Berk’ten Bakara 30’ncu âyete yorum
Mayıs - 2012

Berk’ten Bakara 30’ncu âyete yorum

Değerli Hocam, aslında bu yazıyı size yaklaşık üç sene önce yazacaktım ama fikirlerimin ve bilgilerimin olgunlaşmasını beklemem, şahsınıza saygım, bu yazıyı bugüne yazmaya itti.

Pink Floyd`un `Keep Talking` şarkısını dinlerken şarkının başında bir cümle dikkatimi çekti ve bu cümle şöyle başlıyor: For millions of years, mankind lived just like the animals. Then something happened which unleashed the power of our imagination. We learned to talk and we learned to listen.”

Ne yazık ki bu şarkıyı birçok kez dinlememe rağmen bu başlangıçtaki cümle hep dikkatimden kaçmış. Bildiğiniz gibi bu sözlerin sahibi Stephen Hawking. Bu sözleri dikkatlice dinleyince bir anda Bakara Suresi 30. ve 37. âyetler aklıma geldi.

Bakara 30. âyette: Bir zamanlar Rabbin meleklere: ‘Ben yeryüzünde bir halife yapacağım,’ demişti. (Melekler): ‘Orada bozgunculuk yapan, kan döken birisini mi halife yapacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz?’ dediler. (Rabbin): ‘Ben sizin bilmediklerinizi bilirim,’ dedi.”

"Orada bozgunculuk yapan, kan döken birisini mi halife yapacaksın?" âyetinde geçen, Melekler, geleceği bilemeyeceğine göre, Adem peygamberden önce de insanların dünyada yaşadığını ve bu insanların vahşi, kan döken, hiçbir şeyi yapmaya muktedir olmayan bir insan türünü kastedildiği anlaşılır. Hz Adem`in o insanlardan farkını şöyle anlayabiliriz: onların hiçbirisi ne düşünmeyi, ne konuşmayı, ne de bilgiyi biliyor. Zaten Adem peygamberin yaratılışına karşı çıkan meleklere Allah, Bakara 31. ayette: Adem'e isimlerin tümünü öğretti, sonra onları meleklere sunup: "Haydi, doğru iseniz onların isimlerini bana söyleyin," dedi. Bu âyet, çok önemli bir şeye vurgu yapmaktadır: Adem Peygamber, düşünme yetenekli ve bazı konularda meleklerden bile daha fazla bilgili olmalıdır. Ve bu da onun, ondan önceki insanlıktan en büyük ayırıcı özelliğinin göstergesidir ki bu da onu, düşünen ve bilen insanlığın ilk atası unvanını almaya sevkeder.

Bakara suresi 37. âyette ise: Adem, Rabbinden birtakım kelimeler aldı (onlarla amel edip Rabbine yalvardı, O da) bunun üzerine onun tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeyi çok kabul eden(kulunun günahından geçen)dir, çok esirgeyendir.” âyetindeki `Adem, Rabbinden birtakım kelimeler aldı` sözlerinden şunu çıkarıyoruz: Adem Peygamber dünya`ya inmeden önce (bana göre Adem Peygamber hep dünyada idi. Çünkü madden (maddeten olmalı) var olan bir varlığın fiziksel olarak kesinlikle madden (maddeten) ulaşamayacağımız bir yerden yani cennetten dünyaya gelmesi akla ve mantığa aykırıdır. Allah bu evreni fizik kurallarına uygun biçimde yaratmıştır. Bu da Adem`den bugüne kadar bizim evrenle ilgili `kaderimiz` oluyor.) bazı kelimeler öğreniyor ve bunları tövbe ederken kullanıyor.

Stephen Hawking`in tezine göre: `For millions of years mankind lived just like the animals` `İnsanoğlunun milyonlarca yıl, tıpkı bir hayvan gibi yaşadı` tezinin Kur`an’daki dayanağı yukarıda da belirttiğimiz gibi "Orada bozgunculuk yapan, kan döken birisini mi halife yapacaksın?" Bakara 37. Ayetinde geçen cümleden de, insanoğlunun vahşi, insan gibi yasamayan ama insan görünümü olan bir beşeriyet olduğunu belirtmekte.

Stephen Hawking`in devam eden cümlesinde `Then something happened which unleashed the power of our imagination. We learned to talk.` , `sonra hayal gücümüzü serbest bırakan bir şey oldu ve konuşmayı öğrendik` tezi, Bakara 37. âyette geçen Adem, Rabbinden birtakım kelimeler aldı” ciddi bir paralellik arz ediyor. Allah’ın, Adem`e birtakım kelimeler vermesi, Hz. Adem`in Allah`tan öğrendiğinin en belirgin özelliğidir. Demek oluyor ki Adem peygamber konuşmayı öğreniyor.

Bildiğim kadarıyla, Stephen Hawking Tanrı inancı pek olmayan biridir ve Kur`an`daki bu âyetlerden de kendisinin bilgisi olduğu inancı içerisinde değilim. Ama bu tezi ortaya atan değerli bilim adamı Stephen Hawking, hayatının büyük bir bölümünü yaşadığı kas hastalığı yüzünden bedensel olarak hiçbir şey yapamayıp konuşma özelliğini de kendisi için geliştirilen çok özel bir aletle yapar. Bırakın düşünmeyi, yaşaması bile mucize olan, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük Fizikçisi kabul edilen Stephen Hawking’in, bugünlere gelip düşüncelerini insanlığa aktarmasını Allah`ın bir lütfü olarak görüyorum. Çünkü bu bilim adamının açıkladığı düşünceleri açıklamaya kolay kolay hiçbir bilim adamı ne cüret edebilir ne de bunu bu kadar detaylıca düşünebilir. Özellikle insanlığın başlangıcından, kâinatın gizemlerine, uzayda yaşam fikrine ve özellikle insanlığın bu dünyanın nasıl sonunu getireceği gibi tezleri, onun çok iyi takip edilmesi gereken değerli bir bilim adamı olduğunu gösterir. Saygılarımla. Berkin Yaman

Cevap: Berk Bey, Stephen Hawking'in düşüncesi üzerine yaptığınız yorum güzel. Ancak hayli zaman düşünüp geliştirdiğiniz yazının birinci bölümü, yani insanlığın önce olgunlaşmamış, öteki paralayıcı hayvanlar gibi bir dönem geçirdikten sonra olgunlaştırıldığı düşüncesi benim 40 yıl önce izahına çalıştığım, 1973 yılında verdiğim Doçentlik Öncesi Deneme Dersi olan "Kur'ân-ı Kerîm'e Göre Evrim Teorisi" adlı eserimde ortaya koyduğum husustur. Zaten bu meseleyi Hawking'den 1100 yıl önce İbn Miskevehy özetle ortaya atmıştır. 300 yıl önce İbrahim Hakkı da Ma'rifetname’sinde bu konuyu ayrıntı ile işlemiş ve evrimi bir daire şeklinde açıklamıştır.

Siz de uzun düşünce sonunda aynı sonuca varmışsanız güzel bir tespittir. Akıl için yol birdir. Ama yazınızın ikinci şıkkı, yani Âdem'in Rabbinden kelimeler almış olmasını Hawking'in düşüncesine bağlamanız bana zoraki bir yorum geliyor. Kaldı ki Hawking'in bu düşüncesi de yeni bir şey değildir ki.

Ama düşünmek güzeldir. İnsan düşüncesinden ibarettir. Şairin dediği gibi

Âdemî dedikleri endîşe(düşünce)dir.

Gayyri Âdem üstühân-u rîşedir.

Sevgilerimle.

 

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş