“AKLIN VE VAHYİN TERK EDİLMESİ” (6) PDF 
Perşembe, 10 Şubat 2022 00:00

“AKLIN VE VAHYİN TERK EDİLMESİ” (6)

(...dünden devam)

Peygamber ve arkadaşları basiret ve sağduyu ile hareket etmişlerdir: "De ki: 'İşte benim yolum budur: Allah’a basîretle da‘vet ederim. Ben ve bana uyanlar... Allah'ın şanı yücedir, ben ortak koşanlardan değilim'.” (Yûsuf: 108),

"Hikmetle ve güzel öğütle Rabb'inin yoluna çağır ve onlarla en güzel biçimde mücâdele et. Kuşkusuz Rabbin, işte yolundan sapanları en iyi bilen O'dur ve O, yola gelenleri de en iyi bilendir." (Nahl: 125)

II- Vahyin terk edilmesine gelince:

Vahy, sür‘atli işaret demektir. Terim olarak vahiy, vahiy meleğinin, peygamber olarak seçilen insana İlâhî mesajı getirip duyurmasıdır.

Vahyin çeşitleri:

"Allah bir insanla (karşılıklı) konuşmaz. Ancak vahiyle (kulunun kalbine dilediği düşünceyi doğurarak), yahut perde arkasından konuşur yahut izniyle dilediğini vahyedecek bir elçi gönderir. O, yücedir, hüküm ve hikmet sâhibidir." (Şûrâ: 51)

Bu âyette vahy çeşitleri sayılmaktadır: Allah, bir insanla doğrudan doğruya konuşmaz. Ya sözlerini insanın kalbine ilham eder, yahut perde arkasından ona hitâbe­der veya bir elçi gönderir de o elçi, Allah’ın izniyle, O’nun dilediği sözleri vahyeder. İşte Allah’ın insanla diya­logu, bu yollardan biriyle olur.

Biraz önce belirttiğimiz üzere asıl anlamı sür‘at olan vahy, fısıldamak, gizli konuşmak, sür‘atli bir işaret, gizli bir ses ile düşünce aşılamak, ilhâm etmek anlamlarına gelir. Peygam­berlerin ve Allah dostlarının kalblerine düşürülen İlâhî sözlere de vahy denilir.

Âyette gösterilen birinci çeşit vahy, Allah’ın, kulunun kalbine attığı düşün­ce(ilhâm)dır. Güzel rü'yâ da bu tür vahiydendir. Peygamber (sav) ilk zamanlarında böyle güzel rü'yâ şeklinde vahiy alırdı. Gördüğü her rü'yâ, sabah aydınlığı gibi net çıkardı.

Allah'ın, Cebrâîl'i veya herhangi bir meleği, bir insana gönderip buyruklarını duyurması da üçüncü çeşit vahyi oluşturur.

Vahyin mâhiyetini ancak vahyi alan bilir. Biz bazı âyet ve hadîslerden vahiy hakkında bir fikir edinirsek de mahiyetini tam kavrayamayız. Kur’ân-ı Kerîm, kâh "Rûh", kâh "er-Rûhu'l-Emîn: Güvenilir Rûh", kâh "Resûl: elçi" olarak tanımlanan ve Medîne devrinde inen âyetlerde de Cebrâîl adı ile tasrîh edilen melek tarafından vahyedilmiştir.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş