanını taşıyan ve soyu Hz. Ebubekir’e varan babası Bahâu’d-dîn Veled ibn Hüseyn ibn Hatîb ile birlikte, henüz beş yaşında iken hicret edip önce Mekke’ye gitmiş, haccı edâdan sonra Anadolu’ya gelip birkaç vilâyet dolaştıktan sonra Konya’ya yerleşmişlerdir. Mevlânâ’nın oğlu Sultan Veled’in anlatımına göre Bahâu’d-dîn Veled, Belh halkına ve hükümdar Hârizmşâh’a kızarak kentten ayrılmış, kendileri Belh’ten ayrıldıktan sonra bu kent Moğolların istîlasına uğramıştır. Moğollar Belh’i 617 hicrî târîhinde istîlâ ettiklerine göre Bahâu’d-dîn bu tarihten önce Belh’ten ayrılmış olmalıdır. Bahâu’d-dîn Veled’i, Bağdat’ta Ömer Söhreverdî’nin karşıladığı ve Mustansıriyye Medresesi’nde konuk ettiği söylenir. Hicaz ziyaretinden sonra Bahau’d-dîn Veled, Anadolu’ya, önce Malatya’ya gelmiş 614 (1217), oradan Erzincan’a gitmiş, daha sonra vardığı Akşehir’de dört yıl kalmış, oradan da Larende’ye (Karaman’a) gitmiş, 7 yıl veya biraz daha fazla ikametten sonra 623’te artık 18 yaşında olan oğlu Celâlu’d-dîn-i Rûmî’yi Şerefu’d-dîn Semerkandî’nin kızı Cevher Hâtûn ile evlendir-miştir. Larende’de Mevlânâ’nın oğlu Sultan Veled doğmuştur. Daha sonra Bahâu’d-dîn Veled Konya’ya gelmiş, Sultan Alâaddîn Keykubâd’ın lalası Bedru’d-dîn Gevhertaş Dîzdâr tarafından kendisine yapılan medresede (Medrese-i Hudâvendigâr) ders okutmaya başlamıştır. Emîrler, hattâ bizzat Alâaddîn Keykubad onun vaazlarına devam ederdi. Bahâuddîn Veled, Konya’da üç yıl ikametten sonra 18 Rebî‘u’l-evvel 628 (1230) de ölmüştür. Buna göre kendisinin 626 (1218) tarihlerinde Konya’ya gelmiş olması gerekir. Bahâu’d-dîn Veled’in ölümü üzerine Celâlu’dîn-i Rûmî, babasının yolunda vaaz ve ders vermeye devam ediyordu. Hz. Hüseyin soyundan bir seyyid olan Burhâne’d-dîn, Bahâu’d-dîn Veled’in eski bir mürîdi idi. Onun kılavuzluğunda çalışırken son derece riyâzet yaptığı, ayağı çıplak on iki yıl ormanlarda ve dağlarda dolaştığı rivâyet edilir (Eflâkî, Menâkıbu’l-ârifîn, s. 61, Tahsin Yazıcı neşri, Ankara 1959). Bahâu’d-dîn Veled, Belh’ten hicret edince Burhânu’d-dîn de Tirmiz tarafına gidip inzivâya çekilmişti. Menâkıbu’l-âri-fîn’de: “Bir gün arkadaşlarıyla otururken, ‘Yazık, yazık, şeyhim bu toprak âleminden temiz âleme göçtü!’ diye feryâdedip ağladı, sonra şeyhinin oğlu Celâlu’d-dîn’in terbiyesiyle meşgul olmak için Konya’ya geldi.” (Câmî, Nefehâtu’l-Uns, Ank. İlâhiyat Fakültesi Kütüphanesi, No. 634; Menâkıb, s. 56-58) deniyorsa da Sultan Veled’in ifadesinden anladığımıza göre Seyyid Sırdan diye de meşhur olan Burhâne’d-dîn, şeyhinin hasretine dayanamayarak onu görmek için Anadolu’ya gelmiştir. Fakat Konya’ya geldiği zaman şeyhinin bir yıl önce öldüğünü öğrenmiştir (Maârif, Firuzanfer neşri, Önsöz, s. Yb.).
(devamı yarın..)
|