KUŞKUDAN GERÇEK İNANCA NASIL ULAŞILABİLİR? (1) PDF 
Pazartesi, 28 Mart 2022 00:00

KUŞKUDAN GERÇEK İNANCA NASIL ULAŞILABİLİR? (1)

Cevap: Allah’a inanmayı gerektiren pek çok kanıt var. Bir tek hücreyi düşünün. Sanki bir kent gibi işlev yapıyor. Hücrenin nasıl çalıştığını, kendi içinde aynen kentteki trafik gibi cazır cuzur sesler geldiğini Tıp Fakültesindeki bir arkadaşım, laboratuarda bana dinletti. İnsanın yaratılışını düşünün. İnsan bünyesinde bütün hücreler 23 çift kromozom taşırken cinsel hücreler 23 tek kromozom taşır. Neden? Çünkü iki hücre birleşecek, yine 23 çift kromozom taşıyan bir hücre olacaktır. Eğer cinsel hücreler de diğerleri gibi 23 çift kromozom taşısa insanın cinsi başka bir varlığa değişir. Canlıları birbirinden ayıran özellik, cinsel hücrelerin taşıdığı kromozom sayısından kaynaklanır.

Şimdi sperm ile yumurta birleştiğinde kromozom sayısı tamamlanır ve tam bir hücre oluşur. Buna Zigot deniliyor. Zigot, tek bir hücre. Bu tek hücreden bölünme yoluyla hücreler, hücreler, milyonlarca, milyarlarca hücre oluşuyor. Kemik hücreleri, kas hücreleri, iç ve dış organların hücreleri, ilik, beyin hücreleri, bu hücrelerle komuta merkezi beyin arasında iletişimi sağlayan beyin hücreleri. Bunlar ayrı ayrı karaktere sahip hücrelerdir. Kemik hücreleri sert, ilik hücreleri yumuşak, göz hücreleri şeffaf, kalb hücreleri katı vb. Peki aynı hücreden bu değişik karakterdeki hücrelerin oluşumu kör tesadüfün eseri midir, yoksa bu oluşumun arkasında her şeyi en ince noktasına kadar düşünüp tasarlayan bir Yaratıcı mı vardır? Kendi kendine bu ince düzen, beynin bu akıl almaz çalışması, belki bir şehir büyüklüğünde bir laboratuarın yapacağı işleri yapan üç parçadan ibaret karaciğerin analizleri, işlevleri kendi kendine mi olmaktadır? Anne karnında büyüyen bebek, doğuma yakın dünyaya gelmek için nasıl pozisyon değiştiriyor da yukarıda bulunan başı aşağıya, ayak kısmı yukarıya geliyor? Pozisyon değiştirmese sakatlanacağı gibi annesini de perişan eder, belki ölüme sürükler.

İnsanın veya herhangi bir canlının bir yeri yaralanır, vücut hemen o yarayı onarmak için hücre üretmeğe başlar. Yaralanma ile kaybolan hücreler tamamlanınca beyinden gelen ikinci bir emirle hücre üretimi durdurulur. Eğer üretim durmasa bu kez kanser olur. Her şeyi gereğine göre böyle ayarlayan beyne bu güç ve bilgi rastlantı ile mi geldi, yoksa onu bu şekilde donatan bir kudret mi? Rastlantıda kanun olmaz, kaos olur.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş