CUMA NAMAZI FARZ DEĞİL MİYMİŞ (!) (1) PDF 
Çarşamba, 14 Temmuz 2021 00:00

CUMA NAMAZI FARZ DEĞİL MİYMİŞ (!)  (1)

Kuran okuyan bir Prof. diyor ki Kuran'da cuma namazı yok, dolayısıyla farz değildir. Ne yapacağız şimdi cuma kılmayacak mıyız?...

Cevap: O hangi Profesör müş Kur'ân'da Cuma namazının olmadığını söyleyen? Cuma namazı en vurgulu namazdır. İşte Kur'ân şöyle buyurmaktadır:

9- Ey inananlar, Cuma günü namaz için çağrıldığı(nız) zaman, Allah'ı anmağa koşun, alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. 10- Namaz kılındıktan sonra yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfünden (nasibinizi) arayın. Allah'ı çok anın ki başarıya eresiniz. 11- Bir ticaret veya eğlence gördükleri zaman hep dağılıp ona giderler ve seni ayakta bırakırlar. De ki: "Allah'ın yanında bulunan, eğlenceden de ticaretten de hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır." (Cuma: 9-11)

Tefsîr:

9-10’ncu âyetlerde mü'minlere, Cuma günü namaza çağırıldığı zaman alışverişi bırakıp hemen Allah'ı anmağa gitmeleri, namaz bitince yeryüzüne dağılıp Allah'ın nasibettiği rızkı aramaları ve başarıya ermeleri için Allah'ı çok anmaları emrediliyor.

11’nci âyette de Peygamber, Cuma namazı hutbesini iradederken, ticaret kervanının davulunu duyan cemâatin dağılıp kervana koşmaları kınanıyor. Allah'ın katında bulunan ödülün eğlenceden ve ticaretten daha hayırlı olduğu ve rızık verenlerin en iyisinin Allah olduğu vurgulanıyor.

Cuma günü ezân okunduğu zaman namaza gidilmesini emreden 9’ncu âyet, ilk defa Cuma namazını farz kılmıyor, âyetlerin bağlamından Cumanın daha önce mevcudolduğu, fakat bazı kimselerin ezân okunduğu halde yine işlerine, güçlerine devam ettikleri, Cuma namazının ve hutbesinin önemini vurgulamak üzere bu âyetlerin indiği anlaşılmaktadır. "Ticaret veya eğlence görünce hemen dağılıp ona giderler ve seni ayakta bırakırlar" meâlindeki son âyet de, bu âyetlerin inişinden önce de Cuma namazının ve hutbesinin var olduğunu gösterir.

Cemiyet, cemâat, toplanmak anlamlarına gelen Cum'a, haftanın günlerinden birinin adıdır. Bugünün, Araplarda çok eskiden beri bir toplantı ve âyîn günü olduğu, delîllerle sâbittir. Yahûdîlerin Cumartesi, Hıristiyanların Pazar günü toplanıp âyin yaptıklarını gören Arapların, onlardan esinlerek Cuma gününü dini bir toplantı günü yaptıklarını kanıtlayan rivâyetler vardır. İbn İshâk'ın rivayetine göre: "Peygamber (sav), Mekke'den hicret ettiği sırada önce Kubâ'ya indi, Pazartesi, Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri Amr ibn Avf oğullarının yurdunda kaldı. Cuma günü oradan hareket etti, Salim ibn Avf oğullarının yurduna geldiği zaman Allah'ın Elçisine Cuma ulaştı (yani Cumanın vakti girdi). Allah'ın Elçisi, vâdinin içinde, Rânûnâ'da Cuma namazını kıldı. Bu, Medine'de kıldığı ilk Cuma idi" (Tehzîbu Sûreti Ibn Hişâm: 1/122-123).

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş