CİN SURESİ (3) PDF 
Cuma, 06 Ağustos 2021 00:00

CİN SURESİ (3)

(...dünden devam)

"Soyut varlıklar olmaları, haberleri bilmelerine, işleri yapmalarına engel değildir. Bu ruhlar işitir, görür, haberleri bilir, özel işler yaparlar.”

"Dediğimiz gibi bunların mâhiyetleri çeşitlidir. Bunlar arasında insanın yapamayacağı güç, ağır işleri yapanların ve her nev'in, şu cisimler âleminden özel bir nevi cisimle ilişki kurması mümkündür. Tıbbî kanıtlar gösteriyor ki insanın esası olan nefs-i nâtıka'nın ilk ilişki kurduğu şey, ruhlardır. Ruhlar, kan parçalarından doğan Buḫârî, lâtîf cisimlerdir. Bunlar kalbin sol tarafında oluşur. Nefsin ilişki kurmasıyla bu ruhlar, uzuvlarla ilişki kurar. (Ruhların bedenle böyle ilişki kurması gibi) bu cinlerin de hava parçalarıyla ilişki kurmaları mümkündür. Böylece havanın o cüz'ü, o ruhun mütealleki olur (ruhla o cüz arasında bağlantı kurulunca) o havanın yoğun cisimde gezmesi vasıtasıyla bu ruhlar o yoğun cisimlerle ilişki kurup onları etkiler, yönetir.”

"Bazı kimseler de cinin, insan bedenlerinden ayrılmış olan ruhlar olduğunu söylemişlerdir. Onlara göre ruhlar bedenlerden ayrılınca ruhsal âlemdeki ruhsal sırların açılmasıyla güçleri ve olgunlukları artar. Ruhun, ayrıldığı bedene benzer bir beden hasıl olunca, aradaki benzerlik dolayısıyla o ruhla o beden arasında bir çeşit ilişki kurulur ve bedenden ayrılmış olan rûh, kendi bedenine benzeyen o bedene, işlerinde ve düşüncelerinde yardımcı olur. Çünkü cinsiyet (benzeme), birleşme nedenidir. İmdi böyle bir ittifak (uyumluluk), hayırlı canlar arasında olursa o yardımcıya melek denir, onun yaptığı yardım da ilhâm adını alır. Bu uyumluluk kötü ruhlar arasında olursa o yardımcıya şeytân, yaptığı yardıma da vesvese denir."

Cinler latîf varlıklardır. Ateşten yaratılan ve insanlar gibi sorumlu olan cinlerin de Müslümanı, kâfiri, iyisi ve kötüsü vardır. Birinci âyette cinlerden bir grubun, Kur'ân dinleyip sonra kendi aralarında müteâkib âyetlerde anlatılan sözleri konuştukları bildirilmektedir. Bu âyetten anlaşıldığına göre Peygamber (s.a.v.), Kur'ân dinleyen cinleri görmemiş, fakat onların Kur'ân dinledikleri, kendisine vahiy ile bildirilmiştir. Çünkü görseydi, onların Kur'ân dinlemeleri, vahye dayandırılmazdı. Ahkaf Sûresi’n­de anlattığımız üzere İbn Abbâs'tan rivayet edilen bir haberde de, Peygamber(sav)’in, cinlere özel bir sûrette Kur'ân okumadığı ve onları görmediği, ancak cinlerin sözlerinin kendisine vahyedildiği anlatılmaktadır. Abdullah ibn Mes'ûd ise, Peygamber(s.a.v.)’in, özel olarak cinlere Kur'ân okumak üzere gittiğini, onlara Kur'ân okuyup onları gördüğünü rivayet etmiştir.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş