CİN SURESİ (7) PDF 
Salı, 10 Ağustos 2021 00:00

CİN SURESİ (7)

(...dünden devam)

24’ncü âyetteki ifâde, servetlerine, adamlarının çokluğuna, kaba kuvvetlerine güvenerek Hz. Muhammed(s.a.v.)’i ve mü'mileri tehdideden müşrik liderlerinin tutumlarını yansıtmaktadır. Bu âyet, onlara bir uyarıdır.

25-28’nci âyetlerde de: "Hani o bizi tehdidettiğin azap ne zaman gelecek?" deyip, başlarına geleceği va'dedilen azâp ile alay edenlere de, onun yakın mı, uzak mı olduğunu bilemeyeceğini; bunun Allah'ın gizli bilgisinden olduğunu; Allah'ın, gizli bilgisini kimseye göstermeyeceğini; ancak râzı olduğu elçiye göstereceğini; elçisine verdiği bilgiye de şeytan sözlerinin karışmaması için Allah, elçisinin önüne ve arkasına gözetleyici, koruyucu melekler taktığını; bundan dolayı elçisine verdiği gayb haberlerine cin-şeytan telkin ve vesveseleri karışmayacağını; Allah'ın, görevlendirdiği elçilerin, görevlerini yapıp vahiyleri duyurduklarını bilmesi için böyle yaptığını; onlara neler vahyettiğini de ayrıntılarıyla bildiğini söylemesi, Hz. Muhammed(s.a.v.)’e emrediliyor.

Allah'ın, seçip razı olduğu elçiye göstereceği gayb, ona verdiği İlâhî haberler, vahiylerdir. Yukarıdan beri sûrede, cinlerin, şeytanların gök haberleri çalamayacakları vurgulanmaktadır. Allah, gayba âit bilgileri cin ve şeytanlara vermez. Onların, o haberleri çalması, birtakım nûrlarla, ışınlarla önlenir. Yüce Allah, o haberleri, yalnız râzı olduğu elçiye verir.

Allah’ın razı olduğu elçi melek elçi de, insan elçi de olabilir. Fakat bunun, melek elçi olması daha güçlüdür. Allah gayb bilgilerini önce melek elçiye verir ve gözetim altında gönderdiği melek elçi aracılığıyla da gayb bilgilerini insan elçiye vahyeder.

O vahiylere cin-şeytan sözü karışamaz. Çünkü insan elçiye vahiy vermekle görevli melek elçi, korumalar eşliğinde gönderilir. Korumalar, onun getirdiği vahiylere şeytan vesveselerinin karışmasına engel olurlar. Onların nûrları, elçiye yaklaşmağa yeltenen şeytanları yakar. Böylece Allah'ın ilhâm ve vahiyleri, şeytan sözlerinin karışmasından korunmuş olur.

Bizim kanâatimize göre burada elçi ile kasıt, peygamber değil, peygambere vahiy getiren Rûh (melek) elçidir. İşte vahiy götürmekle görevli melek elçi, muhafız melekler tarafından koruma altında gönderilir ve o vahiylere cin-şeytân sözlerinin karışması önlenir. Bu husus, Meryem Sûresi’nin 64. âyetinde, melek elçinin kendi sözüyle açıklanmıştır.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş