ÜMNİYYE VE EMÂNİYY’NİN ANLAMI (1) PDF 
Salı, 12 Ekim 2021 00:00

ÜMNİYYE VE EMÂNİYY’NİN ANLAMI (1)

Ümniyye (الأُمْنِيَّةُ) bir şeyi temennî etmekten ötürü içte oluşan hayal, kuruntudur.) Çoğlu emâniyy’dir. وَمَآ اَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ مِنْ رَسُولٍ وَلَانَبِيٍّ اِلَّآ اِذَا تَمَنَّى اَلْقَى الشَّيْطَانُ فِي اُمْنِيَّتِهِ فَيَنْسَخُ اللهُ مَا يُلْقِيَ الشَّيْطَانُ ثُمَّ يُحْكِمُ اللهُ آيَاتِهِ وَاللهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ: Senden önce hiçbir resûl ve nebî göndermemiştik ki o, temennî ettiği zaman şeytân onun temennîsine bir şey (düşünce) atmasın. Fakat Allah, şeytânın attığını siler, sonra kendi âyetlerini sağlamlaştırır. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sâbidir."(Hac: 52)

Bu kökten gelen temennî (تمنِّى) de bir şeyi kafada tasarlamak, ölçmek, biçmek, düşünmektir. Bu düşünce ve tasarı çoğunlukla zan ve tahmine, bazen de gerçeğe dayanır. Ancak çoğunlukla tahmine dayandığından genelde yalan kabul edilir. Çünkü temennî'nin çoğu, gerçek olmayanı düşünmek, hayâl kurmaktır. Belki ütopya sözcüğü temennînin anlamını daha iyi karşılar.

Aslı üf‘ûle vezninde ümnûye (اُمْنُويَة) olan ümniyye (اُمْنِيَّة)nin çoğulu emânîy(أمَانِىّ)dir. Ümniyye'nin iki anlamı vardır. Biri, gerçeği bilmeden ezbere okumak, kulaktan dolma sözleri yinelemek; diğeri hayâl kurmak, büyük arzû ve istektir. Bazen ideal anlamında da kullanılır.

Hac: 52’nci âyette geçen bu kelimenin birinci anlamı göz önünde tutulursa âyette "Her resûl veya nebî, kendisine verilen vahiyleri ezbere okuduğu zaman, şeytânın, onun okuduğu vahiylere birtakım sözler atıp onu bozmağa çalışacağı, fakat Allah'ın, şeytânın attığı sözleri silip, kendi âyetlerini sağlamlaştıracağı"; ikinci anlamı göz önünde tutulursa: "Her elçi veya nebînin arzu ve ideallerine şeytânın bir düşünce, vesvese atacağı; fakat Allah'ın, şeytânın, peygamberin zihnine attığı düşünce ve vesveseleri silip kendi âyetlerini sağlamlaştıracağı"ifade edilmiş olur.

Müfessirlerin çoğunluğunun kanısına göre âyette esas olan, ümniyye kökünden gelen temennî'nin birinci anlamı olan ezbere okumaktır. Nitekim: "وَمِنْهُمْ أُمِّيُّونَ لَايَعْلَمُونَ الكِتَابَ إِلَّآ أَمَانِىَّ: Onların içinde bir de ümmîler var ki, Kitâbı (okumayı) bilmezler, bütün bildikleri kulaktan dolmadır, (yahut bütün bildikleri kuruntulardan ibarettir), onlar sadece zan içinde bulunurlar. " (Bakara: 78) âyetinde ümniyye'nin çoğulu olan emâ­niyy,ümmîlerin (dilini anlayacakları bir İlâhî Kitâbı olmayanların), kulaktan dolma bazı sözler söylediklerini ifade eder. Yani onların bilgileri, Kitâba dayanmaz; Kitâbı bilmezler. Sadece ağızdan duyup belledikleri bazı parçaları okurlar. Bilgileri asıl Kitâba değil, şundan bundan duydukları sözlere dayanır. Kesin bilgi sahibi değildirler, zan ve tahmine göre konuşurlar.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş