BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN (2) PDF 
Cuma, 14 Mayıs 2021 00:00

BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN (2)

(...dünden devam)

Tevâsî karşılıklı olarak tavsiye etmek anlamına gelir. İnanıp güzel işler yapanlar, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye ederler. Gerçek, doğru anlamına gelen hak, Allah'ın isimlerindendir. Kişinin kendisine âit bir şeye de hak denir. Sabır ise olaylara dayanma, olaylar karşısında umutsuzluğa düşmeyip tahammül etmedir. İşte inanıp güzel işler yapanlar, birbirlerine hakkı, doğruyu, gerçeği, hak dini, başkalarının hakkına saygıyı, doğruluk­tan ayrılmamayı, olaylar karşısında yılmamayı, umutsuzluğa düşmemeyi, azim ve irade ile Allah'a tevekkül ile hak uğrunda sabretmeyi tavsiye ederler.

Bilindiği üzere sabır, nefsin bir iş yapmak veya fenalıklardan kaçınmak için güçlüğe, zorluğa, acıya dayanma gücüdür. Sabır, başlıca iki çeşit olarak düşünülür:

1) Acı ve zorluğa sabırdır ki bununla ibâdet ve mücâhedenin ve güzel amellerin zorluklarına dayanılarak yüce himmet sahiplerinin eriştikleri başarılara erişilir.

2) Lezzet ve arzulara karşı sabırdır ki bununla haramdan, yasaklardan ve hoş görünüp de sonu kötü olan aldatıcı, tehlikeli, maddeten veya manen zararlı şeylerin zararlarından sakınılır ve korunulur. ''Cennet çetin şeylerle, cehennem câzib şeylerle çevrilmiştir'' (Müslim, Cennet: 1)meâlindeki hadisi şerifte iki sabra da işaret vardır.

Takriben iki yıldan beri insanlığa musallat olan Korona virüsü 3,5 milyon insanın canını aldı. Bu olay, insanlığa bir uyarıdır. Teknolojinin bu kadar geliştiği bu çağda en modern silahlara sahip ülkeler, çıplak gözle görülemeyecek derecede küçük hayvancıkla baş edemiyor. Cenabı Hak onlara şu mesajı veriyor: Ne denli silah üretirseniz üretin, kendinizi ne denli güçlü sanırsanız sanın, siz benim hükmümü engelleyemezsiniz, benim görünmez askerlerimle baş edemezsiniz. Aslında siz bir virüsle, bir mikropla baş edemeyecek kadar zayıfsınız. Bunu bilin, aklınızı başınıza alıp buyruklarıma başkaldırmaya kalkmayın.

Bu tür salgınlar zaman zaman oluyor. Hz. Ömer zamanında Şam'da çıkan ve iki yıl kadar süren Veba salgını pek çok insanı hayattan koparmıştı. O sırada durumu teftiş için Şam'a gelmekte olan Halife Ömer, Şam'da veba çıktığını öğrenince Ashab ile istişare sonucu dönmeğe karar verdi. Şam komutanı büyük sahabî Ebu Ubeyde'nin: "Allah’ın kaderinden mi kaçıyorsun Ömer?" şeklindeki sitemli sorusuna, Halîfe: "Allah'ın bir kaderinden öbür kaderine gittiğini" söyledi. Sonra Ebu Ubeyde Hazretleri Şam'da vebadan vefat etmişti.

Nakşî kolunun önemli temsilcilerinden Halid-i Bağdadi de, Hicri 1242 (Miladi 1827) yılında, Şam’da Veba hastalığından vefat etmiştir. Yirminci asır başlarında çıkan grip benzeri bir salgını da milyonlarca insanın ölümüne sebebolmuştur. 1950’lerde Asya gribi denilen bir salgın da insanlığı perişan etmişti.

Zaman zaman böyle salgınlar oluyor ve belki de olacaktır. Tek çare tedbirli olmak, salgını önlemenin çarelerine uymak, ama her tedbire rağmen vuku bulan olaya da sabretmek, umutsuzluğa düşmemektir. Çünkü Allah’ın rahmetinden umut kesilmez.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş