YÜCE MAHKEME’YE ÇAĞIRMA BORUSU: SÛR (6) PDF 
Pazar, 15 Mayıs 2022 00:00

YÜCE MAHKEME’YE ÇAĞIRMA BORUSU: SÛR (6)

(...dünden devam)

Âyette âhiret duruşmasını başlatacak olan iki üflemeye birlikte işâret edilmiştir. İniş sırasına göre buraya kadar olan âyetlerde sadece bir üfle­meden söz edilmiştir. Zümer Sûresi’nde Yüce Dîvâna çağırma borusunun iki kez çalınacağı (Sûr’a iki kez üfleneceği) açıklanacaktır.

“... Sûr’a üfleneceği gün de, mülk O’nundur. Gizliyi ve açığı bilen­dir. O, hüküm­dardır, (her şeyi) haber alandır.” (En‘âm: 73) âyetinde de Sûr‘a üfle­neceği gün, mülkün Allah’a âidolduğu vurgulanmaktadır.

“68- Sûr'a üflenmiş, göklerde ve yerde olanlar (korkudan) bayıl­mışlar, ancak Allah'ın dilediği sarsılmamıştır. Sonra ona bir daha üflen­miştir, birden onlar kalkmış, bakıyorlardır. 69- Yer, Rabbinin nuru ile parlamış, Kitap (ortaya) konmuş, peygamberler ve şâhidler getirilmiş ve aralarında adâletle hükmedilmiştir. Onlara asla haksızlık edilmez 70- Herkese yaptığının karşılığı tam verilmiştir. O, onların ne yaptıklarını en iyi bilendir.” (Zümer: 68-70)

Zümer: 59/68-70. âyetlerde Sûr’a iki kez üfleneceği, birinci üf­leyişte, Allah’ın diledikleri dışında bütün canların korkudan bayılacakları, ikinci üfleyişte kalkıp bakacakları veya bekleyecekleri; Yüce Dîvân’ın yargıcı olan Cenabı Allah’ın nuruyla yerin aydınlanacağı, peygamberlerin ve şâhidlerin getirileceği; insanlar arasında adâletle hükmedilip herkese, eyleminin tam karşılığının verileceği bildirilmektedir.

Ṣa‘k(صَعقَ) korkup bayılmak anlamına gelir. Kıyâmet olayının deh­şetini anlatan bu âyetlere göre İsrâfîl’in üfleyeceği borudan öyle müthiş bir ses çıkar ki her bilinç sahibi korkudan bayılıp düşer. Ancak Allah’ın desteklediği kimseler, bu sesten sarsılmazlar. Abdullah ibn Abbâs ve Sa‘îd ibn Cübeyr’in nakline göre bu korkudan bayılmayanlar şehîdler, Mukatil’e göre Cebrâîl, Mîkâîl, İsrâfîl ve Ölüm Meleği’dir.

Bu âyetteki ṣa‘ika (صعِقَ) fi‘lini “öldü” mânâsına alıp kıyâmette Sûr’a üflenince Allah’ın diledikleri dışında herkesin öleceğini de söyle­mişlerdir. Fakat bu görüş, ṣa‘k kelimesinin lügat anlamına aykırı olduğu gibi, diğer âyetlere de aykırıdır. Ṣa‘k, lügatte korkmak, bayılmak anlam­larına gelir, ölmek anlamına gelmez. Orada ilk ölümden başka ölüm tatmazlar (sürekli yaşarlar). Ve (Allah) onları cehennem azâbından koru­muştur.” (Duhân: 56) âyetinde, cennet ehlinin, dünyâdaki ölümden sonra bir daha ölmeyeceklerini bildirilmiştir. Eğer daha önce ölüp cennete girmiş olan rûhlar kıyâmet borusuyla tekrar ölselerdi, o zaman ikinci kez ölümü tatmış olurlardı: Birincisi beden­den ayrılırken, ikincisi de Sûr’a üflendiği zaman. Tâhâ: 45/20. âyet de cehennem­dekilerin ne ölüp kurtulacaklarını, ne de doğru dürüst yaşayacaklarını bildirmektedir. Demek ki ölüm, bedensel varlıklara özgüdür, rûh ölmez.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş