İYİLİĞİN KARŞILIĞI KİMDEN BEKLENMELİ? PDF 
Pazar, 12 Haziran 2022 00:00

İYİLİĞİN KARŞILIĞI KİMDEN BEKLENMELİ?

Hocam ben namaz kılan orucunu tutun bir kulum benim merak ettiğin bir husus var insan yaptığı yardımları iyiliklerin karşılığını ben karşı taraftan beklemiyorum hep Allah’tan bekliyorum bu hatalı bir davranış mı? Bu aklımı kurcalıyor...

Cevap: Kur'ân'a göre insan yaptığı yardımı ve iyiliği sırf Allah rızası için yapmalı ve yaptığı iyilik karşılığında hiçbir şey hattâ bir teşekkür bile beklememelidir. En makbul sadaka da sadece Allah'ın bildiği gizli sadakadır. Zâriyat Suresinde:

" 8- Yoksula, yetime ve esire sevdikleri yemeği yedirirler: 9- "Biz size sırf Allâh rızâsı için yediriyoruz, sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz." (derler)." buyurulmaktadır.

8’nci âyette “hubbihî”deki zamîr hakkında iki ihtimal vardır: Kuvvetli ihtimâle göre zamir, daha önce geçen "ta'âm"a gider. Yani "onlar, yemeği sevdikleri halde, yemeğe ihtiyaçları varken yoksula, yetîme ve tutsağa yemek yedirirler" demektir. Kişinin sevmediği, iğrendiği bir şeyi sadaka vermesi makbul değildir. Makbul sadaka, sevdiği, ihtiyacı, arzusu bulunduğu şeyi sadaka vermektir. "Ey inananlar, kazandıklarınızın ve yerden sizin için çıkardığımız nimetlerin iyilerinden Allah için verin. Kendiniz göz yummadan alamayacağınız kötü şeyleri sadaka vermeğe kalkmayın” (Bakara Sûresi: 267), "Yüzle­rinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz iyilik değildir. Asıl iyilik, o kimsenin iyiliğidir ki Allah'a, âhiret gününe inandı, sevdiği malını yakın­lara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilencilere ve boyunduruk altında bulunan(köle ve esir)lere verdi,.." (Bakara Sûresi: 177), "Sevdiğiniz şeylerden sadaka vermedikçe aslâ iyiliğe eremezsiniz!" (Âl-i İmrân Sûresi: 92), "Kendilerinin ihtiyâcı olsa dahi (göç eden yoksul kardeşlerini) kendi canlarına tercih ederler" (Haşr Sûresi: 9) meâlindeki âyetler, sadakanın, kişinin ihtiyâç duyduğu ve sevdiği maldan verilen sadaka olduğunu gösterir. Zaten dökeceği veya atacağı bir şeyi fakire vermek bir iyilik olsa da makbul bir sadaka değildir.

Âyette kendini geçindirmekten âciz olanlara yardım edilmesi emredilmektedir. Aynı emir: “Fakat o sarp yokuşu geçemedi. Sarp yokuşun ne olduğunu sen nereden bileceksin? Bir boynu (kölelik, esaret zincirinden) çözmek, yâhut açlık gününde akrabâ olan yetîmi yâhut hiçbir şeyi olmayan yoksulu doyurmak, sonra inanıp birbirlerine sabır tavsiye eden ve merhamet tavsiye edenlerden olmaktır.” (Beled Sûresi: 11-17) âyetlerinde başka bir üslûp ile vurgulanmıştır.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş