“AKLIN VE VAHYİN TERK EDİLMESİ” (11) PDF 
Salı, 15 Şubat 2022 00:00

“AKLIN VE VAHYİN TERK EDİLMESİ” (11)

(...dünden devam)

"De ki: 'Eğer Allah dileseydi, onu size okumazdım ve onu size hiç bildirmezdi. Ben ondan önce aranızda bir ömür boyu kalmıştım, düşünmüyor musunuz?’ Uydurduğu yalanı Allah'ın üzerine atan yahut O'nun âyetlerini yalanlayandan daha zâlim kim olabilir? Şüphesiz suçlular, aslâ onmazlar!” (Yûnus: 16-17)

Hûd: 13-14), âyetlerde Kur'ân'ın İlâhîliğini kabul etmeyenler, onun benzeri bir sure getirmeleri, İsrâ: 88'de bütün insanlar ve cinler Kur'ân benzeri bir kitap getirmek üzere top­lansalar, Kur'ân'ın benzerini getiremeyecekleri, Bakara: 23-24'ncü âyetlerde de Kur'ân'dan kuşku duyanların, bütün yandaşlarıyla birlik olsalar dahi Kur'ân'a denk bir sure getireme­ye­cekleri vurgulanmaktadır.

Bakara: 23-24’ncü Medîne döneminde inmiştir. Daha önce Mekke'de inen âyetlerde de inanmayanlar, Kur'ân'a benzer bir Kitâp (Kasas: 49), Kur'ân'a denk bir söz (İsrâ: 88), Kur'ân'a benzer bir sûre (Yûnus: 38), Kur'ân'a benzer on sûre (Hûd: 13) getirmeğe çağırılmıştır. Kur'ân'a cephe alan hiç kimse, onun bir âyetine denk bir söz söyleye­me­miştir. Çünkü o, insan sözü değil, Allah'ın buyruğu ile inen meleğin vahyidir.

Onu tebliğ eden Peygamber (selam ona), Rûz-i Cezada, Kur'ânı terk edenleri Allah'a şikâyet edecektir:

"Elçi de: 'Ya Rabbi, kavmim, bu Kur'an'ı (dinlemediler, onu) terk edilmiş bıraktılar dedi." (Furkan: 30)

Âyette Hz. Peygamber'in kavminin, Kur'ân'a ilgisizliğinden ötürü üzüntüsü ve kavminin tutumunu Rabbine şikâyeti anlatılıyor. Hz. Peygamber bu sözü âhirette söyleyecektir. Vurgu için geçmiş zaman kipiyle söylenmiştir (Fethu'l-Kadîr: 4/73).

Furkan 31'nci âyette de her peygambere kavminin içinden birtakım suçluların düşman olduğu belirtilerek Hz. Peygamber tesellî ediliyor.

Bu, sosyolojik bir kuraldır. Her toplum içinde Hakka çağıranlara düşman olup onun davetini engellemeğe çalışanlar çıkar. İmana istidad ve kabiliyeti olan hakkı kabul eder, olmayan etmez, hakkın yayılmasına engel olmağa çalışır. Hidâyet ve dalâlet, kişideki istidaddan (psi­kolojik yapıdan) gelir. Bu da insana çevrenin etkisi yanında atalarından da veraset yoluyla intikal eder.

Peygamberler, hak dâvetçileri, dâvetlerine engel olmağa çalışanlarla mücâdele ede ede sonunda hakkı yerleştirmeyi, bâtılı ezmeyi başarırlar. Başarıya ulaştıran, hidâyet ve yardım eden Allah'tır.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş