Kaybettiğimiz kimselerin ardından ne yapmalıyız? *** Batıl sözden dönmek gerekli, şum tutmak (uğursuzluğa inanmak) günahtır

Kaybettiğimiz kimselerin ardından ne yapmalıyız?

Sayın Süleyman Ateş, 2009 Şubat ayında kardeşimi uçak kazasında kaybettim. Geçen yıl sene-i devriyesinde (yıldönümünde) mevlit okuttuk. Bu yıl ise mevlit okutmak yerine acaba farklı bir yolla anabilir miyiz diye merak etmekteyiz. Kaybettiğimiz kişilerin ardından neler yapabileceğimiz hakkında bizi bilgilendirirseniz çok memnun oluruz. Teşekkürler. Gökçin TOPAL

Cevap: Kaybettiğiniz kişiler için yapacağınız şey, onları hayır ile anmak, onların hayrına sadaka vermek, dua etmektir. İslâm’da sene-i devriye diye bir şey de yoktur. Her zaman onlara dua edersiniz. Kur'ân okursunuz. Mevlit okutmak ibadet değildir. Ancak bu esnada zikredilir, salavat getirilir, Kur'ân okunur. İşte ibadet bu zikir ve Kur'ân okumadır.


Batıl sözden dönmek gerekli, şum tutmak (uğursuzluğa inanmak) günahtır

Bir yakınım 8 sene önce bir kız sevmiş. İkisi de lise öğrencisiymiş ve evlenmeyi düşünüyorlarmış. Üniversite sınavına hazırlanmışlar ve yakınım üniversiteyi kazanmış. Kızınki ise belli değilmiş. Sınavın açıklandığı gün, kız ailesiyle birlikte şehir dışına gidiyor ve bir trafik kazası geçiriyorlar. 2 gün önce el ele kol kola gezerlerken, 2 gün sonra kız yoğun bakıma alınıyor ve 10 gün sonra ölüyor. Bu yakınım, yoğun bakımdayken de, mezara defnedilirken de kızı yalnız bırakmıyor. Her gece ve gündüz kızın mezarına gidiyor ve başka birini sevmeyeceğine dair ona söz veriyor. Uzunca bir müddet söze sadık kalıyor. Üniversitedeyken, bir kızı seviyor. Tam ona sevgisini söyleyecekken, o gece bir kâbus görüyor. Kâbusta, o kız yakınıma: "Sen bana bir söz verdin, sözünü tutmazsan onu da çok yakında benim gibi kaybedeceğini göreceksin" diyor.

Yakınım, buna bir anlam veremiyor. Sevdiğini söyleyecekken, sevdiği kızı bir kazaya ramak kala kurtarıyor. Ve vazgeçiyor. Aynı şekilde, başka başka ilişkilerde de aynı şeyler oluyor. Şu an yine aynı şeyler oluyor. Yakınım, aynı saatte aynı kâbusu aynı süre içinde görüyorum ve her şeyden bezdim, dedi. Kaçıp uzaklara gitmek istiyorum, hiç kimse beni bulamasın istiyorum, böyle giderse askerden dönemeyeceğim, memleketime tabutum gidecek filan dedi. Ben onu rahatlatmaya çalıştım; ama bir etkisi olmadı. Beni dinlemediği gibi, fikri sabit bir şekilde davranıyor. Açıkçası, ben de ne yapacağımı bilemiyorum. Saygılar; Yeşim

Cevap: Arkadaşınızın sözü batıldır, dine aykırıdır. Gördüğü kâbusları kafasından çıkarsın. Gördüğü kâbuslar da kendi hayalleridir, düşünceleridir. Onlar biçimlenip rüyasına giriyor. Öyle bir söz olmaz. Evlenmek Allah'ın emri, Peygamberin sünnetidir. Evlensin, ama daha önce bu söylediği sözden dönme keffareti olarak da üç gün oruç tutsun. Allah'ın izniyle hiçbir şey olmaz. Şum tutmasın, şum tutmak günahtır. Ama bu düşünce onda şizofreni haline gelmişse benim yapabileceğim bir şey yoktur. Psikiyatra gitmeli.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş