ZÂHÎRÎ VE BATINÎ İLİM (7) PDF 
Salı, 04 Ekim 2022 00:00

ZÂHÎRÎ VE BATINÎ İLİM (7)

(...dünden devam)

Buna göre îmân, genel vasfıyla değil, özel vasfıyla bu yakîn mertebesini kapsar. Yakîn ilmi, îmânın özel vasfının mertebelerindendir. Ama îmânın genel vasfı bakımından yakîn, îmânın üstünde bir mertebedir.

Müşâhede, yakînin özel bir vasfıdır ki 'ayne'l-yakîn mertebesidir. Bu 'ayne'l-yakîn mertebesinde de özel bir vasıf vardır ki o da hakka'l-yakîn'dir. Demek ki hakkâ'l-yakîn, müşâhedenin en üstündedir. Bu, tam olarak âhirette gerçekleşir. Dünyâda da erbabına hafif bir göz atma kadar bir şey verilmiştir.

Bu yakîn ilmi, özellikle hakka'l-yakîn, Allah'ı bilme (ma'rifetul­lâh') ilimlerinin en değerlisidir, çünkü vicdandır (kalbde bulunan bir bilgidir). Bundan dolayı sûfîlerin ve zâhid âlimlerin ilmi yanında, nazar ve istidlâl ile yakîn ilmine ulaşan dünyâ âlimlerinin ilminin durumu; verâset ilmi yanında, okuma öğrenme ilminin durumu gibidir. Dünyâ âlimlerinin ilmi süt gibidir. Çünkü yakîndir ve dînin esâsı olan îmândır. Ama sûfî­lerin müşâhede (gözetleme) kulelerinden gelen 'ayne'l-yakîn ve hakka'l-yakîn (görülerek, yaşanarak elde ettikleri) bilgi, sütten çıkarılan kaymak ve yağ gibidir.

İmânın fazileti, ilmin fazileti iledir. Amellerin değeri, ilme dayanmaları oranındadır. Hadîste: "Âlimin âbide üstünlüğü, benim, en aşağınıza üstünlüğüm gibidir" (Asıl metinde hadisin son kısmı: "Benim, ümmetime üstünlüğüm gibidir" şeklindedir. Fakat Tirmizî'nin rivâyetinde "Benim en aşağınıza üstünlüğüm gibidir" şeklinde yer almıştır (Tirmizî,İlm: b.l9, h.2685). Başka bir rivâyette de: "âlimin, başkasına üstünlüğü, peygamberin, ümmetine üstünlüğü gibidir" denilmektedir (Feydu'l-Kadîr 4/433)) buyurulduğu rivâyet edilmiştir. Bu hadîste (eğer doğru ise), işâret edilen ilim, alım satım, boşama, köle âzâdı gibi ilimler değil, Allah'ı bilme ve yakîn kuvvetidir. Bazen kul Allah'ı bilir, tam yakîn sâhibi olur, fakat kifâyeten farz ilimleri bilmeyebilir. 

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş