ṬAYYİBÂT (الطيِّبَات) (2) PDF 
Pazar, 22 Mayıs 2022 00:00

ṬAYYİBÂT (الطيِّبَات) (2)

(...dünden devam)

"Size tayyibât (güzel şeyler) helâl kılındı." (Mâide: 4, 5), "87- Ey inananlar, Allah’ın size helâl kıldığı tayyibâtı (güzel ve temiz şeyleri) harâm etmeyin, sınırı aşmayın. Çünkü Allah, sınırı aşanları sevmez. 88- Allah’ın size verdiği rızıklardan helâl ve Tayyib (temiz) olarak yiyin ve inandığınız Allah’tan korkun!" (Mâide: 87-88)

Bu âyetlerde ṭayyibât ile güzel rızıklar kastedilmekte ve güzel rızıkların helâl olduğu belirtilmektedir.

"Ey elçiler, tayyibâtı (güzel şeyleri) yiyiniz ve güzel işler yapınız." (Mü’minûn: 51) âyetinde bütün elçilere, güzel rızıklardan yemelerinin ve güzel işler yapmalarının emredildiği vurgulanmaktadır. Bu, İlâhî mesajların hepsinde güzel şeylerin helâl olduğu anlamına gelir. Bütün peygamberlerin mesajının özü, güzel şeyleri yemek, güzel işler yapmaktır.

"اَذْ هَبْتُمْ طَيِّباتِكُمْ فِي حَيَاتِكُمُ الدُّنْيَا: Dünyâ yaşamınızıda bütün güzel meziyetlerinizi giderdiniz." (Ahkaf: 20) âyetinde ṭayyibât, insanın güzel huyları, meziyetleridir. İnsan zevk-ü sefâya dalmakla ruhunun güzel sıfatlarını, meziyetlerini giderir. Ruhunu çirkinleştirir.

Ṭayyib, ṭayyibe (طيِّب، طَيِّبَة) "وَالْبَلَدُ الطَّيِّبُ يَخْرُجُ نَبَاتُهُ بِاِذْنِ رَبِّهِ وَالَّذِي خَبُثَ لَا يَخْرُجُ إِلَّا نَكِدًا كَذ ٰلِكَ نُصَرِّفُ اْلآيَاتِ لِـقَـوْمٍ يَشْكُرُونَ: Güzel olan ülkenin bitkisi, Rabbinin izniyle çıkar; kötü olandan ise yararsız bitkiden başka bir şey çıkmaz. İşte biz, şükreden bir toplum için âyetleri böyle döndürüp (tekrar tekrar) açıklarız." (A‘râf: 58)

Tayyib Söz:اِلَيْهِ يَصْعَدُ الْكَلِمُ الطَّيِّبُ وَالْعَمَلُ الصَّالِحُ يَرْفَعُهُ : Güzel söz O'na çıkar, iyi amel onu yükseltir..." (Fâtır: 10)

Kelm (الكلم): İki duyudan biriyle algılanan şeydir. Kelâm işitme duyusu, kelm de görme duyusu ile algılanandır. Teklîm ise iz yapacak biçimde yaralanmaktır (Müfredât). Kelime en az üç kelimeden oluşan söz(cümle)dir. Kelîm, konuşan kimsedir. Söz anlamındaki kelime'nin çoğulu kelm, yara anlamındaki kelm'in çoğulu da kilm'dir.

Âyette kastolunan el-kelimu't-ṭayyib'in, yani güzel sözün "lâilâhe illâllah" veya "subhânellâhi ve'l-hamdu lillâhi ve lâilâhe illâllâhu vallâhu ekber" olduğu söyle­nirse de doğrusu "güzel söz" geneldir. Allah'ı anmak, du‘â, Kur’ân okumak gibi bütün güzel sözler Allah'a çıkar. Güzel sözü Allah'a yükselten de güzel eylemdir.

Bu âyetten, sözün ancak eylem ile değer kazanacağı, eylemsiz sözün bir değeri bulunmadığı anlaşılır.

"Âyînesi iştir kişinin lâfe bakılmaz;

Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde"

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş