MEAL HAKKINDA BİR SORU PDF 
Perşembe, 09 Aralık 2021 00:00

MEAL HAKKINDA BİR SORU

Cevap: Çeviri doğrudur, benim mealimden alınmıştır. Kasıt, Kur'ân'ı Hz. Muhammed'in uydurduğunu söyleyenleri reddetmektir. İşte Yüce Kur'ân'ın Çağdaş Tefsîrinden âyetin anlam ve izahı:

Müşrikler, Kur'ân'ın, Allah'ın sözü değil, Hz. Muhammed'in kendi sözleri olduğunu, kendinden uydurduğu sözleri Allah'a iftirâ ettiğini söylüyorlardı. Onlara göre Muhammed, duyup öğrendiği şeyleri kendi düşünce kalıpları içinde yoğurarak söylüyor, fakat bunları Allah'ın vahyi diye ileri sürüyordu. İşte:

“ Bu Kur'ân, Allah'tan başkası tarafından uydurulacak bir şey değildir. Ancak kendinden öncekinin doğrulaması ve Kitabın açıklamasıdır. Onda asla şüphe yoktur. Âlemlerin Rabbi tarafından(indirilmiş)dir.” (Yunus: 37)

Yunus: 37-38’nci âyetlerde Kur'ân'ın, Allah'tan başkası tarafından söylenecek, uydurulacak bir söz olmadığı; kendinden önceki İlâhî Kitapları doğrulayan, Allah'ın farz kıldığı hükümleri açıklayan; Allah tarafından indirilmiş kuşkusuz bir Kitâb olduğu belirtiliyor.

Kur'ân'a, Muhammed'in uydurması diyenleri, sözlerini ispat için onun bölümleri gibi bir bölüm, birkaç âyet getirmeğe davet ediyor. Eğer Kur'ân insan uydurması ise kendileri içinde yetişmiş ünlü şairler, edipler de ona benzer sözler söyleyebilirler. Eğer bunu yapamıyorlar, ona benzer bir söz söylemekten âciz kalıyorlarsa bu, Kur'ân'ın insan sözü olmadığını gösterir.

Daha önce aralarında yaşadığı uzun zaman içinde olağanüstü bir şiir veya nesir söylediği görülmemiş olan insanın ağzından birdenbire en usta şair ve hatiplerin bütün çabalarına rağmen benzerini söylemekten âciz kaldıkları sözlerin dökülmesi, bu sözlerin ona, başka bir kaynaktan geldiğini, Allah tarafından vahyedildiğini gösterir.

39’ncu âyette de kavrayamadıkları, yorumunu, amacını anlayamadıkları bir sözü, sırf inatları yüzünden inkâr ettikleri belirtiliyor. Bu âyette te'vîli henüz kendilerine gelmemiş olan sözü yalanladıkları belirtilmektedir. Burada te'vîl, Kur'ân'ın anlattığı hakikatlerin gerçekleşmesi, uyarıların vukuu, inkârcıların uğrayacakları azâbdır. Bu uyarılar henüz başlarına gelmediği için inkârcılar yalanlamağa devâm etmektedirler. Daha önce geçmiş münkirler de düşünmeden inkâr etmişlerdi, ama haksızların sonu nasıl oldu? Onlar peygamberlerinin uyarılarını inkâr etmelerinin cezasını nasıl çektiler? İşte bu inkârcılar da kendilerinden önceki inkârcıların sonucuna uğrayacaklardır. Bu âyet, Hz. Muhammed Aleyhisselâm için tesellî, münkirler için de uyarıdır.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş