HAKKI VE SABRI TAVSİYE (11) PDF 
Cumartesi, 11 Eylül 2021 00:00

HAKKI VE SABRI TAVSİYE (11)

(...dünden devam)

Kaderin dışında kalan hiçbir şey yoktur

Bütün olaylar, Allah’tandır. Fakat insan iradesine bağlı işlerin vukuunda insan arzusunun, çabasının veya kusurunun, ihmâlinin etkisi vardır. Bundan dolayı bazı kötü işler, insanın kendisinden, kendi arzusundan, aczinden veya kusurundandır. İnsan bilerek veya bilmeyerek bir şeyin olmasını ister, çok arzu eder. Fakat işin içyüzüne vakıf olmadığı için istediği şeyin,  kendi hakkında gerçekten hayırlı olup olmadığını bilemez. İnsanın istediğini Allah yaratır. Ama bazen insanın çok arzu ettiği şey, kendisi hakkında kötü sonuçlar doğurur. Bunun sebebi insanın kendisidir. Çünkü onu kendisi arzu etmiştir. İşte bu gerçeği anlatmak için 79. âyette: “Başına gelen iyilik Allah’ın lütfundandır, başına gelen kötülük de kendindendir, kendi hatân, günâhın yüzündendir” buyurulmuştur.

Şu dünyada sürekli sınavdan geçirilmekte olan insan, yaptığı günâhlardan ötürü dünyada da cezalandırılır. Nitekim yüce Allah: “Başınıza gelen herhangi bir musîbet kendi ellerinizin yaptığı (işler) yüzündendir. (Allah, hatâlarınızın) birçoğunu da affeder.” (Şûrâ: 30), “İnsanların elleriyle kazandıkları (günâhları) yüzünden, karada ve denizde fesat çıktı. Belki dönerler diye, (Allah) onlara, yaptıklarının bir kısmını tattırıyor.” (Rûm: 41) buyurmuştur.

İnsanın zoruna giden şey hakkında hayırlı olabilir

Dünyâda birçok iş vardır ki başlangıçta insanın zoruna gider ama sonu, kendisi için hayırlı olur. Kulun başına gelen sıkıntılardan birçoğu da onun aleyhine değil, lehinedir. Ya dünyâda, ya da âhirette. Seyyi’e, genel olarak insanın hoşuna gitmeyen üzücü şeylere denilir. Birçok zahmet ve meşakkat, sonunda sevinç doğurur. Nitekim Müslümanların, başlangıçta çektikleri sıkıntılar, sonunda zaferler, bolluklar, bereketler doğurmuştur. Onlar dünyânın en ileri ve müreffeh toplumu olmuşlardır.

“İnsan çektiği sıkıntı kadar yücelir.”

Yâ eyyuhalležîne âmenû’sbirû ve ṣâbirû ve râbiṭû vet-tekullahe le‘allekum tuflihûn: Ey inananlar, sabredin, direnin. Savaşa hazırlıklı, uyanık bulunun ve Allah’tan korkun ki, başarıya eresiniz.” (Âl-i İmrân: 200)

Bu âyette üç emir başarının sırrı olarak vurgulanmıştır: İsbirû ‘sabrediniz’, sâbirû ‘müsâbere ediniz’, râbitû ‘murâbata ediniz.’

Sabır, nefsi kendisinde bulunan zorluklara katlandırmak, müsâbere ise onu gerek kendisinde, gerek kendi dışında bulunan zorluklara katlandırmaktır. Hastalık, nefsin kendisinde bulunan bir zorluktur. Cihâd ise nefsin dışında bulunan bir zorluktur. Nefsin cihâda, dıştaki zor olaylara katlanması müsâbere ile ifade edilir. Türkçede sabra en uygun terim dayanma, müsâbereye en yakın terim de direnmedir.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş