BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN (3) PDF 
Cumartesi, 15 Mayıs 2021 00:00

BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN (3)

(...dünden devam)

Asr Suresinde ve başka yerlerde öğütlenen sabır, iman ve salih amel ile hak ve hayır yolunda sabırdır ki bu, yiğitlik, doğruluk ve mertlik şiârıdır. Yoksa her kötülüğe katlanmak, her zillete boyun eğmek, pislikler içine düşüp de her ne pahasına olursa olsun ondan kurtulmağa çalışmamak, batılda, fenalıkta kalmak ve şerre rıza demek olan atâlet, zillet ve meskenet ile aşağı düşmekten ibâret olan duygusuzluk değildir. Çünkü 'İzzet, Allah'a, Elçisine ve mü'minlere mah­sustur' (Münâfikun: 8) buyu­rulmuştur. Ve çünkü şerre rıza şer, küfre rıza küfürdür. Ve sahih hadiste: 'Sizden biriniz bir kötü iş görürse onu eliyle değiştirsin. Bunu yapamazsa diliyle onu değiştirmeğe çalışsın. Bunu da yapamazsa kalbiyle ondan ikrâh etsin; bu da imânın en zayıfıdır' (Müslim, İmân: 78; Tirmizî, Fiten: 11) buyurulmuştur. 'Âyetlerimiz hakkında münasebetsizliğe dalanları gördüğün zaman, onlar başka bir söze geçin­ceye kadar onlardan yüz çevir; eğer şeytan sana unutturursa hatırladıktan sonra hemen kalk, o zalimler topluluğuyla oturma, yoksa siz de onlar gibi olursunuz!' (En'âm: 68) âyeti de bu anlamı ifâde etmektedir. Maamâfîh, karşı konulması gereken işlerde de telâş ve tehevvürle hareket etmeyip: 'De ki: İşte benim yolum budur: Ben ve bana tabi olanlar, Allah'a bilinçli olarak da'vet ederiz!' (Yûsuf: 108) buyurul­duğu üzere basiret ile hareket etmelidir"[1].

Toplum saâdetinin temel taşları olan imân, güzel amel, hakkı ve sabrı tavsiye, İslâm dâvetinin en önemli prensiplerindendir. Ancak insanı salih amele sevk eden iman kesin, tereddütsüz, köklü ve doğru imandır. Kendi hayallerini, dar görüşlerini putlaştırıp kalbine yerleştirmiş kişinin imânı, belki kendisini dar çerçevede dürüstlüğe yöneltir ama aynı zamanda o kimse birçok insana da Allah düşmanı gözüyle bakıp onlara düşman olur. Allah'ın kullarına iyilik edeceği yerde düşmanlık etmeğe başlar. Onun için imânın hurâfâta, asılsız, boş şeylere, zanlara değil, kesin esaslara dayan­ması gerekir.

Mehmet Âkif Ersoy bu sûre hakkında şunları söylüyor:

Hâlikın nâ-mütenâhî adı var, en başı Hak,

Ne büyük şey kul için hakkı tutup kaldırmak.

Hani ashâb-ı kirâm, ayrılalım derlerken

Mutlaka sûre-i ve’l-‘asr’ı okurmuş, bu neden?

Çünkü meknûn o büyük sûrede esrâr-ı felâh,

Başta îmân-ı hakîkî geliyor, sonra salâh.

Sonra hak, sonra sebât, işte kuzum insanlık;

Dördü birleşti mi yoktur sana husrân artık!



[1]. Hak Dini, Kur'ân Dili: 8/6081-6083.

***

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş