KIYÂMET ALÂMETLERİ HAKKINDAKİ RİVÂYETLER (2) PDF 
Çarşamba, 03 Kasım 2021 00:00

KIYÂMET ALÂMETLERİ HAKKINDAKİ RİVÂYETLER (2)

(...dünden devam)

Peygamber'in gaybı bilmediği, ansızın gelecek olan Kıyâmet olayının zamanının kimseye bildirilmediği hakkındaki bu kadar kesin kanıta rağmen yine de Peygamber'in, bütün sırları bildiği, âhiret olaylarını, tâ Kıyâmet alâmetlerinden, Yüce Mahkemenin ve sonucunun ayrıntılarına kadar bütün gizli olayları bildiği iddiâ edilmiş ve bu konudaki ayrıntılı haberler, hadîs mecmu‘alarını doldurmuştur. Kur’ân'ın açık ifadelerine ters düşen bu haberler, kendi aralarında çelişkilerle doludur.

Âyetlerin açık ifadesine göre ansızın gelecek olan Kıyâmetin, gelişinden önce görünecek belirtileri olmaz. Çünkü henüz gelmeden birtakım belirtileri görünecek olsa, Kıyâmet ansızın değil, yavaş yavaş gelecek demektir. Görünen alâmetlerinden, kendisinin geleceği anlaşılır. Bu ise ansızın gelme değildir. Gece veya gündüzün, beklenmedik bir anda bir depremin olması, ansızın vuku bulan bir olaydır. Eğer depremin olacağı bilinse ve belirtileri ortaya çıksa idi, o, beklenen bir olay olduğu için artık ansızın meydana gelen bir olay vasfını taşımazdı. Âyetler, Kıyâmetin hiç beklenmedik bir anda, ansızın geleceğini bildirmektedir.

Rü’ya sezgi ve ilham ile verilen bilgiler

Elbette ru'yâ, sezgi veya ilhâm ile kendisine, kendi hayatında olacak bazı olaylar hakkında işârî bilgiler verilmiştir ki biz bunlara mu‘cize diyoruz. Ancak bu tür gaybî bilgiler, daha ziyade kendi hayatı ve geleceği hakkındaki olaylarla ilgilidir. Buna bazı Kur’ân âyetlerinde de işaret edilmiştir. Hz. Âişe'nin dediği gibi, geleceği Allah'tan başka kimse bilmez. Özellikle hiçbir alâmeti olmayan Kıyâmetin zamanı, bütün insanlardan gizlenmiştir. "De ki: ‘Kıyâmet sâatinin bilgisi Rabbimin yanındadır, onu, O’ndan başkası açığa çıkaramaz’.“ (A‘râf: 39/187) âyeti ve benzerleri, Kıyâmet bilgisinin, yalnız O'nun katında bulunduğunu, başka kimseye verilmediğini belirtmiştir.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş