ṬAYYİBÂT (الطيِّبَات) (3) PDF 
Pazartesi, 23 Mayıs 2022 00:00

ṬAYYİBÂT (الطيِّبَات) (3)

(...dünden devam)

Ṭayyib ve habîš sözün temsîli:

24- Görmedin mi Allah nasıl bir benzetme yaptı: Güzel söz, kökü (yerde) sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaç gibidir- 25- (O ağaç), Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir. Allah, öğüt almaları için insanlara böyle benzetmeler yapar. 26- Kötü sözün durumu da gövdesi yerin üstünden koparılmış, kararı (yerinde durma imkânı) olmayan kötü bir ağaca benzer. 27- Allah, inananları, dünya hayatında da, âhirette de sağlam sözle tesbit eder (o sözden asla ayrılmazlar, daima o tevhîd sözüyle Allah'ın birliğini haykırırlar). Allah, zâlimleri de saptırır ve Allah, dilediğini yapar." (İbrâhîm: 24-27),

"Sizi karada ve denizde yürüten O'dur. Gemide olduğunuz zaman(ı düşünün): Gemiler, içinde bulunanları hoş bir rüzgârla alıp götürdüğü ve (yolcular) bununla sevindikleri sırada,...” (Yûnus: 22),

"مَنْ عَمِلَ صَالِحًا مِنْ ذَكَرٍ اَوْ اُنْثَى وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَنُحْيِيَنَّهُ حَيــٰوةً طَيِّبَةً وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ اَجْرَهُمْ بِاَحْسَنِ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ: Erkek ve kadından her kim inanmış olarak iyi bir iş yaparsa, onu (dünyâda) hoş bir hayâtla yaşatırız, onların ücretini yaptıklarının en güzeliyle veririz." (Nahl: 97),

"Sözün güzeline ve çok övülen(Allah)ın yoluna iletilmişlerdir." (Hac: 24),

"لِيَمِيزَ اللهُ الْخَبِيثَ مِنَ الطَّيِّبِ وَيَجْعَلَ الْخَبِيثَ بَعْضَهُ عَلَى بَعْضٍ فَيَرْكُمَهُ جَمِيعًا فَيَجْعَلَهُ فِي جَهَنَّمَ اُولـــٰـئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ: (Sürüleceklerdir) Ki, Allah, murdarı temizden ayıklasın ve bütün murdar­ları birbiri üzerine koyup yığsın da hepsini cehenneme atsın. İşte ziyana uğrayanlar onlardır.” (Enfâl: 37)

Bu âyette Allah'ın, ḫabîši ṭayyibden ayıracağı, habîšleri birbiri üstüne yığıp cehenneme atacağı vurgulanmaktadır. Burada habîš olarak nitelenenler, İslâm'a engel olmağa çalışan kâfirler, ṭayyib olarak nitele­nenler de Müslümanlardır.

Bedir Savaşının sebep ve sonuçlarına işaret eden bu âyetlerde kâfirlerin birbiri üstüne yığılmasında, savaş alanında devrilip ölenlerin, birbiri üstüne düştüğüne işaret olabileceği gibi, bunların kalîb denen bir çukura doldurulmuş olmasına da işâret vardır. Bilindiği üzere Allah'ın Elçisi bunları bir kuyuya doldurup, sonra: "Biz Rabbimizin bize va‘dini gerçek bulduk, siz de Rabbinizin size va'dettiğini gerçek buldunuz mu?” diye hitâbettiği rivayet edilmiştir. İşte âyette onların cesetlerinin öyle birbiri üstüne yığılmış olmasına işâret edildiği kanısındayız.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş